Sıra geldi sekizinci kıtaya… Birlikte okuyalım yine:

Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:

Değmesin mabedimin göğsüne nâ mahrem eli,

Bu ezanlar –ki şehadetleri dinin temeli-

Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.

Arapça ve Farsça sözcüklerin en yoğun olduğu kıtalardan biri bu kıtadır. Öncelikle Arapça sözcükleri verelim:

Ruh,

İlahî,

Mabed,

Mahrem,

Ezan,

Şehadet,

Ebedi.

Şimdi bir de Farsça sözcüklere bakalım:

Nâ,

-ki,

Din.

Din sözcüğü Arapça sanılır ama gerçekte Farsçadır. Arapçaya Farsçadan geçme bir sözcüktür.

Arapça ve Farsça sözcüklerin Türkçelerini de verelim ve en son olarak bu kıtadaki öz Türkçe sözcükleri sıralayalım:

Ruh sözcüğünün öz Türkçesi, tin sözcüğüdür.

İlah sözcüğünün öz Türkçesi, tapacak sözcüğüdür.

İlah sözcüğünün sonunda yer alan ve iyelik bildiren î ekinin öz Türkçesi – im/ım ekidir. “İlahım” ya da Öz Türkçe “tapacağım” sözü vardır. Benim ilahım, benim tapacağım, demektir bu.

Mabed sözcüğünün öz Türkçesi, tapınak sözcüğüdür.

Mahrem sözcüğünün öz Türkçesi, yasaklı ve dokunulmaz sözcüğüdür. Bu sözcüğün kullanım yerine göre pek çok farklı anlamı var. Burada yalnızca ikisini verdik.

Ezan sözcüğünün öz Türkçesi, çağrı sözcüğüdür.

Şehadet sözcüğünün öz Türkçesi, tanıklık sözcüğüdür.

Ebedi sözcüğünün öz Türkçesi, ölümsüz sözcüğüdür. Bununla birlikte “bengi/ bengü” sözcüğü de öz Türkçe ebedi anlamına gelir.

Şimdi de Farsça sözcüklerin öz Türkçelerini verelim:

Nâ, olumsuzlama ekidir. Söz gelimi uygun demek için müsait, uygun değil demek için namüsait deniliyor. Türkçede bu eki kullanmamak gerek. Niye ki öz Türkçe olumsuzlama yöntemimiz var ve bize özgü. Biz bunu genellikle değil sözcüğü ile yapıyoruz.

-ki sözcüğü ile ilgili açıklamayı önceki bölümlerde yapmıştık. Yinelemeye düşmeyelim.

Din sözcüğü için Türkçe bir karşılık bulunmuyor. Kanımca din kavramının Türk düşün ve inanç dünyasında yeri yok. Türklerin inancı var ama dini yok yahut din kavramı Türklerde yok. O nedenle “din” sözcüğünü dilimize taşımışız. Din denildiğinde Sami ve İranî bir kavram usa geliyor. Türkün kavramlar dünyasında böyle bir kavram yer bulmamış. Bu nedenle din sözcüğü taşınma bir sözcüktür. Öz Türkçe inanç sözcüğünü din karşılığı olarak kullanamayız. İnanç ve din başka kavramlardır. İnanç bir duygudan oluşurken din ise bir kurallar ve inançlar bütünüdür. Din sözcüğüne Türkçe bir karşılık üretmek de yersiz ve gereksizdir. Biz gerçekte inançlı ama dinsiz bir millet idik. İslam’la birlikte bir dinimiz oldu. Belki yüzyıllar sonra yine inançlı ama dinsiz bir millet haline gelebiliriz. Her ne kadar Mehmet Akif marşta, ezanların ebedi olarak yurdumuzun üstünde inlemesini dilese de bu dilek belki kabul görmeyebilir Ulu Tanrı tarafından…

Bir de temel sözcüğü var. Bu sözcük Rumca bir sözcük… Türkçesi taban sözcüğüdür.

Şimdi de bu kıtadaki öz Türkçe sözcüklere bakalım:

Senden,

Şudur,

Ancak,

Değmesin,

Göğsüne,

Eli,

Bu,

Yurdumun,

Üstünde,

İnlemeli.

Bu kıtada toplamda 11 sözcük öz Türkçe. Kıtadaki toplam sözcük sayısı ise 23. Görüleceği üzere bu kıtada Türkçe sözcükler öbür kıtaların tersine azınlıkta.

Kalan kıtaları da irdelemeyi sürdüreceğiz.