Esenlik Türkçenin en güzel sözcüklerinden biridir. Kaldı ki güzel olmayan Türkçe sözcük mü var? Anlamlarından bağımsız, Türkçe sözcüklerin tümü güzel ve alımlıdır. Söyleyene de işitene de sıcak, sevimli ve gülümsetici gelen Türkçe sözcüklerimiz duygu evrenimizin enginliğini yansıtır.

Esenlik sözü ilk başta esmek eylemini çağrıştırıyor. Kavurucu sıcakların egemen olduğu yaz günlerinde serinletici, ılık bir yelin esişini duyumsatır esenlik…

Ancak bu sözcüğün esmek eylemiyle gerçekte bir ilgisi yoktur.

Esenliğin kökü esendir. Sözlükte sağlıklı olmak, hasta olmamak biçiminde açıklanan esen sözü, ruhsal ve bedensel dinçliği ve aynı zamanda erinç içinde olmayı ifade eder. İşin gerçeği esenlik sözü Türkçede anlam varsıllığıyla donanmış binlerce sözcükten biridir. Bu bağlamda belirtelim ki, yukarıda dile getirdiğimiz anlamların yanı sıra barış, selam, güvenlik gibi anlamlara da gelen esenlik, eski Türkçemizde bir selamlaşma sözü olarak da kullanılmaktaydı. Sonradan bu güzelim öz Türkçe selamlaşma sözü bırakılıp İbranice ve Arapça kökenli “selamun aleyküm” sözü yeğlenir oldu.

Şimdilerde yeniden “esenlikler!” biçiminde yaygınlık kazanmaya çalışan bu eski selamlaşma sözümüz “esenleşme” ve “esen olsun” söyleyişiyle yazılı ve sözlü geleneğimizde vardır. 

Gerçek şu ki, “selamun aleyküm” sözünün doğrudan doğruya Türkçe karşılığı “esenlikler!” sözüdür.

Esenlik içinde olan kişi esendir. Kişi esen ise sağlıklıdır, huzurludur, dinçtir. Esen değilse sayrıdır. Sayrılık, esenliğin karşıtı bir söz olarak hastalık anlamını taşır.

Esenlik sözü de sayrılık sözü de Türkçemizin köklü kaynaklarında yer alır. Bu sözcüklere Anadolu Türkçesinin büyük ozanı Yunus Emre’nin şiirlerinde de denk geliyoruz.

Yunus Emre bir şiirinde şöyle diyor:

“A dostlar esenleşelim,

Tuz ekmek helalleşelim…”

Görüleceği üzere burada esenlik sözü esenleşmek biçiminde geçiyor. Esenleşmek, selamlaşmak demek… Demek ki o günlerde atalarımız “selamlaşmıyor”, esenleşiyormuş.

Bir başka şiirde ise şöyle diyor:

“Esridi Yunus’un canı,

Yoldayım illerim kanı,

Yunus düşte gördü seni,

Sayru musun sağlar mısın?”

Bu şiirde de sayru sözünü görüyoruz. Dil devrimi sırasında sayru sözü sayrı olarak yeniden diriltilmeye çalışıldı. Hatta buradan devinimle hastane anlamında “Sayrılarevi” sözü üretildi. Ancak yerleşmedi. Biraz ısrarcı olunsaydı ve hastanelerin adlıkları bu biçimde yazılsaydı kesinlikle yerleşirdi.

Mektep ve medrese yerine okul nasıl yerleştiyse sayrılarevi de öylece yerleşirdi.

Esenlik ve esen sözü Anadolu’nun kimi Türkmen köylerinde ve yerleşim birimlerinde günümüzde de kullanılıyor. Kırşehirli eski devlet bakanımız Sn. Ramazan Mirzaoğlu’nun aktardığına göre Kırşehir’in köylerinde insanlar, birbirlerine hal hatır sorarken “sağ, esen misin?” diyorlarmış.  Hatta hayvanlar hakkında bile “sağ, esen mi?” deniliyormuş. Hayvanların sağ esen mi, diye soran Kırşehirli Türkmenler bu güzelim öz Türkçe sözcüğümüzü yaşatıyor.

Esen sözü Türk dünyasında da kullanılan bir selamlaşma sözüdür. Ta Altay ve Hakaseli’ne değin kullanılan esen sözümüzü dilimizden düşürmemeliyiz. Bir vakitler TRT’de bu sözcük çokça kullanılırdı. Şimdilerde ne üzücü ki duyamıyoruz. 

Öte yandan esen sözü ile Farsça “âsân” sözü arasında ilgi kurmaya çalışan kimi köken bilimciler var. Ancak bu kesinlikle doğru değil. Niyesi her iki sözcük, ses olarak birbirini çağrıştırsa da anlam olarak bütünüyle farklı. Farsça âsân sözü kolay anlamına geliyor. Oysa Türkçe esen sözü sağlıklı, dinç, erinç içinde, barışık, gibi anlamlara sahip… Nitekim bu iki sözcük arasında bir ilgi yok diyen ve esen sözcüğünün öz Türkçe bir sözcük olduğunu savunan köken bilimciler de var. Bunların en ünlüsü de Türk dili köken bilimcisi, Sir Gerard Clauson adlı bir İngiliz dilcidir. Clauson, Türk dili üzerine yaptığı çalışmalarla ünlenmiş bir köken bilimcidir.

Esen ve esenlik sözcüklerimizi çokça kullanmalıyız. 

Tıpkı günaydın sözünü dilimize iyice yerleştirdiğimiz gibi esen ve esenlik sözünü de yerleştirmeliyiz.

“Selamlaşmayı” bırakıp esenleşmeliyiz.

Selamun aleyküm yerine “esenlikler!” demeliyiz.

Esenlikler hepinize!

Esenlikler Türkiye’ye!

Esenlikler bütün yeryüzüne!