Kızıl Elma Türklerin büyük ülküsüdür. Ülkü ise ulaşılmak istenen kutlu artı yüce erek demektir. Bu, değme çağda ayırtlı bir ereği dahası erekleri belirtir. Kuşkusuz Türkler için erekler ereği bütün Türk topluluklarının bir bayrak altında birleşmesidir.

Erekler ereği birkaç kez gerçekleşmiştir.

Ancak erekler ereğine varmadan ulaşılması gereken ülküler de vardır. Öte yandan erekler ereği gerçekleşse bile sonrasında başka bir erek de söz konusudur. O da bütün yeryüzüne egemen olmaktır.

Peki, Türklerde ülkü için neden Kızıl Elma sözü kullanılır?

Öncelikle, iki sözcükten oluşan Kızıl Elma sözünü sözcük anlamı olarak açıklamalıyız.

Kızıl, öz Türkçe bir sözcüktür. Anlamı al demektir. Al ise bilindiği üzere bir boyaç adıdır. Kızıl sözcüğü boyaç adı olmanın yanı sıra başkaca anlamlar da taşır. Sözgelimi görüşte keskinlik, ödünsüzlük artı kesinlikle caymazlık…

Bu arada kızıl sözü Azerbaycan Türkçesinde altın anlamında da kullanılıyor.

Elma sözüne gelince… Elmanın gerçek biçimi “alma”dır. Anayurdu Orta Asya olan elma Türklerde bolluk ve artağanlığın simgesidir. Ancak Kızıl Elma sözündeki elma ile anlatılmak istenen bir yemiş olan elma değil, Güneş artı Ay’ı belirtimleyen kızıl toptur. Bu top, “muncuk” adıyla bayrak ve tuğların tepesini süslemiş, kimileyin büyük utku imi, kimileyin egemenlik göstergesi, kimileyin de ele geçirilmek istenen yeri belirten bir simge olmuştur.

Kızıl Elma ilkin Ergenekon Söylencesi ile doğmuştur. Ergenekon’dan dışarı çıkıp yitirilen yurtları yeniden ele geçirmeyi anlatan Kızıl Elma sözü Türklük için yaşamsal önemdedir. Niyesi Türklüğü yalnızca bir soy artı budun olarak görmek doğru değildir. Türklük soy artı budun kimliğini barındırsa da gerçekte bir yaşam biçimini belirtir. Türklük bir inancın adıdır. Bu inanç töre ile dile gelir artı yaşama geçirilir. Türklerin son Kızıl Elması kuşkusuz Türklüğü bir inanç artı yaşam biçimi olarak başka bir deyişle töre olarak bütün yeryüzüne yaymaktır. Bu gerçekleştiğinde könilik egemen olacaktır.

Kızıl Elma bir dönem Türk Kağanlığı’nın kuruluşu artı yükselişini anlatımlarken bir dönem Oğuzların Anadolu’ya yönelişini, oradan Balkanlara geçişini dahası İstanbul’u ele geçirişini belirtimlemiştir.

Kızıl Elma Türkler için kimileyin yaklaştıkça uzaklaşan, uzaklaştıkça daha da çok istenen kutsal erek olmuştur. Ulu Önder Atatürk öncülüğünde Türkiye’nin kuruluşu, Türklük kimliği üzerinde yükselişi, Türk dilinin özgürleşmesi artı yeniden daha da varsıllaşması Türkler için hep Kızıl Elma olmuştur.

Kızıl Elma sözü Türklüğün yeniden dirilişini, Arap artı Fars öykülerinden kurtuluşunu, öze dönüşünü, öz benliği ile yeniden var oluşunu da simgelemektedir. 

Kızıl Elma Türklüğün tinidir. Bu tin Türk yazınında, sözlü artı yazılı gelenekte pek çok anlatıcı artı pek çok yazarca işlenmiş, yeni kuşaklara aktarılmış, Türklüğün düşün artı duyuş evreninde bir bayrak gibi dalgalanmıştır.

Günümüzde bütün yeryüzü Türklüğünün Kızıl Elması Türk topluluklarının birliğini gerçekleştirme, dilde, düşüncede artı eylemde sağlanan birleşmeyle yeryüzüne köniliği egemen kılma uğraşısıdır.

Bu uğraş kutlu bir uğraştır.

Tengri Türkleri bu uğraşla görevlendirmiştir.

Kızıl Elma yolunda uğraşanlara uğurlar olsun!