1.  Kur’an’a göre müminlerin kendi anadillerinde ibadet etmeleri Kur’anî bir haktır. Bu hakkı teşhis ve tespit etmek için Selman Farisi gibi, İmamı Azam Ebu Hanife gibi büyük bilgin olmak yahut o büyük bilginlerin görüşlerine değer verip izleyicisi olmak gerekir. Selman Farisi’ye göre de, İmamı Azam Ebu Hanife’ye göre de Kur’an’ın çevirisi ile namaz kılmak caizdir. Zira Kur’an’ın çevirisi de Kur’an’dır.

2.    Kur’an’ın başka dillere çevrilemezliği iddiası akıl, bilim ve mantık dışı bir saplantıdır.

3.    Kur’an’ın çevirisinin Kur’an sayılamayacağı iddiası da aynı şekilde bir saplantıdan ibarettir.

4.    Anadilde ibadete karşı çıkanlar gerçekten İslamî ve Kur’anî gerekçelerle değil Emevici, Arapçı gerekçelerle hareket ediyorlar.

5.    Kur’an, Arapçadır diye Arapçaya kutsallık atfetmek ve diğer dilleri küçümsemek İslam’ın evrenselliği ilkesine aykırıdır. Bütün diller değerlidir. Arapça da değerlidir. Her dil onu konuşan ulus için kutsal bir değer olarak görülebilir. Ama bir dili bir dine inanan herkes için kutsal addetmek o dine verilecek en büyük zararlardan biridir. Zira bu durumda o din, bir dilin yayılması ve bu yayılışla birlikte bir milletin başka milletleri asimile etmesi için kullanılan bir aparata dönüştürülmüş olur.

6.    Anadilde namaza karşı çıkmak, İslam maskesinin arkasına saklanarak Arap milliyetçiliği yapmak demektir. Arap milliyetçiliği Araplar için bir haktır ama bu hakkı kullanırken İslam istismar edilmemelidir.

7.    Anadilde ibadet ve Kur’an’ı anadilimizde okumak, İslam’ın yeniden dirilişi ve yükselişi için büyük bir devrimdir. Bu devrimin yaşama geçirilmesi İslam’a ve Müslüman halklara emsalsiz bir hizmettir.

8.    Hazreti Muhammed ve onun bildirdiği din, halkların kardeşliği ülküsünün en güzel yollarından biridir. Bu yolu Arapçanın kutsallığı saplantısı üzerinden Emeviciliğe, Arapçılığa kurban etmek, İslam’a ihanettir.

9.    Anadilde ibadet, hem bireysel bir hak hem de kitlesel / cemaat olarak hayata geçirilmesi gereken bir haktır. Bu sebeple bireysel olarak namaz kılarken de cemaatle namaz kılarken de Kur’an’ı anadilimizdeki çevirilerle okuyabilmemiz meşru ve kutsal bir uygulama olarak kabul edilmek zorundadır.

10. Müminlerin anadillerinde ibadet hakkına saygı göstermemek zulümdür, haksızlıktır, adaletsizliktir. Zulmün, haksızlığın ve adaletsizliğin olduğu yerde ise İslam yoktur.

11. İslam aydınlanmasının ve İslam dünyasının yeniden yükselişinin en önemli ayaklarından biri de anadilde ibadet hakkının uygulanmasıdır.

12. Anadilde ibadet hakkının uygulanmasına karşı çıkmak, Müslümanların aklına, vicdanına ve irfanına vurulmuş prangaların çıkarılmasına itiraz etmekle müsavidir.

13. Türkçe ibadet Türklerin hakkıdır, Farsça ibadet Farsların, Berberice ibadet Berberilerin, Urduca ibadet Pakistanlıların, Bengalce ibadet Bangladeşlilerin hakkıdır. Bu hak nüfusu ne olursa olsun Arapçadan başka bir dil konuşan bütün Müslüman halkların hakkıdır. Ülkemizde Türkçe dışında başka bir dili anadil olarak konuşan bütün yurttaşlarımızın da hakkıdır.

14. Bu hakkı savunmayı İslamî, insanî ve vicdanî bir görev kabul etmeliyiz.