Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde, 28 yaşındaki ebe Pınar Bulunmaz’ın 22 Şubat 2024’teki şüpheli ölümü, Türkiye’de kadın cinayetleri ve adalet arayışına dair derin bir yara açtı.

Eşi Rıdvan Bulunmaz’ın “intihar” iddiası; güvenlik kameraları, kriminal raporlar ve Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı’nın raporuyla çürütülürken, dava sürecinde sanık ailesinin iddia edilen nüfuzu, şüpheli adli bağlantılar ve aileye yönelik tehditler adaletin önüne set çekiyor. Pınar’ın abisi Erdal Sevim’in öncülüğünde süren mücadele, kamuoyunun desteğiyle yankı buluyor. 8 Ekim 2025’teki duruşma, adaletin terazisini sınayacak.Olay Gecesi: Panik, Takip ve Şüpheler
22 Şubat 2024’te, Pınar Bulunmaz, Siverek’teki evinden panik içinde koşarak çıktı. Güvenlik kamerası görüntüleri, gardiyan olan eşi Rıdvan Bulunmaz’ın onu araçla takip ederek araca bindirdiğini gösteriyor. Rıdvan, Pınar’ın kendi silahıyla kendini göğsünden vurduğunu iddia etse de görüntüler, Pınar’ın elinde silah olmadığını doğruluyor.

Olay sonrası Rıdvan, ağır yaralı eşini hastaneye götürmek yerine eve giderek kıyafetlerini değiştirdi, ellerini yıkadı ve kardeşlerini aradı. Polis, lüminol tekniğiyle evde silinen kan izlerini tespit etti. Araçta yoğun kan izi bulunmaması ve silahın gaz pedalının altında olması, cinayet ihtimalini güçlendirdi. Pınar’ın yaşam savaşı, fail ve ailesinin insafına kalmışken, hastaneye ulaştırılması gecikti.Hacettepe Raporu: İntihar Tezini Çürüten Deliller

Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı’nın 4 Temmuz 2025’te sunduğu 52 sayfalık rapor, olayın intihar olma ihtimalini ortadan kaldırdı. Rapordaki temel bulgular:

•  Kurşun Açısı: Pınar’ın göğsündeki kurşun yarasının giriş-çıkış yönü, kendi kendine ateşlenmiş bir silahla uyumlu değil; üçüncü bir kişinin müdahalesini işaret ediyor.

•  Darp İzleri: Pınar’ın yüzünde, burun kenarında, göğsünde, bariz morluklar ve darp izleri, olay öncesi şiddete maruz kaldığını gösteriyor. İlk otopsi raporunda bu izler göz ardı edilmişti.

•  Barut İzi: Tanık beyanına göre Pınar’ın silahı iki eliyle tuttuğu iddia edilse de, yalnızca sol elinde atış artığı bulunması, faille mücadele ettiğini düşündürüyor. Rıdvan’ın sol elinde atış artığı saptanması, silahı onun ateşlemiş olabileceği şüphesini artırıyor.

•  Olay Yeri: Araçtaki kan izlerinin azlığı ve yaraların şiddeti, olayın araç dışında gerçekleşip Pınar’ın sonradan araca taşındığı ihtimali şüphesi oluşuyor.

Pınar’ın ailesinin avukatı Türkan Kara, raporu “adli gerçeklerin zaferi” olarak nitelendirerek, “Hacettepe raporu, cinayet iddiasını güçlendiriyor. Sanığın tutuksuz yargılanması adalete gölge düşürüyor,” dedi. Ancak mahkeme, bu bulgulara rağmen Rıdvan’ı tutuksuz yargılıyor.

Karalama Defteri: Zayıf Bir Savunma

Rıdvan Bulunmaz tarafı, Pınar’ın psikolojik sorunları olduğunu ve intihar ettiğini iddia etmek için bir karalama defteri sundu. Defterin içeriğinde Pınar’ın yeğeninin çizdiği çiçek ve ev resimleri, fal yorumları ve dağınık notlar yer alıyor. Ailenin avukatları ve kamuoyu, defterin intihar tezini desteklemekten uzak olduğunu, günlük karalamalardan ibaret olduğunu belirtiyor. Türkan Kara, “Bu defter, Pınar’ın psikolojisini değil, sıradan bir insanın notlarını yansıtıyor,” diyerek savunmayı eleştirdi.

Şüpheli Bağlantılar: Adli Süreçte Gölgeler

Dava sürecinde, Rıdvan Bulunmaz’ın ailesinin Siverek’teki nüfuzu dikkat çekiyor. Aile, Bucak aşiretinin Bab koluna mensup; Babıviran köyünden geliyor. Rıdvan’ın babası Mustafa Bulunmaz, Kapıkaya Beldesi’nin eski belediye başkanı olarak bölgede tanınmış bir isim. Bu durum, ailenin yerel otoriteler ve adli süreçler üzerinde etki sahibi olduğu şüphesini artırıyor.

Adliye çalışanı Tevfik Yuvanç’ın; otopsi yardımcılığı, olay yeri keşfi ve sanığın adliyeye götürülmesi gibi süreçlerde yer alması, tarafsızlık tartışmalarını körükledi. Yuvanç, Rıdvan’ın amcasının yönlendirmesiyle hareket ettiğini üçüncü duruşmada söyledi. Duruşmada akrabalık bağı reddedilse de Rıdvan Bulunmaz'ın amcası tarafından yönlendiren Yuvanç'ın kritik süreçlerin tamamında yer alması şüpheleri arttırıyor.

Tehditler ve Duruşmadaki Gerginlik

Pınar’ın ailesi, dava boyunca yoğun baskı ve tehditle karşılaştı. Sanık avukatı Hebun Bulunmaz Güler’in ilk duruşmalarda sarf ettiği, “İstesek öldürsek, ormana gömerdik; ruhunuz duymazdı,” sözleri infiale yol açtı, ancak tutanaklara geçirilmedi. Rıdvan’ın abileri, Pınar’ın abisi Erdal Sevim’e sözlü ve fiziki saldırı girişiminde bulundu.

Üçüncü duruşmada (4 Temmuz 2025), Çevik Kuvvet polislerinin salonda ve dışında yoğun varlığı, çatışma ihtimaline işaret etti. Mahkeme başkanı, Adalet Bakanlığı gözlemcilerinin katılımıyla daha ölçülü bir tavır sergilese de Rıdvan’ın tutuksuz yargılanmasına devam kararı, aileyi hayal kırıklığına uğrattı.

Erdal Sevim’in Mücadelesi: “Adalet Sağlanmadan Mezar Taşı Yok”

Pınar Bulunmaz’ın abisi Erdal Sevim, kendini adalet mücadelesine adadı. Hukukçularla, gazetecilerle ve kamuoyuyla iletişim kurarak ailenin sesi olan Erdal, bu davayı bir yaşam amacı haline getirdi. Adıyaman merkeze bağlı Paşamezrası köyünde, Pınar’ın mezarını her ziyaretlerinde ailenin yası yeniden canlanıyor. Erdal, “Adalet yerini bulmadan Pınar’ın mezar taşını yaptırmayacağım” diyerek kararlılığını çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor. X platformunda sıkça paylaştığı mesajlarda, “Pınar evden silahsız kaçtı; kaçan biri intihar eder mi?” sorusuyla dava sürecindeki çelişkileri sorguluyor ve “Bu bir kadın cinayeti, örtbas edilmeye çalışılıyor” diyerek isyanını dile getiriyor. Annesi Zeycan, babası Ali ve kız kardeşiyle birlikte dimdik ayakta duran Erdal, kamuoyunun desteğine her zamankinden daha çok ihtiyaç duyuyor.

Türkiye’nin Sınavı: Adaletin Terazisi

Pınar Bulunmaz davası, Türkiye’de kadın cinayetlerinin “şüpheli ölüm” etiketiyle gölgelenmesi ve İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin yargı süreçlerine vurduğu darbeyi bir kez daha gözler önüne seriyor. Güvenlik kameraları, Hacettepe raporu ve kriminal bulgular cinayet ihtimalini açıkça işaret ederken, sanık ailesinin nüfuzu, çelişkili tanık ifadeleri ve tehditler adalet arayışını zora sokuyor. 8 Ekim 2025’te görülecek duruşma, yalnızca Pınar’ın ailesi için değil, Türkiye’de kadın cinayetleriyle mücadele eden herkes için bir dönüm noktası niteliğinde. Pınar’ın sesi bu davada duyulacak mı, yoksa deliller gölgede mi kalacak? Bu soru, adaletin terazisinin ne kadar dengede olduğunu test edecek.