Ülke olarak,

A’dan Z’ye,
Kara mizahın “dibini“ yaşıyoruz…

Yaşatanlar,
Zevk-i sefada…
Yaşayanlar,
Gamda-zamda-cefada…

***

Neden “kara mizah“ diyecek olursanız?…

Çünkü
Kara mizah…
Alay eder,
Tabuları yıkar,
Toplumsal eleştiriyi işaret eder,
Ve sarsar…

Kısaca,
İnsanın acılarını,
Yine acı acı gülümseterek,
Derince düşünmeye sevk eder…

Ama biz,
Ülke olarak,
Düşünemiyoruz,
Sadece gülüp geçiyoruz…

İşte bu yüzden de,
Kara mizahın kendisini değil,
Dibini!
Hatta dibinin dibini yaşıyor ve yaşatıyoruz…

***
Alın size,
Kara mizahın dibini yaşadığımıza dair,
Birkaç belgeli örnek?…

- Yine dünya birincisi olduk!
Türkiye’de faiz oranı 45,5…

Hani “faiz“ haramdı ?
*
- Yerli gaz bulduk…
Yerli savaş uçağı ürettik…
Yerli araba ürettik…
Yerli tank ürettik…
Uzaya gidiyoruz…
Hepsi yalan!…

Hani “yalan” günahtı ?…
*
-Yasaklar…
Yolsuzluk…
Yoksulluk…
Hepsi artarak devam ediyor…

Hani “din-iman” vardı ?…
*
Rusya’dan,
Gazın fiyatını 6-8 dolara almaktan vazgeçip,
Amerika’dan 14-15 dolara gaz anlaşması yaptık…

Üstelik,
Anlaşmalara göre bu saatten sonra,
Gaz alsak da almasak da,
Ücretler tıkır- tıkır ödenecek …

Hani “sahtekarlık “ kötüydü ?…
*
Yüzlerce, binlerce bunlara benzer,
Örnekleri yazacak olursak,
Sayfalar bir tarafa,
Kitaplara sığmaz …

***
Kara mizahla,
İç içe yaşamamızın sebebine gelince?…

Hırsızlık ve kötülük,
Devletin ve milletin gönlünde yer edindiği için,
Ahlak şekil değiştirdi…

Değiştirince de,
İyiler ve iyilikler gönülleri terk etti…

***
Dolayısıyla sonuçta!…

Bu durumdan,
Kimsenin,
Kimseyi şikayet etme hakkı yok!…

Düzen de,
Düzülen de,
Herkes suçlu, birbirinin suç ortağı…

Şikayet edene,
Kabızlık doktorunun söylemi yakışır?…

Haberin yoksa kıçının huyundan,
İçmeyeceksin acı-ekşi turşu suyundan…