Merhaba sevgili okuyucular,
Bundan çok kısa bir süre önce sizleri uyarmış, Doğu Akdeniz’de sessizce kurulan yeni enerji denkleminin Türkiye ve KKTC’yi hedef aldığını söylemiştim. Şimdi ne yazık ki bunun ilk adımlarını görüyoruz: Lübnan ile Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin doğal gaz hattı anlaşması.
Bu anlaşma, masum bir “enerji iş birliği” değil. Çok daha büyük bir jeopolitik fotoğrafın parçası: Türkiye ve KKTC’yi Doğu Akdeniz’in enerji haritasından dışlama hamlesi.
****
1) Lübnan–GKRY hattı neden kritik?
Akdeniz’in güney sahalarındaki gaz keşifleri (Leviathan, Zohr, Afrodit, Marine) Avrupa’nın Rus gazından kurtulma arayışının merkezinde.
İşte tam da burada Lübnan–GKRY hattı, “Türkiye bypass edilerek” Avrupa’ya ulaşmanın yeni bir denemesi.
Rum Kesimi bu projeyle hem siyasi meşruiyet arıyor hem de enerji dağıtımında *tek kapı* olma hesabı yapıyor.
Bu hattı destekleyen çevrelerin ortak amacı açık:
Türkiye olmadan Doğu Akdeniz’de enerji düzeni kurmak.
Bu mümkün mü? Teknik olarak çok zor. Ekonomik olarak pahalı. Ama politik olarak isteniyor. Çünkü Türkiye devre dışı kaldığında, sadece boru hatları değil, geleceğin ticaret ve güvenlik koridorları da bizsiz şekillenecek.
****
2) Asıl kırılma nerede? – Abraham Anlaşmaları ve Türk Dünyası’nın eksene eklemlenmesi
Bugün 2025 itibarıyla Abraham Anlaşmaları, sadece Arap–İsrail normalleşmesi değil; *Batı–İsrail–Körfez merkezli dev bir ekonomik–güvenlik platformu.
Kazakistan’ın bu yapıya göz kırpması ne anlama geliyor biliyor musunuz?
Türk Dünyası tamamen yeni bir Avrasya eksenine katılma fırsatına sahip.
Bu eksenin enerji damarları nereden geçiyor?
Doğu Akdeniz → Anadolu → Avrupa
Hazar → Azerbaycan → Türkiye → Avrupa
Orta Asya → Trans-Hazar → TANAP-TAP ile birleşim
Bu zincir tamamlanırsa Avrupa’ya giden gazın yüzde 30–40’ı Türkiye merkezli olur.
Bu ne demek?
* Rusya’nın enerji kozunun kırılması
* İran’ın gelirlerinin düşmesi
* Çin’in Orta Asya üzerindeki baskısının zayıflaması
* Türk Dünyası’nın ekonomik bağımsızlığa kavuşması
Kısacası Türkiye oyunun “bir parçası” değil, *oyunu belirleyen çekirdek güç* olurdu.
****
3) Peki Türkiye ne yaptı?
İşte asıl mesele burada.
Biz bu Avrasya denklemine tam ağırlığımızı koymadan, Doğu Akdeniz–Hazar enerji kilitlerini birbirine bağlamadan, diplomatik masayı zorlamadan *boşluğu başkaları dolduruyor.*
Lübnan–GKRY hattı tam olarak bu boşluğun sonucudur.
Türkiye bu oyuna zamanında girseydi:
* Tüm Avrupa’ya hem Azerbaycan gazını hem Doğu Akdeniz gazını ulaştıracak ana omurga olurdu.
* KKTC uluslararası enerji düzeninde resmen yer edinirdi.
* Hazar’dan Akdeniz’e uzanan Türk Dünyası enerji kuşağı tek elden yönetilirdi.
* Rusya–İran–Çin bloğunun enerji gelirlerini sınırlayan en güçlü aktör Türkiye olurdu.
Ama şimdi yapılan her hamle, bizi *haritanın dışına itme* çabasıdır.
****
4) Bölge hızla şekilleniyor – Türkiye geç kalırsa masada değil, listede olur
Doğu Akdeniz–Kafkasya–Orta Asya hattında enerji ağlarının Abraham Anlaşmaları eksenine eklemlenmesi, sadece ekonomik bir proje değil; *bütün jeopolitik düzeni değiştiriyor.*
Yeni Avrasya’da iki blok beliriyor:
1) Batı–İsrail–Türk Dünyası ekseni
Enerji, ticaret, teknoloji ve güvenlik koridorlarına dayalı.
2) Rusya–Çin–İran ekseni
Petrol–gaz gelirlerine bağımlı kırılgan bir yapı.
Türkiye hangi tarafta duracağını belirlemezse değil, belirleyemezse oyunu kendi dışında kurulmuş olarak bulacak.
---
5) Yakın ihtimal – Suriye bile bu hatta çekilebilir
Bugün Lübnan’ı Rum Kesimi ile anlaşmaya iten mekanizmalar, yarın Suriye’nin yeniden yapılandırılmasında da devreye girer.
Suriye’nin, Körfez fonlarıyla rehabilite edilip enerji–ticaret koridorlarına entegre edilmesi hiç uzak ihtimal değil.
Bu olursa?
* Doğu Akdeniz tamamen Türkiye’siz şekillenir.
* KKTC tamamen yalnız bırakılır.
* Türkiye’nin enerji ve jeoekonomik konumu kırılır.
Ben sizi aylar önce uyarmıştım; şimdi tablo hızla somutlaşıyor.
---
Sonuç: Türkiye oyunun dışında kalamaz – kalırsa bütün denge çöker
Türkiye’nin önünde iki yol var:
1) Yeni enerji-jeopolitik mimarinin merkezine oturmak
TANAP–Hazar–Doğu Akdeniz zincirini birleştirmek,
KKTC’yi enerji denkleminin içine sokmak,
Türk Dünyası ile 12 aylık somut enerji–savunma programı başlatmak.
2) Rum Kesimi ve bölgesel aktörlerin çizdiği haritaya mahkûm olmak
Lübnan örneği bunun ilk işaretidir.
Sevgili okuyucularım,
Önümüzde çok kritik günler var.
Bölgesel enerji haritası yeniden çiziliyor.
Bu kez kenarda kalma lüksümüz yok.
Suriye'nin de bu eksene çekilme ihtimali çok yüksek gözüküyor demiştim Ancak ben bunu yayına hazırlayana kadar Suriye'de Amerika'yla anlaşma zemini üzerinde
Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara, Salı günü başkent Şam'da Suriye Petrol Şirketi ile ABD'li petrol devi Chevron'un temsilcileri arasında düzenlenen toplantıya katıldı.
Devlet haber ajansı Suriye Arap Haber Ajansı'nın (SANA) haberine göre, görüşmelerde Suriye kıyılarında petrol ve doğalgaz arama çalışmalarında ortak işbirliği fırsatlarının araştırılması ele alındı. Bu mercekten bakınca Akdeniz'de Durumun ne kadar önemli olduğunu anlıyoruz.