Açılımı ?

Emniyet Teşkilatı,
Vazife malulü ve şehit aileleri yardımlaşma derneği…

Üç gün önce,
Derneğin davetlisi olarak ziyarete gittim…

Salona girdiğimde,
Duvardaki tablo ile karşılaştım…
Tablo,
Görevi başında,
2578 şehit resimlerinden oluşuyordu…

*

Gözyaşlarıma zar - zor hakim olduğum anlardan birini yaşadım…

Düşünsenize!…

Bu genç insanlar,
Ülkelerinde yaşayan insanların güvenliklerini sağlarken öldürülüyorlar…

Yine düşünsenize!…

Arkalarında,
Ağlayan-inleyen,
Tarifsiz acı içinde,
Evlat,
Eş,
Anne,
Baba,
Bırakıyorlar…

*
Yönetime,
Gazetecilik refleksi ile sorular sordum?…

Herhangi bir kamu kuruluşundan,
Yardım ve destek görüyor musunuz dedim?
Hayır cevabını alınca,
Bir kez daha acımsı duyguyla sarsıldım…

*

Acı,
Canlı yaşamın doğallıklarından,
Bir tanesi- bir gerçeği…
İstesek de istemesek de kabullenmek durumundayız…

Ancaaak!…

Yaşanan acıya,
Doğallık ötesinde kasıt varsa
İşte,
Orada düşünüp,
Durum değerlendirmesi yapmak kaçınılmaz oluyor…

Ben,
Devlet aygıtında,
Millete görevli olarak hizmet edeceğim,
İnsanların güvenliğini sağlayacağım,
Devletin-milletin gözü önünde,
Genç yaşımda öldürüleceğim öyle mi?…

Ölünce …
Biri,
Şehit diyecek…
Biri,
Kader diyecek…
Biri,
Bu işin doğasında var diyecek…

O zaman ben de,
Böyle düşünenlere,
Bu tarifsiz acıyı sizde yaşayın,
Sonra değerlendirin derim…

Zaten,
Devletin ve milletin,
Bu kadar şehit ve gaziye,
Çocuklarına ailelerine sahip çıkmadığı durum,
Katmerli acıdan başka bir şey olamaz…

Öyleyse!
Yok öyle bir dünya,
Olmamalı böyle bir dünya!…

*
Ben o tabloya baktığımda…
Görünen görünmeyen,
Bilinen bilinmeyen,
Hatırlanan hatırlanamayan,
Sonsuz acılara boğuldum…
Acının tarifini yapamadım!…

Ya siz?

Acının tarifini,
Yapabilir misiniz?

Yapamazsınız…
Çünkü
Acının tarifi yok…
*
Peki hep beraber,
Ne yapacağız?…

Yukarıdaki tabloya,
Sahip çıkacağız
Yardımlaşacağız
Acıya ortak olacağız…