Gözlerim o eski bayramların anılarında kaybolup giderken, geçmişteki o sıcak dokunuşları özlüyorum.

Hatırlar mısınız? Çocukken bayram sabahları, yeni kıyafetlerimizi giyip heyecanla büyüklerimizin ellerini öpmek için sıraya girerdik. Evlerimiz, bayramın coşkusunu yansıtan neşeli kandillerle süslenir; komşularımızın kapılarını çalar, gönüllerindeki sıcaklıkla karşılanırdık.

Şimdiyse o samimi anların yerini soğuk, duygusuz mesajlar aldı. Teknolojinin nimetleriyle donatılmış günümüzde, bayram tebrikleri artık sadece birkaç tuşa dokunarak atılıyor. WhatsApp grupları ve SMS'ler, geçmişteki samimiyetle aramıza mesafe koyuyor. Belki de en acısı, teknoloji marifetiyle yapılan kutlamaların yüz yüze yapılan bayramlaşmaların yerini alamaması…

Teknolojinin sunduğu imkanlarla bir arada olmamız artık kolaylaştı. Ancak bir mesaj, bir tokalaşmanın samimiyetiyle, sıcaklığıyla yarışamaz. İşte bu yüzden, içimizde hâlâ bir özlem var. O eski bayramların tadına, kokusuna ve sıcaklığına özlem duyuyoruz…

Belki de bu özlem, eskiden olduğu gibi komşuların kapılarını çalıp içeriye misafir olma arzusundan doğuyor. Kapı komşularımızın tatlı ikramlarıyla dolu sohbetler, çocukluğumuzun en güzel hatıralarını oluşturuyordu. Bir fincan çay eşliğinde paylaşılan anılar, gönlümüzü ısıtıp ruhumuzu dinlendirirdi.

Günümüzde ise teknolojinin sağladığı iletişim imkanlarıyla bir arada olabiliyorsak da bu bir arada oluşlar eski sohbetlerin yerini tutamıyorlar. Bir ekran arkasından gönderilen emoji'ler, yüz yüze yapılan bir gülümseme kadar içten olamıyor. Bayramın gerçek anlamı, bu samimi paylaşımların, birlikte geçirilen zamanın değerinde yatıyordu…

Ancak umudumu kaybetmiş değilim. Teknolojinin hüküm sürdüğü dünyada, insanlar yeniden gerçek bağlantılar kurma ihtiyacını hissedeceklerdir. Belki de bir gün, tekrar o eski bayramların sıcaklığını yeniden yakalayabileceğiz. Bu umutla, geçmişin izlerini takip etmeye devam ediyorum...

Bu umutsuzluğun gölgesinde, insanlar arasındaki gerçek bağların yeniden canlanacağı bir zaman gelecek. Teknolojinin sunduğu kolaylıklar arasında yürekten gelen bir gülümseme, samimi bir el sıkışma kendilerine yeniden bir yer edinecekler. Bayramın gerçek anlamı, içtenlikle paylaşılan anılarda gizli birlikte geçirilen zamanın değerinde yatıyor… Bu umutla, geçmişin izlerini takip etmeye devam ediyorum ve bir gün, yeniden o sıcak sohbetlerin ve içten paylaşımların tadını çıkarabileceğimizi düşünüyorum.

Umudumu kaybetmiş değilim. Teknolojinin hüküm sürdüğü dünyada, insanlar yeniden gerçek bağlantılar kurma ihtiyacını hissedeceklerdir. Belki de bir gün, tekrar o eski bayramların sıcaklığını yeniden yakalayabileceğiz.

Bir bayramı daha geride bırakırken hayatımızı birçok alanda kolaylaştıran teknolojinin öte taraftan değerlerimizi nasıl kaybettirdiğini hatırlatmak istedim!