Cumhurbaşkanının TRT'de katıldığı canlı yayında "Ben 3 aşımı oldum. Bir de o 3 aşıdan sonra antikor yükseldi mi, yükselmedi mi bununla ilgili adımı attım" sözleri yerli yabancı basında yankılandı.

Hiç aşı olmamış milyonlar varken Cumhurbaşkanı bu kez 3. aşı meselesiyle - her söylediğinden sonra olduğu gibi - kafaları karıştırdı.

Öte yandan aşının kökenini belirtmeden 3. doz enjeksiyonu yaptırdığını fotoğrafıyla açıklayan ilk Cumhurbaşkanı olarak Covid-19 pandemi tarihine geçti.

Siyaset dünyasından yükselen eleştiriye göre torpilli aşılama iddiası böylelikle doğrulanmış oldu.

Koskoca bilim dünyası da bir ses çıkardı ve 3. doz aşının gerekliliğini gösteren bilimsel verinin olmadığını, henüz dünyanın hiçbir yerinde 3. doz aşı uygulaması önerisi bile yapılmadığını göğsünü kabartarak ekledi.

Bu konuşanlar Cumhurbaşkanının 3.doz lafına takılıp kalacakları yerde onun "antikor yükseldi mi, yükselmedi mi" kaygısını dikkate alsalardı kendisinin en çok dertlendiği noktayı açıkça ortaya koyma zaafında bulunduğunu göreceklerdi.

Hadi Cumhurbaşkanı can havliyle, dikkatsizce, gereksiz ekleme yaptı diyelim.

Öteki siyasiler salt konuşmuş olmak, salt kendinden söz ettirmek için hırslanmadılar mı?

Ya iddialarıyla insanı hangi bilim odağına inanacağını şaşırtan bilim adamlarına ne demeli?

3. Doz aşı kimlere neden gerekli?
3. Doz aşı ‘bağışıklığı baskılanmış’ kişiler için gerekli.

Onlarda, vücudun bağışıklık sistemi enfeksiyonlara karşı ezici tepkiler gösterebiliyor.

Ve yaygın iltihaplanmayı tetikleyerek organ hasarına, organ yetmezliğine yol açabiliyor.

Vaka bazında antimetabolitler ve AntiCD20 gibi immünosupresan kullananların 3. doza gereksinimi var.

3. Doz uygulanıyor çünkü bu immünodepresif / immün yetmezlik bozukluklar gösteren kişilerde vücudun savunma sistemi zayıfladığı gibi kişiler başka hastalıkların da etkisine giriyor.

Hem hastalık hem risk faktörleri artıyor.

Kısaca söylemek gerekirse aşılamalar sonrası tam da Cumhurbaşkanının vatandaşları uyardığı gibi düşük antikor seviyelerine ilişkin verilere bakmak ve aşı takvimini ona göre uyarlamak gerekli.

Hani dünyanın hiçbir yerinde 3.doz uygulaması yoktu?
Bağışıklığı baskılanmış hastalar’ zaten Covid-19'un ağır formlarına karşı daha fazla risk altında.

Mesela Fransa’da Ocak 2021'den itibaren aşılama önceliği onlara verildi.

Ayrıca Fransız Sağlık Genel Müdürlüğü’nce onlara 3. doz Covid 19 aşısı hakkı da verildi.

Aşı Stratejisi Yönlendirme Konseyi'nin görüşünce de bu hak 6 Nisan'dan bu yana uygulanmakta.

Öte yandan Mayıs başında yaptığı açıklamayla, Amerikan kökenli Moderna Covid 19 aşısının Fransa yetkilisi Stéphane Bancel de yaz sonu itibariyle risk altındaki herkesin 3. doz aşıyı olmuş olmaları gerektiğini anımsattı.

Basındaki bilgilere göre genel popülasyon için 1 doz gerektiren Janssen dışında aşıların çoğu için 2 doz gerekiyor.

2 Enjeksiyon arasındaki normal süre de 6 hafta.

Ancak ‘bağışıklığı baskılanmış’ hastalara, ‘55 yaşın altındakiler’, ‘55 yaşın üstündekiler’ olmak üzere 2 aşı programı sunuluyor.

Bunlardan 55 yaş üstündekiler : 1.dozda Pfizer-BioNTech veya Moderna oldularsa 2.dozda 1.enjeksiyondan 4 hafta sonra Pfizer-BioNTech veya Moderna; 3.dozda 2.enjeksiyondan 4 hafta sonra (eğer zaman sınırı aşıldıysa en kısa zamanda) Pfizer-BioNTech veya Moderna oluyorlar.

Bizdeki boş tartışmalar

Başkaları yaşlıların da bağışıklığını güçlendirmek, aynı zamanda Sars -COV-2'nin tarihsel türünün bazı varyantlarına karşı koruma sağlamak için sonbaharda 3. doz şeklinde bir güçlendirici sunmanın yararını tartışırken ülkemizde ne oluyor?

Ülkemizde nedense her şeyi yüzeysel gören, yüzeysel düşünen, gününü manşetlerde geçirmeye çalışanlar, topluma ve insanlığa en küçük yararı dokunmayan, tersine çıkarlarını gözeten, dolayısıyla toplumun siyasi, ekonomik, kültürel, etik dengelerini kirleten, bozan konuları tartışıyor.

Bu artık o denli rahatsız edici ki!

Gerçekleri bilmek basından, sosyal medyadan değil büyük bireysel çabalardan geçiyor.

Söylenenlerin arkasını araştırmak büyük külfet,

Ama iyi insanların hala olabileceğini düşünmek,

Yeniden yaşama güvenle, huzurla bakılacağından kuşku duymamak güzel.

Hele siyasilerin, bilim adamlarının boş konuşmalarla yozlaştırdıkları, kendilerini düşünmekten terk ettikleri, suskun ancak sağ duyusu yerindeki bir toplumda, tehlikeli her tür güç odağının ve gönüllülerinin irtifak haklarını bile isteye yok edeceklerini bilmek umut verici.

Tarih boyunca bunun böyle olduğunu görmekse en güzeli.

1https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/bagisiklik-sistemi-nedir-nasil-guclendirilir