Emrullah ile ilgili yazılarımın birçoğuna şöyle başlamışımdır:

"TAŞ-YAPI’nın sahibi Emrullah Turanlı’nın mağdur ettikleri insanlar bırakın dernek kurmayı, siyasi parti kursalar vallahi iktidara oynarlar."

Ve sorardım: "Emrullah’ı yargıda kim koruyor?"

Geçenlerde Emrullah’ın avukatının söylemlerini duyunca irkildim, ürperdim. Sorumun şekli değişti: "Emrullah’ı devlette kim koruyor?"

Avukatın sözlerine gelmeden önce; Emrullah ile ilgili şu yazımı hatırlayalım...


...Her zaman söylüyorum; TAŞ-YAPI’nın sahibi Emrullah Turanlı’nın mağdur ettikleri insanlar bırakın dernek kurmayı, siyasi parti kursalar vallahi iktidara oynarlar.

Biliyorsunuz Emrullah bir ara gözaltına alınmıştı. O birkaç saatlik gözaltını büyük zulüm olarak niteleyip, gözleri dolu dolu ağlarken, mağdur ettiği insanlar, yıllarca aç, açık ve perişan bir hale düşmüşler, inim inim inliyorlardı.

Ne, Emrullah onların feryatlarını işitiyordu, ne de bakanlık!.. Fikirtepe başta olmak üzere kentsel dönüşüm diye insanlar evlerinden çıkartılmış, onlara “kiralarınızı ödeyeceğiz, ayda şu kadar para vereceğiz ve en kısa zamanda yeni evlerinize kavuşturacağız” sözleri verilmişti… Günler günleri, aylar ayları, seneler seneleri kovaladı, ortaya hiçbir şey çıkmadı. Fikirtepe bombalanmış Suriye semtleri gibi yıkık, dökük perişan bir haldeydi.

Fikirtepeliler haykırıyordu, “Bakanlık artık duy sesimizi” diye...

Fikirtepeliler İnşaat beklerken Taşyapı'nın patronu Emrullah esas bombayı patlattı! Fikirtepelililer inşaatlarının başlayacağı günü beklerken bir de baktılar ki; Taş Yapı'nın patronu Emrullah Turanlı sanayici olmaya karar vermiş. Bakın Emrullah gazetelere kendisi hakkında neler yazdırıyordu: “Emrullah Turanlı İnşaatta doğdu, sanayici meydana geldi, tavadaki yağı istiyor sanayici olmaya karar verdi...

Türkiye’nin katılacağı için endüstri gelişmeli” diyerek atık yağları toplayıp biyoyakıt üreten bir fabrika kurdu. Şimdi hedef, toplam yatırımı 500 milyon dolara taşımak...

“Lüks rezidanslar, milyon dolarlık evler yapıp satıyorum. Çok da güzel, kârlı bir meslek. Fakat atık yağdan enerji üreten bu tesis yok mu, bana şu sıralar tüm heyecanı işte burası veriyor. Çevreye yaptığım katkı, ülkemin geleceğine yatırım...”

Çok geçmedi ortalığı bir feryat kapladı; “Emrullah fabrikalarımı elimden aldı” Feryadın sahibi Mustafa Ezici’ydi. Ezici, yağ işlinde Emrullah ile ortak olmuş. Emrullah da onun anlatımlarına göre, fabrikalarını ve birikimlerini elinden almıştı.

Alp Delimollaoğlu, Ercan Havaalanı inşaatı işinde Emrullah ile ortak oldu. Çok geçmedi oda feryat figan, “Emrullah 50 milyon avro mu vermiyor” diye yakınıyordu.

Emrullah’ın bu tür sabıkaları onlarca, yüzlerce; S.S Otomotiv Yedek Parça Kooperatifi; Emrullah’la ortaklık yapma yanlışına düşenlerden. S.S Otomotiv Yedek Parça Kooperatifi ve Emrullah, kooperatifin 136 dönümlük arazileri üzerinden kat karşılığı, otel, okul alanı, cami vs.vs. yapılması karşılığı anlaşma yapıyorlar…

Turanlı, Sarıgül zamanında Maslak’ta bulunan 6.601 metre karelik arazi için ruhsat aldı. Ruhsatın usulsüz olduğu gerekçesiyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi başlayan inşaatı durdurdu ve temeli kendilerine doldurttu. Emrullah uyanık ya arazinin %37’sini üzerine almıştı. Kooperatifin açtığı “Tapu iptali ve tescil” davası devam ediyor. Emrullah, 121 no lu parselde bulunan 4742 m. Araziye de Okul yapacaktı ama yıllar geçti tık yok.

Emrullah, Kadiköy’de camiye haciz koydurmakla ünlenmişti. Ne garip ki, 137 nolu parselde yer alan 1823 metrelik alana da cami yaptırmak için anlaşma yapmıştı. Şimdi diyeceksiniz ki, “camiye haciz koyduran biri hiç cami yapar mı?”

Çok doğru tabii ki yapmadı…

Benim kitaplarımı bugüne kadar Tayyip Erdoğan dahil hiç kimse toplatamadı.

Ne garip ki, Emrullah yetkisiz bir mahkemeden, haksız ve hukuksuz olarak toplatma kararı aldı.

Üstelik büyük bir cüretle üst mahkeme itirazımızı red etti

Ancak; İstinaf haklılığımıza karar verdi ve Emrullah’ın aldığı toplatma kararını kaldırdı.

Emrullah’ın insafsızca mağdur ettiği ailelerden biri de; Dursun ailesi. Emrullah, babasının yanına gitmek için Haziran 1977'de 14 yaşındayken Rize'den İstanbul'a geldi. Ne çare, babasının yanına gidemedi.

Babası Veysel Dursun adlı işadamına, ''Emrullah'a iletsin'' diye harçlık verir. O da emaneti Emrullah'a teslim eder. Veysel Bey Emrullah'ı beğenir ve yanına alır. Plâstik fabrikasında ona iş verir. Emrullah işine başlar. Görevi çay dağıtmaktır. Böylece Emrullah iş dünyasına çaycılıkla adım atar.

Emrullah, Veysel Bey'e 'baba', eşi Tülin hanıma ise bazen 'abla' bazen de 'anne' diye hitap etmeye başlar...

Dursun Ailesi, Emrullah'ı evlatları gibi görür. Ona işyeri açarlar, girdiği her işte maddi manevi desteklerler. Bugüne gelmesinde ondan hiçbir şey esirgemezler... Bir gün, Emrullah telaş içinde yanlarına varır. BDDK kendisini sıkıştırmıştır. Ona 11 milyonluk borçları olduğunu gösteren sözleşme verirlerse kurtulacaktır. Ailenin aklına kötü bir şey gelmez. Emrullah'ın isteğini yerine getirirler... Gün olur, aileye icra gelir. Emrullah "Verin 11 milyonumu" der.

Tülin Hanım; Emrullah'ın Moda'da bulunan lüks oteline gider. Yanında eşi ve genel koordinatörleri de vardır. Emrullah'a "Ne bu" diye sorarlar. O da bin dereden su getirir. Sağlıklı cevap vermez.

Sevim Tanürek, Tülin Hanım'ın manevi teyzesidir. Söz onun ölümünden açılır. Emrullah, Tayyip Erdoğan'a bir dolu küfreder... Ve şöyle der; "Bunlar adamı altı dakikada yok eder. Kemiklerini bulamazlar."

Ne garip; Emrullah'a fabrikasını kaptırdığını söyleyen Mustafa Ezici de Emrullah'ın küfürlerinden söz etmişti. Emrullah'a bir şey soran yok. Aksine milyarlı ihaleler hep ona yağıyor.

Emrullah kendilerini yetiştiren aileyi de perişan etmiş.

Tülin Hanım intiharın eşiğine gelmiş. Bundan sonrasını onun karakol ifadesinden okuyalım:

“Bizim taş yapı inşaat firmasından alacak üzerine anlaşmazlığımız var. Bu konudan dolayı çok mağdur olduk. Taş yapı inşaat yapısının sahibi Emrullah Turanlı’dır. Bu alacağımıza dair sesimi duyurmak için taş yapının avukatı Orhan Karataş’a mesajlar gönderdim. Beni intihara yönlendiren TAŞ YAPI inşaat şirketinin sahibi Emrullah Turanlı’dır.

Ben Emrullah Turanlı hakkında bilgi ve belgeleri topladım. Bununla ilgili kitap yazıp savcılığa suç duyurusunda bulunacağım. Taş yapı inşaat şirketinden mağdur olmuş birçok insan vardır. Bu mağdur insanlar sosyal medyada taş yapı mağdurları şeklinde bir grup oluşturmuştur. Eşim Veysel Dursun ile aramızda herhangi bir sorun yoktur. Bizi mağdur eden Emrullah Turanlı’dan davacı ve şikâyetçiyim”

İşte böyle hep merak ediyorum.

Emrullah Turanlı’ya yargı ne zaman dokunacak?


Yargı Emrullah’a dokunmuyor da ondan mı, yoksa devlette çok büyük bir hamisi var da ondan mı?

Yoksa her ikisi birden mi?

Emrullah’ın avukatı bile alacaklıları karşısında esip gürlüyordu.

Emrullah’ı besleyip büyüten sonra da onun gadrine uğrayan Dursun ailesinin oğlu Efe Dursun ve bir aile dostu, kendilerine yapılan haksızlığa son verilmesi için anlaşma yolu buluruz diye Emrullah’ın avukatı Dursun Küçük ile görüşmeye giderler...

Avukat Dursun görüşmenin bir yerinde patlar, başlar esip gürlemeye;

“Biz hak yiyeniz”

Vallahi aynen böyle der...

Başka?

“Dolandırıcıyız”

Yahu bunu ben desem Emrullah ve avukatı koşa koşa mahkemeye zor varır.

Diyeceksiniz ki, başka var mı...

Olmaz mı!

Bakın avukat daha neler söylüyordu;

“Hakkınızı vermiyoruz”

Başka?

“Üçkâğıtçıyız”

Başka?

Daha ne olsun!

Ben yazmaya utanıyorum.

Kimbilir; Emrullah’ı devlette ve yargıda koruyanlar da utanır...