Tarik kelimesi "yol", tarikat "yollar" anlamına gelir,

"Allah’a ulaştıran yol" mânâsında kullanılmaktadır.

Tarikatlar Selçuklu ve Osmanlı'ya özgün düşünce ve inanç hareketleri olarak değerlendirilmektedir.

Birçok tarikatın menşei Hicri 5./Miladi 11. asırda Abdülkâdir Geylânî’nin yolundan gidenler tarafından oluşturulan Kadiri tarikatıdır.[1]
Ebû Sâlih Muhyiddîn Abdülkâdir Geylânî, neseben hem Hasanî ve hem de Hüseynîdir. Abdulkadir Geylânî’nin soyundan gelen evlat ve torunları da yaşadıkları muhitlerde “şerîf”, “şurefâ”, “seyyid” olarak anılmışlardır.

Tarikat, Allah'a ulaşma ve onu tanıma yollarından her biridir.

İslamiyet'te, İslamiyet'in kalbi boyutu üzerinde duran ve "kalbin fıkhı" diye nitelenen tasavvuf öğretisinin (terbiyesinin) uygulandığı düzenli kurumsal yapılar olarak tarif edilir.

Haçlılar, Haçlı seferleri ile yıkamadıkları Türk devletlerini tarikatlarala bölerek yıkma yoluna gitmişlerdir…

Kendilerini “allah dostu” olarak tanımlayan tarikatlar, son yıllarda birbirinden iğrenç olaylarla anılmaya başlandı.
Küçük çocuklara taciz ve tecavüz bunların başlıcalarıydı.

Çok geçmiyor, 'Cübbeli Ahmet' olarak tanınan Ahmet Mahmut Ünlü, elinde kendisiyle ilgili kasetler bulunduğunu söyleyen Saadettin Ustaosmanoğlu hakkında suç duyurusunda bulunduğu ortaya çıkıyordu.

Nakşibendi tarikatına bağlı 'İsmailağa Cemaati'nin şeyhi Mahmut Ustaosmanoğlu, 23 Haziran'daki ölümünün ardından tarikat mensupları arasındaki polemik devam ediyordu.

Kamuoyunda 'Cübbeli Ahmet Hoca' olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, cemaat içinde engellendiğini belirtip "Efendi Hazretlerimize bir bardak, bakraç cenaze şerefisine su bile döktürmediler" diyerek tepki göstermişti.

Mahmut Ustaosmanoğlu’nun yeğeni Saadettin Ustaosmanoğlu ise Cübbeli Ahmet'in iddialarına Youtube'da yayınladığı 4 saatlik video ile yanıt vererek "Sen cenazeye su dökmeye gelsen Show TV'yle geleceksin. Seninle mi uğraşacaktık. Basit bir derse giriyorsun külliyede, Show TV orada" demişti.

"Cübbeli Ahmet Mahmut'un ülkeler arası maceraları. Filmin kendisini daha piyasaya sürmedik. Bunlar daha fragman diyen Ustaosmanoğlu, "Endonezya'dan başlayalım mı? Mısır, Lübnan, İran... Film ortaya çıktığında bütün şalterlerin atacak zaten.

Erkeksen şeyhliğini ilan et. Çok meraklısın çünkü. İlan et de kasetlerini patlatalım. Hadi buyur" ifadelerini kullanmıştı.
Bu sözler insanların tarikatlar hakkındaki fikirlerini tekrar gözden geçirmelerine neden oluyordu.
Öyle ya...

Nasıl olur da kendilerini “Allah dostu” ilan edenler birbirlerinin müstehcen kasetlerini çeker?
Ve yine nasıl olurdu da bir de o görüntüleri yayınlamakla tehdit ederdi?
Dinin neresinde vardı böyle bir rezillik?

Videonun ardından Ahmet Mahmut Ünlü adına İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunuldu.
Saadettin Ustaosmanoğlu’nun ‘tehdit’, ‘hakaret’, ‘şantaj’, ‘iftira’ ve ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama’ suçlarını işlediği öne sürüldü

Savcılık dilekçesinde “Mezkûr paylaşım müvekkilimin maddi ve manevi huzur ve sükununu son derece şiddetli bir şekilde bozmuştur. Şüpheli tarafından sarf edilen tahkir edici, küçük düşürücü sözler hem müvekkil nezdinde ağır elem duygusuna sebep olmuş hem de dış dünyada müvekkilin saygınlığına zarar verme tehlikesi oluşturmuştur” denildi.

Savcılık suç duyurusunun yanı sıra bir başvuru da İstanbul Anadolu Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’ne yapıldı. Yayının yapıldığı

Youtube’daki link için erişim engeli kararı verilmesi talep edildi.

Bunlar olurken bunları izlerken bir yaşımıza daha girdik.

İyi ki Allah dostları demekten kendimizi alamadık.

Ya bir de aksi olsaydı?