Atalarımız ne güzel söylemiş; bir insan yedisinde ne ise yetmişinde de o dur.

Bu söz sanki Tayyip Erdoğan için söylenmiş.

Sanki onu tanımlamış.

Hadi gelin şimdi Erdoğan’ın çocukluğuna gidelim.

Erdoğan, çocukluk günlerini anlatırken komşuları Müşerref ablasını unutmuyor, ağzının bozukluğundan faydalanıp küfrettirmesini, küfrün ardından önce kahkahalarla gülüp daha sonra “poposuna poposuna” vurarak cezalandırmasını şöyle anlatıyordu:

“Hava kararmadan önce eve gitmek zorundaydık. Bizim evin karşısında Müşerref abla dediğimiz bir komşumuz vardı.

Ben beş altı yaşlarındaydım. Çocuğum ya küfrediyorum ona, beni almış karşısına ben küfrettikçe onun hoşuna gidiyor.

O da benim popoma vuruyor.

O vuruyor, ben küfrediyorum.

Babam gelince hemen şikâyet etmiş beni. Bunlardan haberim yok tabii babam içeri giriyor, Allah rahmet etsin alıyor beni tavana asıveriyor. Ancak ellerimden mi, koltuk altlarımdan mı bağlamış onuhatırlayamıyorum. Orada on beş yirmi dakika kalmış olacağım ki dayım gelip beni kurtarıyor. ”

Erdoğan çocukken küfürbazdı da şimdi farklı mı?

Ne gezer…

Dün neyse bugün de o.

Erdoğan, Gezi direnişindeki bazı yurttaşlara yönelik  şunları söylüyordu;

“Çapulcu”, “Sürtük” ve “terörist” 

Ana muhalefet lideri CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu da sık sık gündemine alan Erdoğan, çok sayıda aşağılayıcı cümle kurmuştu.

Erdoğan’ın ettiği hakaretlerden bazıları şunlardı: “Geri zekalı, haysiyet fukarası, sefil, zavallı, gafil, eşkıya, çürük, sürtük, siyasi eşkıya, haysiyetsiz, onursuz, sanatçı müsveddesi, edep fukarası, ahlaksız, haysiyet celladı, kan emici…”

Tayyip doktorlara da kendi üslubuyla sesleniyordu:

Defolun gidin.

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 4 Şubat 2023 tarihinde Aydın’da katıldığı toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada kendisine ve partisine destek isterken tepki çekecek ifadeler kullanıyordu.

Hem de ne ifadeler…

Duyan parmak ısırıyordu.

Erdoğan muhalefeti ağır sözlerle hedef aldığı konuşmasında “Bunlara öyle çakalım ki bir daha bellerini doğrultamasınlar" diyebiliyordu.

Tayyip’in küfürlerinden İsmet İnönü ve Cemal Gürsel’de nasibini alıyordu: “Faşist”

Bakın Sokrates çağlar ötesinden nasıl seslemiyordu:

“İktidardan daha zengin değil, daha şerefli ayrılmak gerek.”