Prof. Dr. Ümit Kocasakal, yakın geçmişte yıldız gibi parlayan bir bilim ve hukuk adamıdır. Bel kemiği olan bir Atatürkçü ve laik hukuk sevdalısı olarak bilinir. Bu özelliği nedeniyle Atatürk CHP’sinin genel başkanlığına layık görülüyordu. Bunun farkında olan kendisi de, CHP Genel Başkanlığı için umut dağıtıyordu.
Buraya kadar olan gelişme ve gözlemlerde bir sakınca yoktur.

Ama fırsat kollayan bir popülist rolüne kalkışmak; ne kendisine ve ne de kalitesine yakışmıştır.
****                     
Son cümleyi başa almış oldum. Çünkü açmazı başta belirtmezsek, gelişmeleri değerlendirmemiz yeterince anlaşılmayacaktır.

Kocasakal’ın  ODATV’de yayımladığı savunma amaçlı makalesindeki ifadelerinden hareketle çelişki ve sapmalarını vurgulayacağım:

“… CHP MYK’ı (…) partimize ve partililerimize tuzak kurma, kötü gösterme ve gerçekleri çarpıtma gayretiyle… “CNN’i boykot ettiğini öne sürüyor. Ağır suçlamayı da içeren bu söylemi, taammüden ve planlı davrandığının ve  eyleminin amacını açıklamış oluyor.

Partisinin ilke kararını ayakları altına alan açık bir saldırıda bulunuyor.

Ne kişiliğine ve ne de niteliklerine yakışmamıştır.

Ardından da parti disiplinine uymayanın sadece kendisi olmadığını; böylelerin MKY’de de var olduğunu ifade ediyor.

Yanlışa yanlışla karşı koyuyor!

****                           

“…Boykot kararının henüz açıklanmadan ilk defa bu sitede (odatv) yayımlandığını hatırlatalım…” diyor. Bu tespitle ana konuyu saptıran bir kurnazlık ve hedef gösterici oluyor. Tıpkı kronik Fetöcülerin CHPlileri Fetöcü göstererek mücadeleyi sulandırması gibi.

Ancak, “… uzun yıllar (proğramlara (çağrılmamış bir kişiyi (CNN’in) çağırmasını şaşkınlıkla karşıladım…” diyerek, kendisiyle de çelişiyor.  Ardından da (partisinin) kendisinin hedef gösterildiğini belirterek zımnen üzüntülerini belirtiyor. 

Oysa bu kanal (odatv) haber yapmasa da, CHP MKY’sının boykot kararını bilinçli bir CHP’linin delmesi; yandaş basının manşetlerinden inmeyeceğini kendisi de bilir.

Atatürk’ün basın özgürlüğüyle ilgili söylemlerine sığınmak; aklı kamil birinin taammüden aykırı davranışını mazur göstermeye yeter mi? 12 Eylül “beşibiryerde” paşaların Atatürk’ü dilinde düşürmeme ve hamaset kurnazlığı gibi olmuyor mu?

Zaten sevgili Kocasakal; “… benimde tasvip etmediğim…” diye sıraladığı gerekçelerinin ilk maddesinde yanlış davrandığını veya en azında erken davrandığını ihsas ediyor: “Gerekçelerde haklılık payı bulunsa da, alınan boykot kararını doğru, tutarlı, partinin ilkelerine uygun bulmuyorum (…) diyor. Yangından mal kaçırır gibi acele davranışın nedenini anlatmış oluyor.

Ne yazık ki uygun bulmadığını kendisi de yapmış oluyor!

Yandaş mdyanın CHP aleyhtarı kronik tavırlarına karşı, gecikmeli de olsa, MYK’nın boykot kararı almış olası, parti tabanında heyecanla karşılanmıştır.  CNN boykotunun daha geniş boyutta uygulanma beklentisi yaratmıştır.

Ama Pof. Kocasakal, bu beklentiyi sulandıran talihsiz bir çıkış yapmıştır!

Baro Genel Başkanı’nın AKP tarafından boykot edilmesinden sonra, son dönemde takındığı -Sarayı memnu eden” tavrı ile kıyaslanma nedenini yaratmıştır!

Nitelikli biri bunca frensiz olabiliyorsa, söylenecek söz kalıyor mu?