Türklerin geçmişi ne denli eskiye dayanıyor? Türk sözünün geçtiği ilk yazılı belgeler hangi çağa ilişik?

Bu soruların yanıtı Türk’ün yaşını ortaya koyacaktır. Öyleyse bir bakalım; Türk sözüne ilk hangi dönemde denk geliniyor?

Öncelikle şunu belirtelim; Türkçe, Türk sözcüğünden daha eskiye dayanır. Sümer yazılı belgelerinde geçen yüzlerce sözcüğün Türkçe kökenli oluşunun kanıtlanmış olması, Türk dilinin o döneme ve daha öncesine değin uzanan bir geçmişe iye olduğunu gösteriyor. Bu da günümüzden en az 5 bin yıl geriye doğru gidiş demektir. Özellikle vurgulayalım; en az beş bin yıl diyoruz. Bunun kesin olarak öncesi de var. Öyleyse Türk dili en az beş bin yıldır konuşulan bir dildir. Bu, Türklerin geçmişini de en az beş bin yıl geriye taşıyor.

Konunun daha derinlikli anlaşılması açısından şunu vurgulamalıyız; Türk dilinin Sümer dili ile ilişkisi üzerine yapılmış pek çok bilimsel araştırma bulunuyor. Bu araştırmalar sözcük ortaklığı başka bir deyişle söz varlığı ortaklığı ile kısıtlı değil. Türkçe ve Sümercenin dilbilgisi kuralları açısından da büyük bir benzerlik taşıdığına ilişkin doyurucu kanıtlar söz konusu.

Bizim bu yazımızın başat konusu, Türkçe konuşanlara hangi dönemde Türk denildiği artı Türk sözcüğünün ilkin hangi yazılı belgelerde geçtiğidir.

Türk sözünün söyleniş ayırtlılıkları bu konuda kesin bir vargıya varmamıza olanak tanımıyor. Öte yandan Türk sözünü çağrıştıran kimi sözcüklerin eski Yunan, Hint, Çin, ön Asya kaynaklarında artı Tevrat’ta geçtiğine ilişkin savlar da söz konusu.

Türk’ün yazılı belgelerdeki ilk varlığıyla ilgili şimdiye değin kesin olarak belirlenen bilgi 542 yılına ilişiktir. Çin kaynaklarında ilk kez olmak üzere 542 yılında Türk adlı bir topluluktan söz edilmektir. Bu topluluk yaklaşık 10 yıl sonra Türk Kağanlığını kuran topluluktur. Çin kaynakları Türk’ten “Tu-kue” biçiminde söz etmektedir. Bu o dönemde Türkler anlamına gelen “Türküt” sözcüğünün Çince söylenişidir. Öte yandan “Tu-kue” sözü, “Türük” sözünün Çince söylenişi olarak da düşünülebilir.

Türk sözünün ulusumuza ad olması 542’de ortaya çıkan Bumin Kağan önderliğindeki topluluk kaynaklıdır. Önceden de belirttiğimiz gibi Türkler başka bir deyişle Türkçe konuşan topluluklar 542’den binlerce yıl geriye değin varan bir geçmişe iyedirler.

Kimi kaynaklarda İsa’dan önce 209 yılında Türk ordusunu kuran Mete Han’ın başka bir deyişle Motun’un boyunun adı olarak “T’u-ko” sözüne yer verilmektedir. Bu sözcüğün Türk demek olduğu belirtiliyor.  

Bu artı bunun dışındaki öbür savlar bir yana, Türklere Türk denilmeden önce başka adlar da verilmiştir. Bunlar arasında en eskisi Hun sözcüğü olsa gerektir. Bu durumda Türkler, Hun adıyla İsa’dan önce Asya’da büyük bir yazırlık kurmuşlardır. Büyük Hun Yazırlığı başka bir deyişle Asya Hun Yazırlığı, bilinen ilk Türk yönetkisel örgütüdür. Bununla birlikte daha eskiye ilişik Türk baturlarından da söz edilmektedir. Sözgelimi Alp Er Tunga gibi… Alp Er Tunga’nın İsa’dan önce 7. Yüzyılda yaşadığı düşünülüyor. Alp Er Tunga demişken Oğuz Kağan’dan da söz etmek gerek. Oğuz Kağan Türklerin büyük atalarından olan ulu bir baturdur. Mete Han ile özdeş kişi olduğu sanılıyor.

Mete Han, geçmişte ilk kez Türkleri bir yönetkisel örgüt altında birleştiren kişidir. Bu durum, bir belgede şöyle yer alır: “Yay gerebilen, ok atabilen bütün toplulukları bir birlik altında birleştirdim. Şimdi onlar Hun oldu.”

Bu sözden de anlaşılacağı üzere Türklere Türk denilmeden önce Hun deniliyordu.

Peki, Türk sözü Türk belgelerinde ilk kez hangi dönemde yer almaktadır. Bu konuda şimdiye değin bulunmuş ilk belge Bugut Yazıtı’dır.

Bugut Yazıtı, 581 yılında Türklerce dikilmiştir. Türk Kağanlığının birinci dönemine ilişkin kimi bilgilerin yer aldığı Bugut Yazıtının üç yüzü Soğd dilinde bir yüzü de Brahmi yazısıyla Sanskrit dilindedir.  Yazıtta Mukan Kağan, Tatpar Kağan artı oğlu Umna Kağan ile Nivar Kağan’dan ayrıca Tatpar Kağan için yapılan yuğ töreninden söz edilmektedir.  Yine o dönemde basılmış kimi akçaların üzerinde Türk sözü yer almaktadır. Söz konusu kimi akçaların üzerinde Soğd diliyle yazılmış “Işbara Türk Kağan Akçası” sözü vardır. Akça sözü Türkçedir. Yazıda akça sözü değil de onun Soğdçası bulunuyor.

Bugut Yazıtı adını bulunduğu yerden alıyor. Yazıt, Moğoleli’ndeki Bugut dağı yakınlarında bir Moğol bilimci eliyle 1956 yılında bulundu.  Bu yazıtta kurttan süt emen bir çocuk kabartması da vardır. Bu kabartma Türklerin türeyiş söylencesini anımsatıyor.

Yazımızın sonunda sözün özünü bir kez daha yazalım; Türk’ün yaşı en az beş bin yıldır. Şu yalın gerçeği büyük bir inanç artı kıvançla söyleyelim; beş bin yıldan beridir varlığı kesin olan Türk, yeryüzündeki uluslar arasında seçkin ve özgün bir yere iyedir. 

Varlığımız Türk varlığına armağan olsun.