Yetişkin çocuklar, kendilerine çocuk muamelesi yapılmasından hoşlanmadıklarını gösterdiler.

Ne o öyle, ‘Bak kuş geçiyor’ deyip elindeki şekeri kapar gibi kandırılma dönemlerindeymiş gibi hala zayıf görmeler falan…

Cumhurbaşkanı geçenlerde gençlerle bir araya geldi internetten yararlanarak. Ama bir şeyi unutarak:

Sosyal medya, böyle bir makamda ciddi konularda keyiflenme amaçlı kullanılmamalı. Gençlik denildiğinde, ‘tu kaka’ görünenler dışlanmamalı. Çok sıkı korunan kilit noktalarına girmek için, yüzlerce korumanın aşılması gerekmiyor. Gençler, ellerindeki telefonla kimseye sormadan ve izin almadan sarayın mahremlerine kadar girebileceklerini kanıtladılar mı; ona bak… Yani, hele de cumhurbaşkanının karşısına çıkıp ‘Oy moy yok’ diyecek olanın başına ne geleceğini herkes tahmin edebilirken, yüz binden fazla genç bunu Erdoğan’nın yüzüne karşı söyledi. Hem de o, saraydayken. Yani gençler bunu saraya girerek söyledi. Anlayacağın, yok saysan da onlar var olduklarını kanıtladılar.

Açıkçası; sosyal medya dediğin iletişim aracını birileri ‘Hamdolsun bunu yaptık’, ‘Allah’ın izniyle şunu da yapacağız’ deyip herkesin şükretmesi için kullanacağı bir mabet gibi görebilir. Ama birileri de aynı platformda, camide Allah’ın huzuruna çıktığını zannedenlere Şeytan’ı gösterip ters köşeye yatırabilir;

Şekilde görüldüğü gibi…

Şimdi ne olacak;

Cumhurbaşkanı bundan sonra gençlerle yine bir araya gelmek istediğinde 2000 doğumlularla değil de; doğum tarihine bakmadan 2000 yıl öncesinin kafasında olan ‘Padişahım çok yaşa’cılarla buluşmaya devam edecek. Öyle görünüyor. Yoksa, sayfaları tersten çevrilen kara kaplı kitap yerine içini dışından gördükleri kitapları okuyan bu gençler, daha çok yayını yoruma kapattırır. Hem de canlı yayında can sıkarak…

İşte Erdoğan’ın sekiz sene önce yetiştirilmesini istediği ‘modern dindar yanı sıra kindar’ bir neslin aykırı parçası gençler. Haa… O bu gençleri istediği tanıma uymadığı için adam yerine koymayabilir. Olabilir, çocukların da elindeydi…

Elinde ki, hep bir ağızdan bağırdılar;

‘Oy moy yok!..’

Hiç kimse senin gibi düşünmek zorunda değil. Hiç kimse senin gibi yaşamak zorunda değil ki; zaten kimse telaffuz bile edemediği ejder meyveli smoothie yiyerek gün geçirmiyor. Hatta, hiç kimse bir yaradan olduğuna senin aklına yerleşmiş olan gibi inanmak zorunda da değil… Ama sen, ne düşünürse düşünsün, nasıl yaşarsa yaşasın herkesin önce ‘var oluşuna’ saygı duyacaksın. Zorundasın ama hiç bu yaklaşım içinde göremedik. Son buluşmada ekrana seçilerek yerleştirilen dindar ve kindar yetişmeye çalışan gençlerin sorduklarıyla-söyledikleriyle kimse kendisini tuba altında gölgeleniyor zannetmesin. Oradaki yedi-sekiz genç, modern dindar ve kindar nesil de dahil hiç kimsenin derdini masaya yatırmadı, yatıramazdı…

Herkes görevini bilecek!

Her şey takvimine göre giderse, Erdoğan doğal olarak, ‘unlike’çı gençlerden de oy isteyecek. Öneri;

Bir internet buluşması da onlarla yapması…

Neden ‘oy moy yok’, anlayıp dinlemesi…

Bir şeyi unutmadan:

Bu ülkenin pırıl pırıl gençlerinin sosyal medyayı çok iyi kullanabildiğini bilerek. Gençler konuşurken seslerini kısmayarak…

Akıllı zeki çocuklar olduğunu göz önünde bulundurarak ve ifadelerine karşı çıkmayarak.

Kendi dünyanı şekillendiren bir kitabı istediğin gibi yorumlayabilirsin ama yasaklara yaslanarak dünyayı şekillendirecek olan sosyal medyanın akışını değiştiremezsin. Şurası unutulmamalı;

Akıl, zeka ve teknoloji bileşiminin ürünü olan;

Sosyal medya vahiy ile yazılmadı!