AKP’nin yirmi yıldır iktidara tutunmasını sağlayan en önemli faktörlerden birisinin, kendi yaratıp büyüttüğü sermaye gurupları ile kurduğu ilişki ağı olduğu bilinir. Diğer önemli faktör ise, büyükten küçüğe tüm kamu varlıklarını nakde çevirip günü kurtarma şeklinde yürüyen ekonomi politikalarıdır. Bu yazımda, son zamanlardaki bu iki faktörde dikkate değer gelişmeleri irdelemeye çalışacağım. 

İktidar ile ‘seçilmiş’ birkaç sermaye grubu arasında bir tür simibiyotik (karşılıklı) beslenme ilişkisinin varlığı biliniyor. Kamu kaynaklarının aktarımı ile aşırı büyütülmüş bu ‘şanslı’ şirketler devletten aldıkları mega proje ihalelerini sürdürürken (dönemsel) ekonomik sirkülasyon ve istihdam yaratıyorlar. Bu ekonomik döngü içerisinde oluşan risksiz sermaye gelirleri ile hem iktidar medyasının, hem de AKP’nin seçim faaliyetlerinin finanse edildiği iddiaları çokça yazıldı ve söylendi. Milyar dolarlar mertebesindeki bu ihalelerde dönen, yüzdelik avantalarla bazı siyasilerin ve bürokratların ihyası iddiaları da ayrı bir konu tabi!

SARAY OLİGARKLARININ HİSSELERİ EL DEĞİŞTİRİYOR
CHP genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu geçen hafta sosyal medyadan yayınladığı bir videosunda "Sarayın oligarkları, eyy 5'li çete, siz Putin'in oligarkları için kurduğu sistemin Türkiye'deki kopyalarısınız" dedi. Kılıçdaroğlu bu şirketleri tekrar gündeme taşımaya çalıştı ancak konu gündemde çok tutunamadı. 
İşte bu ‘seçilmiş’ sermaye şirketlerinde ve bunların görünen sahiplerinde son zamanlarda bazı hareketlilikler gözlemleniyor. Kamu-Özel işbirliği ile yapılan bazı mega yatırımlarda kısmi veya tümüyle el değiştirme haberleri Kamuoyuna yansıyor. 

Bu sermaye gruplarında görülen hisse devirleri ilk önce Ethem Sancak’ın şirketlerinde görülmüştü. Rusya yanlısı ve NATO karşıtı açıklamaları sebebiyle geçen hafta AKP’den ihracı istenen ve istifa eden eski Mao’cu Ethem Sancak’ın hikâyesi ilgi çekici. Elindeki yandaş Kanal 24 ve Star Gazetesi medya şirketlerini daha önce satmıştı. Bunun ardından 2020’de ‘Türkiye’nin milli otomobil projesi’ olan TOGG Yönetim Kurulu üyeliğinden istifa etti. Son olarak da, (Aralık 2021’deki Erdoğan’ın Katar ziyaretinden sonra) Milli Tank projesindeki hisselerini Erdoğan’ yakın iş adamı Fuat Tosyalı’ya devrederek çekildi. 

LİMAK, MNG, KOLİN, RÖNESANS MEGA PROJELERDEN ÇEKİLİYOR
Hisse devirleri ile mega projelerden çekilen bir başka şirket de Limak grubu oldu. Limak Eylül 2021’de Bursa, Balıkesir, Yalova, Çanakkale’yi de kapsayan elektrik dağıtım şirketi Uludağ Elektrik’i Londra merkezli Actis şirketine aktardı. Ardından da Limak İstanbul Havalimanı hisselerini devredip bu yatırımdan da çekileceğini duyurdu.
Aynı şekilde MNG Mapa grubu da İstanbul Havalimanı işinden çekilme kararı aldı. Daha önce de Kolin grubu İstanbul Havalimanı ortaklığından çekilmişti. Çekilen bu firmalar hisselerini, Erdoğan’a daha da yakın olduğu bilinen Kalyon İnşaat’a ve Cengiz Holdinge devrettiler. Satış işlemlerini Rekabet Kurumu’nun onayı sonrasında Kalyon İnşaat yüzde 55, Cengiz İnşaat yüzde 45 hisseye sahip olacak. 

Ayrıca, Cumhurbaşkanlığı külliyesini ve Marmaris yazlık sarayını inşa eden, Şehir Hastaneleri yapımı işlerinde en büyük paya sahip Rönesans Holding de geçtiğimiz yıl dokuz şehir hastanesinin beşindeki hisselerini Danimarkalılara satmıştı. 

Bu hisse devirleri ve çekilme hareketliliğini olası bir iktidar devrine hazırlık, batan gemiyi terk telaşı olarak değerlendirenler çoğunlukta. Bunlar olurken iktidar da eldeki hayli kısıtlı devlet bütçesine yeni akarlar katma çabasını hızlandırmış görünüyor. Son zamanlardaki kamu mülklerinde büyük çaplı ve seri satışlar seçime hazırlık için kaynak yaratma ve giderayak talan çabası olarak değerlendiriliyor.

HEM HAZİNEYE HEM YANDAŞA GELİR
Kamu mülklerinin satışları sonucunda bir taraftan hazineye yeni gelirler sağlarken bir taraftan da iktidar destekçilerinin akarlarına giderayak katkı sağlamış oluyorlar. 
Temmuz 2021’de yayımlanan bir Cumhurbaşkanı Kararı'yla Kamunun sahil tesisleri satışa çıkartılmıştı. Çoğu Ege ve Akdeniz sahillerindeki yüzlerce dönüm arazi üzerinde kurulu Emniyet’e, Jandarma’ya, Üniversitelere ve çeşitli bakanlıklara ait 18 eğitim kampı ve sosyal tesisleri özelleştirme kapsamına alınarak elden çıkartıldı. Bu ve diğer şekillerde yakın dönemde 23 bin Hazine taşınmazı 2.6 milyar liraya satılmıştı zaten.

Son haftalarda bu satışlar daha da hız kazandı. AKP'nin getirdiği yasa teklifine göre Hazineye ait ve birbirinden değerli 38 bin 400 parça gayrimenkul satılacak. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı önce 18 Mart’da Adana, Adıyaman, Malatya ve Kayseri'de bulunan maden sahalarını, ardından 26 Mart’da 344 maden sahasını satışa çıkarttı. 
Maden sahalarının satışından sonra Kamunun konut ve arsaların satışına sıra geldi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı 28 ilde 472 konut ve ticari arsayı açık artırma ile satışa sundu. İhaleler 5-7 Nisan 2022 tarihlerinde gerçekleşti. İktidar medyası bu satışları “Bakanlıktan 28 ilde yatırım fırsatı” başlığı ile vermeyi tercih etti. “Devletin satıp nakde çevireceği fabrika ve tesis kalmadı, sıra arsalara geldi” diyecek halleri yoktu tabii! 

KAMU LOJMANLARI VE YANAN ORMAN ENVALİNDE VURGUN
Kamu arsalarından sonra sıra lojmanlara geldi. Geçen hafta TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda tamamlanan torba yasa teklifi görüşmelerinde, Kamu konutlarının satışı ile ilgili bir madde de yer aldı. İktidar Şubat 2022 itibarıyla 13 bin lojmanın satıldığını ve bunlardan elde edilen tutarın 3 milyar TL’ye yaklaştığını açıkladı. 2 bin 500 lojman daha satacaklarını, bu satışlardan da 750 milyon TL gelir elde edileceğini müjdelediler!

CHP Antalya Milletvekili Cavit Arı komisyon görüşmeleri sırasında; “bu lojmanları, topraklarımızı batan geminin malları ve peynir ekmek misali satmayı hedeflemişken elimizde ne kalacak?” dedi ama itirazlar tabi ki dikkate alınmadı.

Türkiye geçtiğimiz yıl orman yangını cehenneminin şokunu yaşarken iktidar buradan da bir haksız rant aktarımını ihmal etmedi! Kereste, direk ve odun gibi ürünlere dönüşen orman emvalinin satışında büyük vurgunlar yapıldığını geçen hafta öğrendik. Metreküp değerleri bakımından tomruk 2.500 TL, telefon direği 1600 TL, kâğıtlık odun 1500 TL iken milyonlarca metreküp orman emvalini yandaş firmalara ortalama metreküp fiyatını 100 TL’den satmışlar. Yani orman emvalinin metreküp fiyatı 20-25 kat düşük bedelle verilmiş oldu. Cumhuriyet’in haberine göre yanan orman alanlarındaki 20 milyon metreküp emval 13 milyon olarak eksik hesaplanıp yandaşlara pay edilmiş üstelik!

MİRASYEDİ İKTİDAR ELDE SON KALANLARI TALAN EDİYOR
Bir mirasyedi babadan kalma malları satıp yerken önce en büyüklerinden; varsa arazi, ev ve dükkânlardan başlar. AKP iktidarı da öyle yaptı. Türkiye’nin en büyük Kamu şirketlerini, fabrikalarını, limanlarını, enerji üretim tesislerini ve dağıtım şebekelerini vb. yok pahasına sattı.

AKP öncesi 16 yıllık dönemde özelleştirmeler yıllık ortalama 512 milyon dolar kadardı. 1986 yılından 2002’ye kadar 16 yılda 7,8 milyar dolarlık özelleştirme yapılmıştı. AKP dönemine gelindiğinde ise özelleştirmelerin yıllık ortalaması 7 katına; yani yıllık 3,46 milyar dolara çıkartıldı. AKP 2021 sonuna kadar toplam 62,3 milyar dolarlık özelleştirme geliri elde etti ve harcadı. 

Devletin son kalan mülklerini yangından mal kaçırırcasına ve yok pahasına satıp günü kurtarmaya çalışıyorlar. Bu değerli mülkleri kimlerin aldıklarını veya alabileceklerini tahmin de etmek hiç zor değil. İktidara yakın olmayanların bu mülkleri değil almak, (satış bedelleri yükseltilmesin diye) ihalelere dahi sokulmadıkları iddia ediliyor. 
Mirasyedi evlat büyük mülkleri yiyip tüketince evde geride kalan antika eşyalara, halı, mobilya, tabak kaşığa sıra gelir ya, bunu yaşıyor gibiyiz! Satılacak büyük mülk kalmayınca sıra kamunun sosyal tesislerine, arazilerine, arsalarına ve lojmanlarına geldi. Bundan önceki hiçbir siyasi iktidarın yeltenmeye cesaret edemediği bu satışlar, giderayak talan değilse nedir?