Şafii ekolüne göre; namaz sırasında Kur’an’dan bir bölümü gereğince okuyamayanlar için Kur’an’dan hiçbir bölüm okumadan namaz kılmak caizdir.

Şafii fakihlere göre; Kur’an’ın hiçbir çevirisi Kur’an değildir. O halde namazda çeviri okunduğunda bu, Kur’an olmayacaktır.

Peki, Arapça bilmeyenler / okuyamayanlar nasıl namaz kılacaklar?

Şafii fakihlere göre; Kur’an’ı özgün metninden okuyamayan, ezberleyemeyen sahabîsine Hazreti Muhammed’in verdiği izin bizim aradığımız çözümün ta kendisidir:

Kur’an okumakta şu veya bu nedenle başarısız olanlar, onun yerine içlerinden gelen tesbih, dua ve niyaz cümlelerini okuyarak namazlarını kılabilirler. Onu da yapamazlarsa okuma süresi kadar sessiz durur, sonra rükûya eğilirler.

Şafii fıkhının bu görüşü mezhebin temel kaynaklarından biri olan el- Mühezzeb’de çok net bir biçimde açıklanmıştır. Yazarı, Ebu ishak eş- Şirazî (ölm. 476/1083) olan söz konusu eserin “Fatiha’yı Okumaktan Acz” başlığı altında konu şu şekilde ifade edilmektedir:

“Namaz kılan kişi, Kur’an’dan bir parçayı güzelce okuyamaz ise bir miktar zikir yapması gerekir. Hazreti Peygamber’den böyle bir çözüm rivayet edilmiştir. Sahabelerden biri Peygamber’e gelip şöyle dedi: ‘Ben Kur’an’dan bana namaz için yeterli olacak bir şey ezberleyemiyorum. Namaz kılmam için bana başka bir çare öner.’ Hazreti Muhammed şöyle buyurdu: ‘Şöyle dua et: Allah’ı tesbih ederim, övgü onadır, ondan başka ilah yoktur. O en yücedir. Her türlü güç ve yetki yalnızca onundur.”

  “Fatiha yerine zikir yapmada da iki yol vardır:

1-     Herhangi türden bir zikir yapar. Yani Allah’ı yüceltici sözler söyler. Bunu Fatiha okuma süresi kadar yapar.

2-     Hazreti peygamber’in öğrettiği duayı aynen okur.

“Eğer zikir türü bir şey okumaktan da aciz ise Fatiha okuma süresi kadar sessizce durur.”
Benzer görüşleri dile getiren başka bilginler de vardır. Söz gelimi Nevevî ve Şerbînî gibi. Sözün özü Şafii mezhebinin bu konudaki görüşü, tekraren ifade edecek olursak; Kur’an’ın çevirisi ile namaz kılınmaz ama zaruret durumunda Kur’an dışı çeşitli dualarla yahut sessizce durarak namaz kılınabilir. Kur’an dışı duaların Arap dilinde olması gerektiği yönünde bir görüşlerine ise rastlıyor değiliz. (Yaşar Nuri Öztürk, Anadilde İbadet, s.132-133)

 Öte yandan Şafii mezhebinin ezanın Arapça dışında başka bir dilde okunup okunamayacağına ilişkin görüşünü ezan konusunu işlediğimiz bir başka yazıda ayrıca ifade ettik. Burada yalnızca namaza ilişkin görüşlerini ele almakla yetindik.