Değerli okurlarım,

Toplumsal Haber Sitesi’nde dün yayınladığımız:

"Şehit annesinden Erdoğan, Bahçeli, Öcalan hakkında suç duyurusu" başlıklı haber dikkatinizi çekmiştir.

Şehit annesi ve Şehit Anaları Derneği Başkanı Pakize Akbaba, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan hakkında "Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak" (TCK 302) ve "Anayasayı ihlal" (TCK 309) ettikleri gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmek üzere İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına 2025/115 numaralı şikâyet dilekçesini dün (2.9.2025) sunan Pakize Akbaba, Basına ve Türk Kamuoyuna da bir sözlü duyuruda bulundu.

Duyurusunun metnini aşağıda siz okurlarıma sunuyorum.

Şehit annesi ve Şehit Anaları Derneği Başkanı Pakize Akbaba’nın oğlu, 1991.126 Özel Tim Muhabere Sınıfı Astsubay Kıdemli Çavuş Namık Ayhan Akbaba, görevi başında, 3.9.1993 tarihinde şehit olmuştu. Bundan 32 yıl önce Edirnekapı Şehitliği’ne defnedildiğinde 21 yaşındaydı. Okul mezuniyeti üzerinden henüz 2 yıl geçmişti.

Pakize Anne’nin 32 yıllık mücadelesi

3.9.2025 Çarşamba günü (bugün), şehit oğlu Namık Ayhan Akbaba’yı ölümünün 32. Yılında, gömütünde ziyaret ettikten sonra, Şehit Anaları Derneği’nde anma ziyaretine gelen oğlunun devre arkadaşlarını, aile yakınlarını ve avukatlarını kabul eden Pakize Akbaba, onlarla birlikte oğlunu yeniden andı.

Müslümanların peygamberi Hz. Muhammed'in doğum gecesi olan bu geceye, Mevlid Kandili’ne ve tüm şehit annelerinin dualarına denk gelen bu anmanın, kendisini son derece duygulandırdığını, dualarının tüm şehitler adına gerçekleşecek iyiliklere vesile olmasını dilediğini belirtti.

Ardından, Basına ve Türk Kamuoyuna, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nda okuduğu duyuruyu dile getirdi.

Pakize Anne’nin Basına ve Türk Kamuoyuna 2.9.2025’teki duyurusu

"Bir şehit anası ve Şehit Anaları Derneği Başkanı olarak, bugün Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na iletilmek üzere İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na bir dilekçe verdim.

O dilekçede, Türk Devleti’nin tapusuna başka milletleri ortak yapmak üzere ve Cumhuriyeti ortadan kaldırmak üzere, yerine çok milletli bir federasyon kurmak üzere, anlaşarak suç işleme teşebbüsünde bulundukları için; Recep Tayyip Erdoğan, Devlet Bahçeli ve Abdullah Öcalan’ı Türk Hukuku’na şikâyet ettim.

55 Bin kişinin katili olduğu mahkemelerce tespit edilmiş olan cani Abdullah Öcalan için af çıkarmak isteyen, onun isteklerini, yeni çıkarmak istedikleri Anayasa’ya sokmak isteyen, sanki bir devletle savaşmış da savaşı kaybetmiş gibi bir Anlaşma Masası kuran bu failler suç işlemektedirler. Bunların arasındaki konuşmalar, anlaşmalar, başından beri gazetelerde ve televizyonlarda haber olmaktadır.

Bu haberlerin hepsi suç teşebbüsünün delilidir.

Savcıların bunları ihbar kabul etmesi lazımdı.

Etmediğini gördüğüm için ben ihbarda bulundum.

Artık görmezden gelemezler, gelmemeleri lazım, gelmeyeceklerini umuyorum.

Bizim çocuklarımızı şehit eden, eşlerin, çocuklarına, anne ve babalarına, kardeşlerine hayatı zindan eden, gazilerimizi kolsuz bacaksız, gözsüz bırakan, hayatlarını karartan düşman kimse, kim kimin patronu, kim kimin taşeronu, tetikçisi ise, hepsi ile, biz kazanana kadar, savaşımız sürecektir!

Türk Milleti bağrından Atatürk’ü çıkarmış bir millettir!..

Onun ve silah arkadaşlarının emanetini sonuna kadar koruyacağız!..

Düşmana af yok! Yardımcılarına ve yardakçılarına da af yok!

Bizim mücadelemiz, son neferin son nefesine kadar, sürecek!..

Herkes bunu bilsin!.. Düşman da işbirlikçileri de bunu bilsin!.."