Gerçekte Afgan diye bir ulus ve Afganistan diye bir ülke yok. Afganistan denilen ülke güneyde Peştunistan, kuzeyde Güney Türkistan ve ortada Hazaracat’dan oluşmaktadır. Hazaracat’ı Güney Türkistan’ın bir parçası saymak gerek. Niye ki, önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi Hazaracat, Hazaraların ülkesidir. Hazaralar ise Türkî bir topluluktur. Her ne kadar Farsçanın bir kolu olan Hazaragi dilini konuşsalar da… Hazaralar Cengiz Han’ın ordusundan kalan Türk ve Moğol kökenli kardeşlerimizdir.

Bu arada Taciklerin yaşadığı bölgeleri de Peştunistan’ın bir parçası saymak gerek. Niye ki Tacikler de tıpkı Peştunlar gibi İranî’dir. Farsçanın bir kolu olan Tacikçe konuşurlar. Tacikler, kuzeydeki Tacikistan’ın bir uzantısıdır. Tacikistan ve İran arasındaki ilişkiler, aralarındaki mezhep farklılığına karşın son derece iyidir. İran Şii, Tacikistan ise Sünnidir ama aralarında “bir milet, iki devlet” düşüncesi egemendir. Türkiye ile Azerbaycan için söylenen bu söz İran ile Tacikistan için de söylenmektedir.

Afganistan diye bir ülkenin ve Afgan diye bir ulusun olmadığını en açık biçimde “Afganistan Ulusal Marşı’nda” görmek olanaklı. Aynı şekilde Afganistan bayrağı da bu savı destekler durumda. Önce marştan başlayalım ve sonra bayrak konusunu da açıklayalım…

İşte Mayıs 2006’da kabul edilen Afganistan Ulusal Marşı’nın sözleri:

Burası ana vatan Afganistan,

Her Afgan’ın şerefidir.

Barışın ve kılıcın vatanı,

Her bir evladı kahramandır.

Tüm ulusun vatanıdır;

Belucilerin ve Özbeklerindir,

Peştunların, Hazaraların, Türkmenlerin ve Taciklerindir.

Hem Arapların, Kurjarların, Pamirilerin ve Nuristanlılarındır.

Barahavilerin ve Kızılbaşların, Hem Aymakların ve Paşayelerindir.

Ülkemiz sonsuza kadar parlayacak,

Mavi gökyüzündeki güneş gibi…

Asya’nın bağrında, her zaman bir kalp olarak kalacak!

Hakk’ın adı kılavuzumuzdur;

Tanrı en büyüktür deriz!

Tanrı en büyüktür deriz!

Marşın özgün halinde “Allahu ekber” ifadesi iki kez geçiyor. Biz onu Türkçe olarak “Tanrı en büyüktür” biçiminde yazdık.

Bu marşın özgün dili gerçekte Peştunca ve Darice. İki dilde İrani’dir. Ancak buna karşın marşta Arapça olarak “Allahu ekber” sözü iki kez geçiyor. Bu, İslam’ın Müslüman halkları nasıl Araplaştırdığını gösteren dikkat çekici bir göstergedir. Afganistan’da Farsça yahut Farsçanın kollarını konuşan Türkî halkların (Hazaralar, Aymaklar ve Kızılbaşlar) Türkçeyi unutma ve Farsça konuşmalarının da en büyük nedeni İslam etkisidir. Niye ki, Türk halkları İslam’ı doğrudan Araplardan değil Farslardan öğrendiler. Türkler belli ölçüde Farslaştı / İranileşti. İranî halklar da belli ölçüde Araplaştı. Bu Araplaşma elbette Farslar / İranî halklar yoluyla Türk topluluklarına da taşındı.

Farsçada yoğun Arapça sözcük bulunması ve bunların çoğunun Türkçeye de taşınması İslam etkisi dışında başka bir etkiyle açıklanamaz. İslam, Türk dilini ve Türkleri hem belli ölçüde Farslaştırmış hem de belli ölçüde Araplaştırmıştır. Bu son derece üzücü bir durumdur. Niye ki bu yolla bir halk erime durumuna gelmiştir.

Yeniden marşa dönersek…

Önce şu noktaya dikkat çekelim; marşta, ülkedeki her etnik topluluktan söz ediliyor ama sayıları birkaç yüz bin dolayında olan Kırgız Türklerine yer verilmiyor. Bu durum Afganistan’daki İranî egemen zihniyetteki Türk halkları karşıtlığının bir dışa vurumu olabilir mi?

Her ne kadar marşta Afganlıktan söz edilse de ortada Afgan kimliğini benimsemiş bir kitle yoktur. Niye ki, böyle bir kimlik yoktur. Her topluluk marşta da belirtildiği üzere kendi etnik kimliğiyle vardır. Etnik kimliklerin üzerinde bir ulus kimliği söz konusu değildir. Gerçekte Afganistan denilen ülkede, iki üst kimlik anlamında iki büyük halklar topluluğu vardır. Biri İranî / Fars kökenli halklar topluluğu öbürü ise Türkî / Türkistanî halklar topluluğudur. Doğrusu Afganistan’ın bu biçimde bölünmesidir. Güney Türkistan ayrılmalı ve bağımsız bir devlet olarak yoluna devam etmelidir.

Birkaç söz de Afganistan bayrağı için söyleyelim…

Afganistan bayrağı pek çok kez değişikliğe uğramıştır. Siyasi rejimlere göre sürekli değişen bayrak aslında yine, bir ulus kimliğinin olmadığının göstergesidir. Niye ki, eğer Afganistan’da bir ulus kimliği olsaydı değişen rejimlere göre bayrak da değişmezdi. Ulusların bayrakları çok büyük tarihsel olaylara göre değişebilir ama bunlar 3 – 5 yıllık, 10- 15 yıllık dönemlerde olmaz. Fakat Afganistan’da neredeyse her hükümet bayrakta değişiklik yapmıştır. Bunun nedeni kesinlikle bir ulus kimliğinin ve oturmuş bir devlet geleneğinin olmayışıdır.

Günümüzde kullanılan ve 4 Ocak 2004’te kabul edilen Afganistan bayrağı, dikey üç eşit şeritten oluşur. Bu şeritler; kara, al ve yeşildir. Kara, geçmişte yaşanan karanlık günleri, al; ülke için can verenlerin kanlarını, yeşil de tarımsal gönenç dileğini belirtmektedir. Bayrağın ortasında bir mescit figürü vardır. Mescidin üzerinde Arapça olarak; “Lailahe illallah, Muhammed’ür- Resululah ve Allahu ekber” yazmaktadır. Allta Hicri 1298 tarihi ve Afganistan yazısı vardır.

Bayrakta kullanılan yazıların Arapça olması Afgan diye bir ulusun olmadığının bir başka göstergesidir. İslam vurgusu, görüleceği üzere Araplık vurgusuna dönüşmüştür. Oysa Afganistan’daki çoğunluk halkların Araplık kimliği yoktur. Çok küçük bir Arap azınlık olsa da kuzeydeki Türkî toplulukları dışarıda tutarsak baskın kültür İranîliktir. Ancak gelin görün ki, İslam evrensel bir din olarak algılanmak yerine Araplıkla iç içe geçmiş bir biçimde algılanmaktadır.

Bu bayrakta ülkedeki Türk halklarıyla ilgili hiçbir simge, işaret yahut anımsatıcı bir iz yoktur. Ayrıca çoğunluğu oluşturan Sünni mezhebin dışında yer alan Şii Hazaraları simgeleyen bir işaret de yoktur. Oysa Hazaralar ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 9 ila 10’unu oluşturmaktadır.

Peki, Afganistan’daki Türkî halkların Güney Türkistan bayrağı hangi biçimde ve hangi renklerdedir?

Yatay ve eşit üç şerit bulunan Güney Türkistan bayrağı, altta yeşil, ortada gök ve üstte al renklerden oluşmaktadır. Gök rengin bulunduğu şeritte ay ve yıldız simgesi vardır. Ay ve yıldız, Türk bayrağındaki gibidir. Bu bayrak Güney Türkistan yerleşim birimlerinde düzenlenen bütün gösterilerde yer almaktadır. Umarız Güney Türkistan bayrağı bir gün özgür Güney Türkistan’ın göklerinde dalgalanır.

Güney Türkistan’daki Peştun işgali bitmeli, Güney Türkistan bağımsız olmalı ya da Güney Türkistan Türkleri, Afganistan’ın eşit yurttaşları kabul edilerek tıpkı Peştunca ve Darice gibi Özbek ve Türkmen Türkçesi ülkenin tümünde devletin resmi dilleri arasına alınmalıdır. Bölgesel resmi dil olmaları yeterli değildir.

Selam olsun Güney Türkistan’a…