CHP’nin son kurultayında yaşanan sürprizlerden birisi de Tuncay Özkan’ın Parti Meclisi’ne seçilememesi idi. Bu sonucu, CHP İstanbul İl Başkanı Canan hanım, “Özkan’ı ben istemedim!” diye övünerek Türkiye’ye ilan etmişti.

Ama gördük ki CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Tuncay Özkan’a güveniyor. Hem de tam güveniyor. Çünkü, Canan Hanım’ın kışkırttığı delegelerin isteğine değil partinin çıkarına olacak ne ise onu yapıyor. Bu yüzden de partinin medya işlerinin başına Tuncay Özkan’ı getirdi.

Beğenin beğenmeyin, sevin sevmeyin; Türkiye’de medya duayeni denilebilecek isimler sıralansa Tuncay Özkanilk sırada gelir. Bu birincilik, onun medyayı bilmesinden ve örgütçülüğünden gelmektedir.

Sayın Özkan’ın kimi politik tavırlarını geçmişte ben de eleştirdim. Ama o iş başkadır, medyayı bilmek ve onu örgütlemek ayrı bir iştir. CHP’de çok değerli isimler olmasına karşın, muhalefet medyasını geliştirip kuvvetlendirecek en önemli isim Tuncay Bey’dir.

O, anladığım kadarıyla muhalif medyayı sadece soldaki organlar olarak görmek yerine AKP karşısında yer alan bütün organlar olarak görüyor. İşte bu çizgi de Sayın Kılıçdaroğlu’nun Millet İttifakı politikasına tam uyuyor. Saadet Partisi’ni, İYİ Parti’yi, Davutoğlu’nun gelecek Partisi’ni, Ali Babacan’ın DEVA Partisi’ni demokratik cephede buluşturmak ve onlara ses olacak kanallar yaratmak çok önemlidir. Doğrusu ya bunu da çevresiyle, bakış açısıyla becerebilecek isim Sayın Tuncay Özkan’dır.

CHP Lideri onu medyanın sorumlusu yaparak parti içinde ayrımcılığı kışkırtan Canan Kaftancıoğlu’na da “Sus!” demiş oldu.

Benim bildiğim Tuncay Özkan, önümüzdeki süreçte çok sesliliği geliştiren bir politika izleyerek yandaş medyayı iyice değersiz duruma düşürecektir. Şimdi CNN Türk ve benzeri holding medyası daha bir düşünmelidir.

SANKİ MARS’A MAKİNE YOLLADI
Yeni CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke dün akşam açıkladı: Vatandaşın bankalara borcu 730 milyar lirayı geçmiş.

Halbuki bu borç 2002 yılında 6 milyar lira idi.

Halkın borçluluğu 18 yılda tam 121 kat artmış.

Şimdi soru şu: Vatandaşın geliri de 121 kat arttı mı?

Elbette ki artmadı.

İşte AKP’nin kitle yönetim stratejisi bu: Borçlandır, korkut, elinde tut…

O yüzden de çöken ekonominin farkına varmak istemiyor halk. AKP Lideri Erdoğan, bu yüzden buzdolabı ve otomobil üretimimiz arttı, diye övünüyor.

Sanki ABD gibi Mars Gezegenine otomobil büyüklüğünde Roveradlı aracı yollamış. Onunla Mars’ta kazı yaptırıp gezegeni sömürgeleştirecek…

Övündüğü şeyler de kendisinin sürekli kötülediği Eski Türkiye’nin fabrikalarında üretiliyor.

Bir başka soru da şu: AKP yönetimi, 18 yıl boyunca üretimi arttı dedikleri buzdolabı için bir buzdolabı fabrikası kurdular mı? Veya, eski Türkiye’de kurulan otomobil fabrikalarına AKP 18 yılda yeni bir fabrika ekledi mi?

Onlar fabrika kurmazlar; fabrika kuruyoruz diye hava atar, hayal satarlar. Mili uçak, milli traktör, milli tren, milli otomobil diye kaportaları gösterir, milleti aldatırlar. Gelirinden fazla borçlanmış millet de bu yalana mecburen inanır. İşte bu ak yalanları ortaya çıkartacak medya örgütlenmesine ihtiyaç var. Umarım Millet İttifakı’nın sesi olacak milli medya/demokrat medya bu konuya daha çok yoğunlaşır.

AYASOFYA AKP’LİLERE BÖYLE TEŞEKKÜR ETTİ
Büyük bir tantana ile Ayasofya’ya gittiler.

Büyük bir gösterişle namaz kıldılar.

Ayasofya bu işi örgütleyenlere teşekkür etti.

Nasıl mı?

Onlara COVİD bulaştırarak…

Ne diyordu Kuran-ı Kerim?

Vay o namazı gösterişle kılanlara!”(Bak: Maun Suresi)

Namazı siyasi şova dönüştürenlere göklerden işaret geldi: Covit ile aşılandılar.

Özellikle de Diyanet’in Atatürk düşmanı Reisi Ali Erbaş ile poz veren AKP milletvekilleri Covit’lendiler.

Allah’ın eli böyledir işte…

Bu ülkeyi kurtaran kişiye düşman olanlara Allah da düşman olur.

Gerekirse onlara böyle azaplar gönderir.

Ben demiyorum, kutsal kitap diyor.

Ayasofya’da namaz gösterisi yapanların başına gelenlere bir bakın, gerçeği görürsünüz…