Türkiye’yi 17 yıldır yöneten AKP’nin lideri Tayyip Erdoğan, Cuma namazından çıktıktan sonra, “Buzdolabı ve otomobil üretimi arttı. Türkiye uçuyor!” diye övündü.

Böylece, Türkiye’ye vereceği hiçbir şey kalmamış olduğunu da ilan etmiş oldu.

Sanki Amerika gibi Mars’a uzay aracı yolladı; gezegenleri Türkiye adına kolonileştirecek de… Veya 17 yıl içinde Güney Kore’nin Samsung’u gibi bir marka yarattı da…

Bunları yapamazdı ya… O övündüğü buzdolabı fabrikası gibi yeni bir fabrika bile açmadı, açtırmadı. “Uçuyoruz!” dediği ürünler hep kötülediği o eski Türkiye’den kalma fabrikalarda üretiliyor.

Peki Beyefendi ne yapıyor?

-Size iş veremiyorum ama cami veriyorum. Para bulamasanız bile Ayasofya’yı bulabilirsiniz. Gidip orada namaz kılın ve böylece mutlu olun.

Şaka gibi: Ayasofya da temelde bir putperest tapınağı ya… Gidenler Covit virüsü kapmış. Yani namaz da Ayasofya’da bizim müminleri korumamış; hastalanmışlar…

Ama onlar gazel biçimli ezanlar, iç parçalayıcı sâlâlar okutarak halkı gerçekler dünyasından koparmaya ve böylece elde tutmaya çalışıyorlar.

Sözü uzatmadan söyleyelim: AKP’liler Türkiye’yi yedi bitirdiler. İstanbul’un çivi bile çakılamayan plajlarına (Örneğin Ataköy Plajına) düzinelerce gökdelenler diktiler. Öyle bir aç gözlüler ki pencerelerden uzananlar neredeyse tokalaşacaklar.

Yani onlar bu dünya cennetinde yaşıyor.

Ya bu partiye oy veren yoksul milyonlar?

Onların sefaleti giderek artıyor.

Erdoğan, kaynakları hovardaca harcadığından artık dışarıdan borç alarak çarkı çevirecek kredisi de kalmadı.

Yoksul seçmenine, “Bu dünya cennetini bize bırak, sen öbür dünyadaki cennetin peşinden koş, yeter!” diyor.

YALAN İPİNE SARILDILAR
Toplumu yalan haberlerle kandırarak yönetmeye çalışmak tek bildikleri iş.

Hükümetin yalan makinesi Sabah Gazetesi, geçen gün bir haber uydurmuş. Güya 2023’te üretilecek yerli ve milli otomobilin Almanya’ya satılması için bağlantı bile yapılmış.

İşte buradan ben de meydan okuyorum:

Siz o resmini servis ettiğiniz hayalet otomobili 2023’te imal edip piyasaya sürün, bir yerlere satın; ben Taksim’de kendimi yakacağım. Ya siz o yalan haberin çıktığı gazetenizi yakacak mısınız?

Hayır, utanmazlar; yalan yazmaya, doğru söyleyenlere küfretmeye devam ederler.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİNE KARŞI ÇIKAN OĞLANCILAR
Din onlara, “Allah’ın ipine sarılın!” der; onlar mala-mülke, küçük yaştaki çocuklara sarılırlar.

Sonra da “İstanbul Sözleşmesi Türkiye’de eşcinsellik yaratıyor!” diyerek ahlakçılık oynarlar.

Halbuki kadını kötüleyerek, aşağılayarak ve toplum dışına atarak oğlanlara olan ilgilerini canlandırmaya çalışırlar.

AKP’ye siyasi destek veren tarikatların yurtlarında ve Kuran kurslarında erkek çocuklara tecavüzler olmadı mı? Bu rezillik o dinci çevrelerde devam etmiyor mu? İstanbul Sözleşmesi’ne savaş başlatan bu oğlancı takımı ve ideolojik hocaları değil mi?

Kuran kurslarında kız çocuklarına tecavüz haberlerini bilmiyor muyuz? Bunlar, İstanbul Sözleşmesi’ne işte bu kirleri ortaya çıkmasın diye savaş açmadılar mı?

Bunlar kendilerini bir yandan dinin cüppesi altında bir yandan Osmanlı Torunu şemsiyesi altına saklamıyorlar mı?

Bu yazdıklarımın belgelerini görmek isteyenler, şu iki kitabımızın ilgili bölümlerini incelesinler:

1-OSMANLIDA OĞLANCILIK

2-TARİKAT KUŞATMASINDAKİ TÜRKİYE / Halidi Cehennemi

O zaman iftira atmadığımızı, burada yazdıklarımızın acı gerçeğin çok azını yansıttığını göreceklerdir.

Son söz: Türkiye’nin ahlakının kurtarılması için bu tarikatçı hükümetin bir an önce başımızdan gönderilmesi gerekiyor. Türk töresinde olmayan iğrençliklerin bu kesim eliyle yaygınlaştırıldığını şu bizim Türk milliyetçileri görmüyor mu?