AKP Lideri Erdoğan görmek istemese bile iktidarı çöküyor.
Ekonomik bunalım herkesin belini büktü.
AKP öncesinde dünyanın 16. büyük ekonomisi olan Türkiye, 20 yıllık Erdoğan iktidarının getirdiği yıkım sonucunda 21. sıraya geriledi. Bu sene iki basamak daha kötüleşmemiz bekleniyor.
Erdoğan ve propaganda elemanlarının 2023 ile ilgili olarak attığı nutukların tümü kof çıktı. Çünkü, üniversiteler çökertildi.
Laik programlara karşı yürütülen karalama kampanyaları ve uygulamalar sonucunda, okullardaki eğitimin kalitesi dibe vurdu.
Bilimsel ve teknolojik eğitime değil din eğitimine yatırım yapılması sonucunda Türkiye’nin yüksek teknolojik ürün imalatı ve satışı yüzde 3’lerde takıldı kaldı.
Ülkenin kıt kaynakları, Saray’a bağlı müteahhitler üstünden yağmalandı.
Bu gerçeği gizlemek için palavralar, yalanlar saçılıyor televizyonlardan…
2023’teki seçimi kazanamayacağını görüyor Erdoğan.
2015 SEÇİMİNİ TAKLİT EDECEK
Erdoğan’ın kurduğu Saray hükümeti, Türkiye gerçeklerinden tümden koptu. Halka yeni bir umut veremiyor; bu kadrolarla ve bu tarikatçı zihniyetle millete güven vermesi de mümkün gözükmüyor.
Seçim kazanabilmek için toplumu sarsacak olaylara ihtiyaç var. Halkın “”Vay be, tehlike büyük!” diyerek AKP’ye dönmesi tek çıkış yolu.
Bunu, 2015’te denediler ve başarıya da ulaştılar.
Hatırlayalım: 7 Haziran 2015 seçiminde AKP yüzde 40 oy aldı ve 258 milletvekili çıkardı. Böylece, tek başına iktidar olma hakkını yitirdi. Ama imdadına MHP yetişti. O güne kadar AKP’yi yerden yere vuran Devlet
Bahçeli, CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun “Gel sen başbakan ol!” teklifini hakaretler savurarak reddetti. AKP Liderliği’nde MHP destekli koalisyon hükümeti kuruldu. Bu dönemde birden bire bombalar patlamaya başladı.
Önce Erdoğan gümbürdedi: AKP ile HDP arasında Dolmabahçe Sarayı’nda imzalanan Çözüm Süreci bildirgesini tanımadığını söyledi. PKK’yı düşman ilan etti. Sonunda 1 Kasım 2015’te yeni bir seçim yapılması kararlaştırıldı.
Ama kamuoyunun gözünün korkutulması gerekiyordu.
20 Temmuz’da Suruç’taki gençlik toplantısı bombalandı. 33 genç öldürüldü.
22 Temmuz’da Ceylanpınar’da 2 polis öldürüldü.
6 Eylül’de Dağlıca Karakolu’na PKK baskın yaptı, 16 asker şehit edildi.
8 Eylül’de HDP binalarına saldırılar oldu.
10 Ekim’de Ankara Garı’nde 2 IŞİD militanı bomba patlatarak 102 kişinin ölümüne yol açtı. Bu süreçte PKK da Güneydoğu’da bazı yerlerde özyönetim ilan ederek hükümetin istediği yönde eylemler yaptı.
Vatandaş birden bire patlayan terör olayları ve kanlı saldırılara bakarak ülkeyi yine Erdoğan’ın kurtarabileceğini düşündü. Yenilenen seçimlerde AKP yüzde 49,5 oy alıp 317 milletvekili çıkartarak yeniden tek başına iktidar oldu.
BENZERLERİNE HAZIR OLUN
AKP’nin ve Erdoğan’ın şu anki durumu, 2015’ten çok daha kötüdür. Çünkü halk müthiş bir yoksullaşma ile karşıyadır. Bunun da seçim sandığına yansıyacağı kamuoyu yoklamalarından anlaşılmaktadır. 20 yıllık Erdoğan iktidarının sonu gelmiştir. İktidarda kalmak için önlerinde 2015 seçeneği bulunuyor. Erdoğan yeniden PKK ile savaşan kahraman konumuna gelmek peşinde… Bu süreçte şehitler gelecek, halk HDP’ye kızacak; Erdoğan CHP’yi HDP ile işbirliği halinde gösterecek… Ayrıca Ali Babacan ile Ahmet Davutoğlu’nu da CHP ve HDP ile işbirliği yapıyor diye sunacak.
Son olarak Irak’ta başlatılan operasyondan ne yazık ki peş peşe şehit haberleri gelmiştir. Bursa’da gardiyanları taşıyan otobüse kurulan bombalı tuzak… İstanbul’da Erdoğan ailesiyle ilgili partizan vakıf TÜGVA yakınındaki patlama… İlk işaretler olarak dikkat çekiyor. Bunların önümüzdeki aylarda artacağını söylemek kehanet olmasa gerekir. Korkarım ki eğer 2015 yöntemi kullanılırsa işin içine suikastlar da girebilir. Toplumun gözünü korkutup AKP’den kaçan oyları geri getirmek için bu yöntem geçmişte başarılı oldu çünkü…
Ama bu çok tehlikeli bir yöntemdir. Artık gizlenmesi de mümkün değildir. AKP’nin topluma bir çözüm sunamayacağı anlaşılmıştır. Üstüne üstlük Erdoğan tek adam yönetimini kurduktan sonra hukuk da ekonomi de çökmüştür. Milletin çoğunluğunun ona güvenmesi artık mümkün değildir.
Buradan önerim şudur: Kimse, seçim kazanmak amacıyla toplumu terörize etmeye kalkışmasın. Bunun hesabını sonunda vermemiş hiçbir siyasetçi olmamıştır çünkü…
