Ekrem İmamoğlu, yaptığı konuşmada, “İstanbul'da seçimi elimizden almak için, bütün gayretleri gösterdiler. Yetinmediler; yüzlerce müfettiş yolladılar seçildikten sonra. Yetinmediler; uydurma bir dava açtılar. Yetinmediler; bu davada olmayan bir suç üzerinden, rekor bir ceza verdiler. Efendim neymiş? Bu seçimi kazanacaklar ve seçimden sonra Ekrem İmamoğlu'nu siyasi yasaklı hale getirecekler. Sayın Cumhurbaşkanı ne demişti? ‘İstanbul'u kazanan Türkiye'yi kazanır’ demişti. Yetinmedi, ne dedi? ‘İstanbul'u kaybeden, Türkiye'yi kaybeder’ demiştir. Son zamanlarda ilk kez doğruyu gördü. Bu seçimi, ilk turda kazanacağız. İkinci tur yok. İlk turda kazanacağız. Biz, Millet İttifakı olarak, bugünün işini yarına bırakmayacağız. Biz, Millet İttifakı olarak, sandıklarda oy patlaması yapacağız. İstanbul'da nasıl hep birlikte sandığa koştuk, İstanbul'da nasıl hep birlikte sandığa sahip çıktık; Türkiye'de de aynısını yapacağız. Ve milletçe kazanacağız. 86 milyon insanımız kazanacak. Bunların kazanma dönemi bitti. Kazananlar kulübü değişti. Bir avuç insanın kazanan kulübü vardı, Şimdi 86 milyon insanımızın kazanma zamanı geldi” ifadelerini kullandı. 

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı yardımcısı adayı Ekrem İmamoğlu, Cumhuriyet Meydanı’nda Tokatlılarla buluştu. Tokatlılar, İmamoğlu’nun içinde bulunduğu otobüsü, meydana kadar olan yaklaşık 1 kilometre boyunca takip etti. Meydanı dolduran vatandaşlar, İmamoğlu’na sevgi gösterilerinde bulundu. Mevlana, Hacı Bektaş-ı Veli, Evliya Çelebi, Derviş Ali ve Gazi Osman Paşa’nın Tokat ve Tokatlılarla ilgili söylediği özlü sözlerden alıntılar yapan İmamoğlu, özetle şunları söyledi: 

“DEMOKRASİ TOKADI YEDİLER, HALA KENDİLERİNE GELEMEDİLER”

“Hatırlarsanız; İstanbul'da büyük bir demokrasi mücadelesi verdik. Önce seçimi kazandık. Hilelere başvurdular. Seçimi elimizden almaya kalktılar. Onları yuhalamayın, onlar zaten iyi bir demokrasi tokadı yediler, hala kendilerine gelemediler. Tabii o arada bir görev yaptıktan sonra, bu görevimiz elinden elimizden alınınca, oraya vekaleten atanan kişi gelecek diye, benim makamımın arkasına astığım ve ta Beylikdüzü'nden beri yanımda taşıdığım portreyi kaldırdılar. O portrede Mustafa Kemal Atatürk, bir köylüyle konuşuyor. O köylü Tokatlı, Turhallı. Mustafa Kemal Atatürk, 1930’larda yaşanan ekonomik buhranla beraber, Tokat ziyaretinde insanları dinliyor, dertlerini dinliyor. Tokatlı hemşehrimizle, büyüğümüzle bir araya geldiğinde dertlenmiş, biraz da zayıf bir insan, Ata'mızla konuşuyor, diyor ki, ‘İlacımız yok, ekecek tohumumuz yok. Ne yapacağız biz’ diyor. Hemen Mustafa Kemal Atatürk talimat veriyor ve Ziraat Bankası üzerinden çiftçiye destek paketi ve onun dışında bir kısım borçların silinmesiyle ilgili hamle yapıyor. O çiftçi nasıl dinleniyor Atatürk tarafından? O fotoğrafı gözünüzün önüne getirin. Mustafa Kemal Atatürk, vatandaşın o köylüyü insanın gözünün içine bakıyor. Ve ben, hepinizin gözünün içine bakıyorum. Ben, Mustafa Kemal Atatürk'ten ilham aldım. Milletimin gözüne onun gibi bakıyorum.”

“SÖZÜM ONA SİYASİ YASAKLI HALE GETİRMEK İÇİN YOL YÜRÜYORLAR”

“İstanbul'da bir seçim yaşadık. Bu seçimi elimizden almak için, bütün gayretleri gösterdiler. Yetinmediler; yüzlerce müfettiş yolladılar seçildikten sonra. Yetinmediler; uydurma bir dava açtılar. Yetinmediler; bu davada olmayan bir suç üzerinden, rekor bir ceza verdiler. Efendim neymiş? Bu seçimi kazanacaklar ve seçimden sonra Ekrem İmamoğlu'nu siyasi yasaklı hale getirecekler. Mahkemeyi bir hakime veriyorlar. Hakime hükmedemedikleri için, hakim adaletli davranma çabasında olduğu için -ki bu yörelerin gencidir- o hakimi orada tutmuyorlar, sürüyorlar. Onun yerine başka bir hakim getiriyorlar. O hakimin de sözü onların elinde. Niye? Başka tarafta köşeye sıkıştırmışlar o hakimi. Ve o hakim üzerinden bize ceza vermek ve bu seçimi kazandıktan sonra, sözüm ona siyasi yasaklı hale getirmek için yol yürüyorlar.”

“Ben buradan, bütün Tokatlı hemşehrilerime söylüyorum. Ne demişti bu arkadaş ve bu ekip, o bir avuç insan ve birçok kişi ve tabii ki Sayın Cumhurbaşkanı ne demişti? ‘İstanbul'u kazanan Türkiye'yi kazanır’ demişti. Yetinmedi, ne dedi? ‘İstanbul'u kaybeden, Türkiye'yi kaybeder’ demiştir. Son zamanlarda ilk kez doğruyu gördü. Bu seçimi kazanacağız. Bu seçimi, ilk turda kazanacağız. İkinci tur yok. İlk turda kazanacağız. Milletçe sevdiğimiz bir söz var. Bugünün işini yarına bırakmayacağız. Biz, Millet İttifakı olarak, bugünün işini yarına bırakmayacağız. Biz, Millet İttifakı olarak, sandıklarda oy patlaması yapacağız. Ve İstanbul'da nasıl hep birlikte sandığa koştuk, İstanbul'da nasıl hep birlikte sandığa sahip çıktık; Türkiye'de de aynısını yapacağız. Ve milletçe kazanacağız. 86 milyon insanımız kazanacak. Bunların kazanma dönemi bitti. Kazananlar kulübü değişti. Bir avuç insanın kazanan kulübü vardı. Şimdi 86 milyon insanımızın kazanma zamanı geldi.”

TAŞHAN ESNAFINDAN ÖZÜR DİLEDİ

İmamoğlu, konuşmasının ardından yapmayı planladığı Taşhan esnafı ziyaretini, Tokatlıların yoğun ilgisi nedeniyle gerçekleştiremedi. Otobüs içinden Taşhan esnafına seslenen İmamoğlu, özür dileyip, yeniden gelme sözü verdi. Tokatlılar, heyeti taşıyan otobüsün önünde uzun süre yürüyüp, İmamoğlu’na sevgi gösterilerinde bulundu. İmamoğlu, vatandaşların yoğun ilgisine el sallayarak ve fotoğraf çektirerek karşılık verdi.