Haberi okuyunca içim parçalandı. “288 gündür ölüm orucunda olan Grup Yorum üyesi Helin Bölek yaşamını yitirdi.”

Baktım ki genç bir kadın, bir müzisyen, ölüm orucunda can vermiş…

Grup Yorum Üyeleri Mustafa koçak ile İbrahim Gökçek ise ölüm orucunu sürdürüyorlarmış.

Ne istiyor bu sanatçı gençler?

Bu iktidar, Grup Yorum’u terör örgütü gibi görüyor. Çünkü bunlar türkü söylüyorlar. Türkü demek, devrim demektir; umut ve aydınlık gelecek demektir.

İnternette biraz inceleyince gördüm ki AKP’nin yönetimindeki emniyet ve yargı güçleri, 2016’dan beri iki de bir baskın yaparak bu müzik grubunun üyelerini tutukluyorlar. Helin Bölek, tutuklu arkadaşlarının bırakılması için ölüm orucuna başlamış ve sonunda da yaşamını yitirmiş.

CHP’li Özgür Özel, bu ölümlerin bitirilmesi için Grup Yorum üyelerinin isteklerinin yerine getirilmesini istemiş. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Sayın Özel’i “DHKP-C yalakası” yani terörist olarak suçlamış.

Şaşırmadım… Süleyman Soylu gibi türküden korkanların herkesi terörist göstererek üste çıkmasına hiç şaşırmadım.

Ama ortada bir gerçek var. Bir grup genç insan ölümü göze almış… Ve bu bir gösteri de değil… Sayın Soylu onları terörist göstererek ölümlerini teşvik etmiş olmuyor mu? Kendisine soruyorum: Bu durumu, vicdanınıza kabul ettirebiliyor musunuz?

El-cevap: -Hayır!

(Sayın Soylu’nun dili öyle dese bile vicdanının hayır dediğini iyi biliyorum.)

ÖLMEYE YATMAYIN
Ölüm orucu sadece Grup Yorum’la da sınırlı değil. Terörist gösterilerek tutuklanan avukatlar var. Bunlar da ölüm orucuna başladılar. Haber şöyle: “Halkın Hukuk Bürosu (HHB) üyesi Av. Ebru Timtik ve Av. Aytaç Ünsal, 5 Şubat'ta başladıkları açlık grevini ölüm orucuna çevirdiler.”

Hukuksuzluğun tavan yaptığı yerlerde böyle uç çıkışlar görülebiliyor. Ama bu gençler bilmelidir ki antidemokratik yönetimler bu türlü ölümleri sevinçle karşılıyor. “Onların belasından kurtulduk!” diyerek…

Sevgili gençler!

Adalet Ağaoğlu’nun romanı “Ölmeye Yatmak”ta bir Aysel vardı. Aysel, lüks bir otel odasında intihar etmek üzeredir. Lakin, doğacak çocuğunu düşünerek bundan vazgeçer.

Bugün ölüm orucundaki müzisyenlere, avukatlara sesleniyorum:

Şu ülke de sizin karnınızdaki çocuğunuzdur. Onu düşünerek intihar etmekten vazgeçin.

Ne kadar haklı olursanız olun, ölmeye hakkınız yoktur değerli gençler…

Zalime inat yaşamak ve mücadeleyi sürdürmek, ölmekten daha değerlidir.