Türkiye Orta Çağ’a sürüklenirken kimisi açık açık şeriat devleti çağrısı yapıyor, kimileri de dolaylı yoldan bunların arkasında duruyor.

“Laik  Kesimin Cübbeli Ahmet’i: Soner Yalçın” başlıklı son yazım bu konuyla ilgiliydi.

Soner Yalçın’ı eleştirince elbette ki sahibi olduğu internet sitesi ODA TV’den hemen iftiralar ve hakaret içeren “Rıza Zelyut kitabın kapağını açmadan yalan yazıyor” başlıklı bir cevap yayımladılar.

Yalanladılar; çünkü suçüstü yakalanmışlardı… Gericilerle bir olup laikliği savunan Diamond Tema’yı yalanlıyorlardı.

Beni de Soner Yalçın’ın kitabını okumamakla suçluyorlar, böylece yazdıklarımın yalan olduğunu ispatlamaya çabalıyorlardı.

Yazım ortada… Ben o kitabın adını bile anmadım. Yazımı, sitede yayımlanan habere dayandırdım.

Tartışma, Hz. Muhammet’in eşi Aişe’nin Peygamberle evlenirken kaç yaşında olduğu konusundaydı. Bütün İslam kaynakları Aişe’yi 9 veya 10 yaşında gösterirken Soner Yalçın,  20 yaşındaydı diyor. Her şeyi o biliyor ya… Eski Arapça’da bile üstad ya…

Bu temelsiz iddia da önemli değildi ama ODA’cılar bu 20 yaş iddiasını çok kritik bir anda piyasaya sürmüşlerdi. İddialarını,  Diamond Tema, aralarında Adalet Bakanı’nın olduğu gerici gruplar tarafından linç edilirken yayımlayıp onlara fikir desteği vermişlerdi. Ben bunu eleştirdim…

Bu yaptığım gerçeği araştırmaya karşı çıkmakmış ve yobazlardan daha yobazmışım…

Yazın çocuklar, yazın… Patron belası…

***

Derinlerden gelen işaret gereği, Saray’a “Bak ben de sizin taraftayım!” diyen beyefendinin bu  öfkeli saldırılarını anlıyorum ama bir zavallılıkları var ki anlatamam.

Bana yanıt vermek için Soner ve adamları dayanak bulma arayışına girmişler ve kendilerine bir “salak”tan gelen yağcılık dolu iletiye sarılmışlar.

Adını duymadığım, ODA’cıların gazeteci dediği Mehmet Çek adlı bir terbiye yoksunu, iletisinde adımı vermeden bana salak diyor.

Ben burada “derin devletçi gerici dayanışma”nın üstündeki örtüyü çekip alıyorum, ötede birileri kuduruyor.

Bana iftira atmalarına karşın ODA’cıları ayrı tutarak böyle tiplere Şair Nefi’nin o ünlü dizesini anımsatıyorum: “Bir alay fahişeye gayret-i akran düştü”

55 yılı bulan yazarlık hayatımda hep böyleleriyle savaştım; ölene kadar da bu savaşım sürecek…

Ve asla, dün beni hapse attıranı bugün eteklemeyeceğim…