AKP Lideri Erdoğan, 2023 seçimlerine hazırlanıyor.

Ama AKP ile MHP’nin toplam oyu yüzde 45’in bile altında.

Yani, Erdoğan bu sistemde artık cumhurbaşkanı seçilemeyecek.

Sonrasının onun için kıyamet olduğunu iyi biliyor.

Bu nedenle, kendisine yeni bir destek güç arıyor.

Kimdir o güç?

Olsa olsa HDP’dir…

Bülent Arınç’ın dün akşam paldır palas televizyona çıkartılarak konuşturulması, Selahattin Demirtaş’a gül (!) atılması bu yüzdendir.

Kozmik Oda işleri ve damadı üstünden FETÖ bağlantısı çok kuvvetli olan Bay Arınç, belli ki korkusundan Erdoğan’ın açılım sözcüsü olmuş.

Yine anladık ki Sayın Erdoğan, artık Devlet Bahçeli’ye hoşça kal diyor ve onu “yerli ve milli durağı”nda kaderiyle başbaşa bırakmaya hazırlanıyor.

Her can ölümü tadacaktır ama MHP de ihaneti tadacaktır.

Çünkü Erdoğan, kendi siyasi tarihi boyunca, siyasi araçları-kişileri, kullanmış ve atmıştır.

Devlet Bahçeli de Necmettin Erbakan’ın yediği o aştan tadacaktır…

***

Ayrıca, Erdoğan’ın karşısında artık ultra milliyetçi Trump değil Biden vardır.

Sayın Erdoğan, kendisini ona beğendirmek için MHP ile ortaklığını bitirmek durumundadır.

Yani, ihanetin tadına mutlaka bakacaktır Sayın Bahçeli…

Kendisini, bu ihanetten saygın işadamı Alaattin Çakıcı’nın kazıkları dahi kurtaramayacaktır.

***

Reform işine gelecek olursak…

Cumhurbaşkanı Erdoğan da Adalet Bakanı Gül de reform diyor ama; bu tamamen göz boyama için söylenmiş bir sözdür.

Reform diye Demirtaş’ı hapisten çıkartacak basit bir adım atılabilir. Ama bu iş kurumsal hale getirilmez. Örneğin, İçişleri Bakanı’nın milli iradeyi hiçe sayan kayyum operasyonları kötü sonuçları ile ortada… Bu seçilmiş insanlar görevlerine iade edilecek mi? Olmaz… Çünkü, düzgün işleyen bir adalet sistemi, bu AKP iktidarını sırtında taşıyamaz. Yolsuzluklar, adam kayırmalar, müthiş savurganlıklar, devlet hazinesini yandaşlara yağmalatma, adaletin işletildiği bir siyasal düzende yürütülemez. AKP iktidarı; bu yolsuzluk düzenini, muhalifleri zulümle ezme operasyonlarını sürdüreceğinden reform yapamayacaktır. Artık bu cumhurbaşkanlığı sistemi, reform yapacak kapasitesini tüketmiştir. Ve bir sülük gibi yapıştığı AKP’nin oylarını emmektedir…

Tarihsel sürecin gösterdiği üzere AKP de ölümü tadacaktır…

DOLAR NE OLUR?

Uluslararası tefeci kuruluşlar, AKP iktidarından daha fazla faiz istedi. Faiz karşıtıymış gözüken Erdoğan da düne kadar, dış mihraklar, komplocular dediği yabancı para babalarına, “Size şimdiye kadar görülmemiş oranda bir zam yapacağım, lütfen Türkiye’ye para getirin!” dedi. Dolar bir lira kadar düştü.

Ne oldu da düştü?

Türkiye’ye gökten dolar mı yağdı?

Yoksa ihracatımız ithalatı geçti de 120 milyar dolar fazla mı verdik?

Hep açıktayız. Hazinede 1 dolar kendi paramız yok; üstelik 40 milyar dolar da açık var burada.

Türkiye’nin bir yıl içinde ödeyeceği borç miktarının 180 milyar dolar olduğu yazıldı.

Böyle bir ortamda doların değer yitirmesi, yani TL’nin değer kazanması mantıklı olur mu?

Gerçekçi olalım…

Kazandığından çok fazlasını harcayan Türkiye’nin talihsiz bireyleriyiz.

Atatürk döneminde 95 kuruş olan ABD Doları, şu an, dünya lideri Erdoğan zamanında tam 765 kuruş…

Yıllardır izlediğim bir grafik vardır kafamın içinde: Dolar bir noktaya vurmuş da oradan geri gelmişse; er geç o vurduğu noktaya yeniden gelir.

Bu yüzden yeni yıla doların 800 kuruşun üstünde gireceğini tahmin ediyorum.

Bakalım doların daha da düşebileceğinden söz eden şu çok unvanlı ekonomistler mi yoksa bu yaşam ekonomisi uzmanı Rıza Zelyut mu haklı çıkacak; göreceğiz.