Seçim sürecinde bulunduğumuz bu ortamda, birileri CHP’deki  belediye başkan adaylarını belirlemede etkili olmak için “Alevilik” kozunu kullanmaya kalkışıyor.

“Aleviler, yeni CHP yönetimine tepkili!” biçiminde özetlediğimiz bu iddiaların tek amacı var: Halen İstanbul’da belediye başkanı olan Alevi kökenli bazı isimleri yeniden aday yaptırmak.

Örneğin, Sarıyer’de üç dönemdir belediye başkanı olan ve yeşil alanları villacı müteahhitlerin yağmasına açan Şükrü Genç aday gösterilmezse Aleviler CHP’ye oy vermeyecek mi?

Veya İzmir’in Atatürkçü başkanı aday yapılmayıp sakallı birisi dayatılırsa, oradaki Aleviler sorgulamayacak mı?

Yahut Antalya’da iktidarın baskısına dayanamayıp festival iptal ettiren başkanın  aday yapılmamasına Aleviler kızacak mı?

Tam aksine…  Bu baskı düzenine hizmet eden isimlerin aday yapılmaması, CHP’nin oylarının daha da artasına yol açacaktır.

Çünkü Aleviler mezhepçi bir biçimde bakmazlar adaylara… Hangisi  çağdaş yaşamdan yanaysa, hangisi doğayı koruyup kente daha fazla hizmet getirecekse ona oy verirler…

KILIÇDAROĞLU ALEVİLER İÇİN NE YAPTI?

Gelelim, Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP genel başkanlığını yitirmesinin sonuçlarına… Şu anki CHP yönetimini yönlendirmeye çalışanlar; Alevilerin Kılıçdaroğlu yüzünden CHP’ye kırgın olduğunu ileri sürüyorlar.

Bu iddia tamamen temelsizdir.  

Çünkü, Aleviler üzerinde Kılıçdaroğlu’nun artık hiçbir etkisi yoktur.

Yoktur; çünkü Türkiye Aleviliği Tunceli’den ibaret değildir.

İkincisi ve en önemlisi de Kılıçdaroğlu 13 yıllık genel başkanlığı sürecinde Alevi toplumu için küçük parmağını bile oynatmamıştır. TBMM’de Alevi adını ağzına almamış; bu konuda hiçbir öneride bulunmamıştır.

Üstüne üstlük Aleviler için ekmek ve su kadar gerekli olan laik yaşam tarzının yok edilmesi karşısında sessiz kalmış; hatta destek vermiştir.

Tayyip Erdoğan; Kılıçdaroğlu’nun pasif siyasetini görmüş, laik, demokratik, çağdaş Türkiye yerine Orta Çağ yaşam tarzını dayatan bir dinci toplum yaratmak için yasaları da anayasayı da rahatça çiğnemiştir.

LAİKLİK TEHLİKEDE DEĞİLMİŞ

Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın laik düzene saldırıları karşısında, “Aman karşı mahalleyi rahatsız etmeyelim; oy kaybederiz!” gibi teslimiyetçi bir politika izlemiştir.

Bugün ülkemiz tek adam rejiminin zalim tırnağı altında inim inim inliyorsa, bunun sorumlularından birisi de Kılıçdaroğlu’nun sağa şirin gözükme siyasetidir.

Öyle ki Türkiye’deki yobaz ve darbeci kesimin suçlarını aklamak için “helalleşme” projesini başlatarak Erdoğan’ın CHP’yi suçlayan iftiralarına hak verir konuma gelmiştir. Daha önce de “!930’lerın CHP’si değiliz!” diyerek CHP’nin devrimci yıllarını reddetmiştir.

Bu gerici tavrı onun Fethullahçı isimleri danışman yapmasıyla doruğa çıkmıştır. Öyle ki 2023 milletvekili seçiminde, Atatürkçü İzmir’e,  CHP düşmanı böyle bir ismi birinci sıradan aday yaparak meydan okumuştur.

Atatürk ve laiklik karşıtı zihniyeti yüzünden CHP’deki Kemalistleri tasfiye etmiş; partiyi Fethullahçı-liberal ekibe teslim etmiştir.

Korkak politikasıyla, diplomasının aslını gösteremeyen Tayyip Erdoğan’n cumhurbaşkanlığı adaylığına karşı çıkmamış; yine bu yüzden Erdoğan’ın yasadışı olarak üçüncü kez cumhurbaşkanlığı adaylığına ses çıkarmayarak yasadışılığı onaylamıştır.

Ve bu teslimiyetçi politikası yüzünden CHP’yi sokaktan çekip genel merkezdeki odalara hapsetmiş; sokağı AKP’ye bırakarak seçimleri o tarafın kazanmasına hizmet etmiştir.

Alevi toplumu için hava kadar yaşamsal olan laiklik Erdoğan tarafından çiğnenip yok edilirken  ve Anayasa Mahkemesi AKP’yi “laiklik karşıtı eylemlerin merkezi” sayıp ceza vermişken… İşte bu Kılıçdaroğlu, “Laikliğin tehlikede olduğunu düşünmüyorum!” diyerek Erdoğan’a, “Sen vurmaya devam et!” denecek bir mesaj bile vermiştir.

YAŞANANLAR GÖSTERDİ

Peki Aleviler bu durumu görmüyorlar mı?

Herkesten daha fazla Aleviler gördü bu yıkıcı gidişi… Kılıçdaroğlu’nun Alevi kökenli olmasının hiçbir işe yaramadığını da onlar  yaşayarak anladılar…  Bu yüzden de Kılıçdaroğlu’nun Alevi toplumu içindeki itibarı zamanla sıfırlandı.

Hele hele CHP kurultayındaki son seçimde genel başkanlığı yitirince Mustafa Sarıgül yönlendirmesinde kendi partisine zarar vermek için büro açması, ona olan saygının son kırıntılarını da yok etti.

Yaşamını, Alevi toplumunun tanınması, haklarının savunulması için harcamış bir aydın olarak şunu gönül rahatlığıyla söylüyorum: Aleviler, Alevi aday değil; laik ve çağdaş yaşamı savunacak ve AKP-Tarikat işbirliğine teslim olmayacak; inşaat rantiyesine hizmet etmeyecek donanımlı adaylar istiyor.

Bu toplum oyunu şu veya bu isme değil Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e verecektir.