Bazen bir fotoğraf çıkar karşımıza; yalnızca tek bir kare, koskoca bir ömrün ağırlığını taşır.
Tolstoy’un bir tren garında çekilen son fotoğrafı da işte böyle bir hikâyedir. Rus edebiyatının dev ismi, hayatının sonunda bir gar köşesinde solgun, yorgun ama bir o kadar da bilge bir yüzle karşımıza çıkar. O fotoğrafa bakınca insan ister istemez şunu düşünür: “Bu kadar büyük bir dahi bile sonunda sadece düşünceleriyle baş başa kalıyorsa, biz neyiz ki?”
Tolstoy bize büyük romanlar bıraktı, evet… oysa bana sorarsanız en büyük mirası sözleridir. Çünkü her biri insanın içindeki o gizli karanlığı, görmezden geldiği yaraları ve yüzleşmeye korktuğu gerçekleri gün ışığına çıkarıyor. Bugün sizlerle bu ders niteliğindeki on yedi sözü yeniden yorumlayarak sizlerle paylaşmak istiyorum.
"Bazıları vardır, horoz misali öttükleri için güneşin doğduğunu sanırlar. Hayatın merkezine kendini koyan bu zihniyet, ne yazık ki çağımızın en yaygın hastalığıdır.
Zaman ise en acımasız öğretmendir; kaybettiğin geri gelmez, yaşamadığın geri dönmez. Bu yüzden insan ya vaktinde yaşar ya da keşkelerin yüküyle ömür tüketir."
"Bozuk para nasıl cebi delerse, bozuk insan da kalbi deler. Ve ikisini de harcayıp göndermek gerekir; yoksa delik büyür, yara kapanmaz.
İnsanı bedenen kesmek için uyutmak gerekir ama ruhen iyileştirmek için tam tersine uyandırmak… Bugün ne çok uyuyan var, ne az uyanan!"
"Herkes insanlığın kötüye gittiğini anlatır ama kimse kendisinin nereye gittiğine bakmaz. Dünya değişsin isteriz, kendimize dokundurmadan. Oysa her devrim önce insanın kendi içinde başlar."
"Hayatınızda varlığıyla bir şey katmayanların yokluğu da hiçbir şey eksiltmez.
Şeytana sövmekten kolay ne var? Zor olan iyilik yapıp şeytanın bile size kızmasını sağlamaktır."
"İnsan yaşadıklarıyla değil, yaşattıklarıyla hatırlanır. Ve unutmayın, hayat mutlaka bir gün size kendi dosyanızı açar.
Birinin değerini bulunduğu makam değil, göz koyduğu makam belirler. Açgözlülük makam yükseltir ama insan küçültür."
"Sabır ve zaman… Bugün çoğumuzun unuttuğu iki savaşçı. Oysa insanın kaderini en çok onlar değiştirir."
"Bir insan kendi acısını hissediyorsa canlıdır; başkasının acısını hissediyorsa insan.
Gerçek güç, büyük sıçrayışlarda değil; sarsılmaz duruşlardadır.
Sadece kendi mutluluğunun peşinde olan insan ne kendine ne topluma iyilik eder."
"Kalabalıklar bir yanlışı tekrar ediyor diye o yanlış doğru olmaz.
Kimse kimseyi küçümseyecek kadar büyük değildir; küçümsediğin her şey günü gelir seni sınar."
"Birine çamur atmayı düşünüyorsan önce bir dur; kirlenen önce senin elindir.
Ve son olarak… Başkalarının hayatından ders almayı bil. Çünkü insan ömrü, bütün hataları kendi başına yapacak kadar uzun değildir."
Değerli okuyucularım,
Tolstoy’un sözleri bize şunu hatırlatıyor: Hayat kimseye torpil geçmez. Kim olduğun değil, ne bıraktığın önemlidir. Bir tren garında son nefesini veren o dev adam, belki de bize en büyük dersi tam da o anda verdi: İnsanı ölümsüz kılan ne parasıdır ne makamı… Sadece sözü ve duruşudur.
İşte geriye kalan da budur.