Gazeteci Fatih Altaylı, İstanbul'un Esenyurt ilçesinde bir tekel bayisinde iki kişinin ölümüyle sonuçlanan silahlı saldırı ve sonrasında yaşananlara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Kendi adını taşıyan internet sitesinde yayımladığı yazısında olay sonrası 2 bin 112 polisin katıldığı bir asayiş operasyonu düzenlendiğine dikkat çeken Altaylı, "Bilmem kaç adet aranan şahıs, bilmem kaç adet kesinleşmiş hükmü olan kaçak, bilmem kaç adet ruhsatsız silah yakalandı. Ne bekliyorsunuz, alkış mı" ifadesini kullandı. 

Altaylı'nın yazısında öne çıkanlar şöyle:

"Tamam mı yani, Esenyurt artık İstanbul’un 'vahşi Batısı' olmaktan çıktı mı, asayiş berkemal mi! Güldürmeyin bizi Allah aşkına.

Eğer gerçekten İstanbul’u güvenlikli bir şehir haline getirmek için çalışmalara başladıysanız, iki tane göz boyama operasyonu sonrası eski hamam eski tas olmayacaksa, topyekûn ve uzun soluklu bir suçla mücadele dönemi başladıysa, artık ilköğretim düzeyine inen uyuşturucu kullanımı ile ciddi ciddi mücadele etmeyi planlıyorsanız, yurt dışında her gün yakalanan tonlarca uyuşturucunun Türkiye’de kime geldiğini ciddi ciddi merak ediyorsanız, hangi uluslararası suçluları üç kuruşa Türk vatandaşı yaptığınızı araştırıp bu hatanızdan dönecekseniz belki o zaman ciddiyetinize inanmaya başlarız.

Yoksa göstermelik operasyona karnımız tok. O kadar tok ki, istesek de yemeyiz!

Ama onu bırakın da gelin bir başka soruya cevap verin verebiliyorsanız.

Türkiye’de 'İnfaz güvenliği var mı?'

Ya da daha anlaşılır biçimde sorayım.

Suçlular, yargının iyi kötü dağıttığı adaletin öngördüğü cezaları yatıyor mu!

Yani diyelim ki, 20 yıla mahkum olan biri, infaz yasaları ile kabaca 10 yıla düşen cezası süresince hapishanede kalıyor mu!

Yoksa mahkumun kimliğine, siyasi gücüne, siyasi görüşüne, iktidar odaklarına yakınlığına, mensubu olduğu organizasyonun iktidar ile olan ilişkisine göre zamanından önce serbest bırakılıyor mu!

Daha da somutlaştıralım!

Pandemiden bu yana, türlü bahanelerle ya da bahanesiz olarak, kaç mahkum cezasını tamamlamadan salıverildi?

Kaç suç örgütü, çete mensubu yasalar gereği hapishanede olması gerekirken aramızda dolaşıyor?

Cezalar mahkumun suçuna göre değil de, mahkumun 'velisinin' kimliğine göre mi infaz ediliyor?

Tanımadığım ama hakkında genelde olumlu lakırdılar işittiğim Adalet Bakanı’nın bu basit sorulara verecek yanıtı var mı?

'Sarı muhalefet' bunları merak etmiyor olabilir.

Biz sokakta gezen sıradan vatandaşlar ediyoruz."