TBMM'deki "açılım komisyonu" tartışmaları sürüyor. CHP, komisyona katılarak sürece ortak olurken, İYİ Parti "gayriresmi" olduğu gerekçesiyle katılmayacağını açıkladı. Cumhuriyet yazarı Zülal Kalkandelen, "Komisyon tuzağı" başlıklı yazısında komisyonun gündeminde, Öcalan'ın serbest bırakılması, PKK'lıların siyasete entegrasyonu ve anayasanın 42. ve 66. maddelerinde değişiklikler yer aldığına dikkat çekti. 

KCK yöneticisi Cemil Bayık'ın, "Ulus devlet iflas etti, Türkiye'ye adım attırıyoruz" açıklaması, sürecin arka planına dair endişeleri artırdığına dikkat çeken Kalkandelen,  CHP'nin stratejisinin DEM Parti oylarını kazanmak olarak yorumlansa da kendi tabanından tepki geldiğini hatırlattı. 

Kalkandelen AKP, MHP ve DEM Parti'nin üye sayılarıyla komisyonda istediği kararları rahatlıkla geçirebileceğini, CHP'nin etkisinin sınırlı kalacağını belirtti. 

İşte Kalkandelen'in yazısı: 

"Haftalardır TBMM’deki açılım komisyonu konuşuluyor. Medyanın bazı gerçekleri gölgede bırakma çabalarına karşın, CHP’li seçmenlerin büyük bölümü, Öcalan açılımıyla başlayan sürecin emperyalist bir tezgâh olduğunun farkında. Ancak CHP yönetimi, komisyona üye vererek bu sürecin ortaklarından biri olmaya niyetli görünüyor.

Özgür Özel, bir açıklama yaparak, “Anayasayı değiştirmek için bu komisyonu kuramazlar. Meselenin gerçekten çözüleceği bir komisyonda oluruz. CHP’nin olduğu değil, olmadığı komisyondan korksunlar. Komisyon ya eşit temsil ile oluşmalı, eşit temsil değilse o zaman nitelikli çoğunlukla karar almalı diyoruz” dedi.

51 üyeli komisyonda AKP 21, CHP 10, DEM Parti 4, MHP 4, Yeni Yol Partisi 3, HÜDA PAR 1, Yeniden Refah 1, TİP 1, EMEP 1, DSP 1, DP’nin 1 üyesi var. İyi Parti’ye de 3 üye ayrılmış ama İyi Parti yönetimi, “Anayasa veya TBMM İçtüzüğü'nde açıkça tanımlanmış daimi veya geçici ihtisas komisyonlarından biri olmadığını, siyasi partilerin temsil edilmesini sağlayan gayriresmi ve siyasi inisiyatife dayalı bir düzenleme niteliğinde olduğunu” belirterek komisyona üye vermeyeceğini bildirdi.

Bu durumda partiler komisyonda eşit temsil edilmediği gibi, iktidar istediği her şeyi geçirebilecek. Özel’in nitelikli çoğunluk ile karar alma şartı kabul edilse bile CHP’ye ihtiyaç duyulmayacak. Çünkü İYİP komisyona katılmadığından 48 üyeli komisyonda karar kabul oranı ya 2/3 (32 oy) ya da 3/5 oranında (29 oy) olacak demektir. Oran 2/3 olursa AKP+MHP+DEM+Yeni Yol’un toplam 32 oyu yetecek; 3/5 olursa da AKP+ MHP+DEM’in toplam 29 oyu yetecek. 

Demek ki diğer tüm komisyonlarda olduğu gibi TBMM yine iktidarın kararlarını onaylama işlevini görecek ve CHP’ye gerek duyulmadan kararlar alınacak. 

KCK YÖNETİCİSİNDEN TEHDİT!

Komisyon neleri görüşecek? 

Terörist elebaşı Öcalan’a özgürlük verilmesini, PKK’li teröristlerin dağdan inip nasıl siyasete ve topluma uyum sağlayabileceklerini konuşacak. Ama bunlarla da sınırlı kalmayacak. Çünkü terörist örgütün yöneticilerinin açıklamalarından anlaşıldığı gibi sıkı bir pazarlık yürütülüyor. Vatandaşlık tanımını düzenleyen 66. madde ve eğitim dili ile ilgili 42. madde olmak üzere, önemli değişikliklerin gündeme alınacağı belli.

Topluma bir “barış” komisyonu gibi gösterilen bu girişimin ABD’nin senaryosunu yazdığı emperyalist planın sonucu olduğu gün gibi ortada. Nitekim KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı terörist Cemil Bayık, birkaç gün önce sanki zafer kazanmış gibi bir havayla açıklama yapıp, “Ortadoğu’da gelişmeler olunca artık ulus devletin iflas ettiğini, Türkiye’ye adım attırma tarzını izlediklerini” söyledi; “Ya adım atacaklar ya da başka türlü bitecek” diyerek açıkça tehdit etti!

Öyleyse CHP, “Güçlü ulus devletler bir tehdittir; Türkiye için en iyi sistem Osmanlı millet sistemidir” diyen ABD Büyükelçisi Tom Barrack’ın haddini aşan sözlerini ve AKP’nin ümmet sevdasını da hesaba katarak gelişmelerin nereye varacağını öngöremiyor mu?

Bugüne kadar AKP’nin kurduğu hangi komisyonda demokratikleşme yönünde bir adım atıldı da bundan da o sonuç bekleniyor?

AKP hangi konuda ana muhalefetin önerilerini dikkate aldı da şimdi alacak?

SEÇİM İÇİN ALINAN RİSK Mİ?

Daha önce de yazdım. “Biz komisyonda elimizden geleni yaptık ama sonuç böyle oldu” demek için bu kirli oyuna dahil olunur mu?

2012’de laik ve bilimsel eğitime darbe indiren 4+4+4 sistemi TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu’ndan geçtiğinde olanları hatırlayın. Muhalefet, üzerinde hiç konuşulmayan konuların komisyona aniden getirildiğine ya da anlaşmaya vardıklarına inandıkları konuların arka arkaya verilen önergelerle değiştiğini görmüştü; o yasa yumruklaşmalar, tekmelemeler arasında CHP milletvekillerine fiziksel şiddet uygulanarak geçirilmişti.

Bu kez anlaşılan CHP’nin yapılacak düzenlemelere pek itirazı da yok. Sonuçta komisyon CHP’nin katılımıyla engelsiz bir şekilde yoluna devam edecek, Öcalan açılımı meşrulaşacak ve PKK’ye siyasi mücadele yolu açılacak. 

Bütün bunların arkasında da CHP’nin Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde DEM’li oyları alma beklentisi var. Kendi tabanından yükselen tepkiyi bile göremez bir halde… "