Başlığı yanlış okumadınız veya ben hatalı yazmadım.

AKP Lideri Erdoğan ile CHP Lideri Kılıçdaroğlu arasındaki görünmez ama kuvvetli işbirliğinden söz ediyorum.

Meydanlarda, TV kanallarında birbirlerine atıp tutsalar da bu iki siyasetçi bir konuda ortak politika yürütüyor.

Önce Erdoğan adım atıyor; sonra Kılıçdaroğlu…

Ortak hedefleri de Ekrem İmamoğlu…

Söz konusu o olunca düşmanlıklar yerini bir anda dostluğa bırakıyor.

Önce Erdoğan bir saldırı başlatıyor: Ekrem Bey’i etkisiz hale getirmek için özel oluşturulan bir mahkemeyi harekete geçiriyor. İmamoğlu’na ceza vermeyeceği anlaşılan mahkeme yargıcı sürülüyor; yerine partizan birisi getiriliyor.

O da “ahmak” sözünü suç göstererek İmamoğlu’na hapis cezası veriyor; siyasi yasak getiriyor.

Bu işareti alan Kılıçdaroğlu; “Bak senin siyasi yasak riskin var! Kenarda dur; benim yerime geçip  yönetmeye kalkışma!” diye çıkış yapıyor.

Böylece Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nu CHP’nin başında tutarak bu zayıf halka üstünden ileriki seçimleri de kazanmayı garanti altına alıyor. Hatta yeni bir uyduruk dava daha açtırarak İmamoğlu’nu suçlu gösterecek karartmayı sürdürüyor. Kılıçdaroğlu buna karşın sesini çıkartmıyor. İlk davanın karar duruşması yapılırken Almanya’ya geziye giderek yargıçlara, “Ben İmamoğlu’nun başına geleceklerle ilgilenmiyorum!” mesajı vermemiş miydi?

YARGI KOMPLOSUNU MEŞRULAŞTIRDILAR
Gelelim son duruma: Kılıçdaroğlu’nun sırdaşı ve yardımcısı Bülent Kuşoğlu, Ekrem Bey için şunları söyledi: "Genel Başkan olabilir mi rahatlıkla? Olamaz, sıkıntısı var. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday olabilir mi? Sıkıntısı var. Bizim Kemal Bey’den sonraki en önemli adayımız için hukuki bir tuzak hazırlanmış durumda. Böyle olunca, bizim seçim öncesi hem partiyi kaybetme, hem de İstanbul’u kaybetme durumumuz olabilir. Biz İstanbul’u kaybetmemeliyiz, partiyi de kaybetmemeliyiz, bu tuzağa da düşmemeliyiz. Seçime kadar bu mahkemenin durumunun netleşmesi lazım.”

Görüldüğü üzere Bülent Kuşoğlu, yargı komplosuna sarılarak Ekrem İmamoğlu’nun önün kesmeye çalışıyor. Hatta onu, 2024 belediye seçimlerinde İstanbul’a aday yapılmayacağı konusunda tehdit ediyor.

KILIÇDAROĞLU’NDAN BESLENENLER
Konuşan aslında Sayın Kılıçdaroğlu’dur.

Değişim ve yenilenme konusunda Kemal Bey çevresinde müthiş bir direnç var. Bu direnç, partiden beslenenlerden geliyor.  Şu an genel merkezde yönetici olanlar, bazı belediye başkanları, bunların beslediği bazı çevreler Kemal Bey’in başta kalması için yaman bir baskı kurdular. Aslında Sayın Kılıçdaroğlu’nun prestijini sömüren bir çevre bu. Kemal Bey giderse, başta Sayın Kuşoğlu olmak üzere kendilerinin hiç olacağını bildiklerinden direniyorlar. Dayanakları da Erdoğan’ın İmamoğlu’na karşı açtırdığı komplo davalar.

Korkarım ki sonuçta CHP’de bunlar baskın gelecekler; ancak İstanbul’u Erdoğan’a hediye ettikten sonra gidecekler.