Türkiye’de bugüne kadar 7 af yasası ve 3 örtülü (1991, 2000, 2020) af çıkarıldı. Sonuncusu bu ay çıkarıldı.   

En tartışılanı ise; 20 Aralık 2000’da Rahşan Ecevit’in ricasıyla Bülent Ecevit’in başında bulunduğu koalisyon hükümetinin çıkardığı “şartlı salıverme ve erteleme” örtülü af oldu.

Rahşan Affı olarak bu af ile Aylanur adlı bebek gibi, anneleri yüzünde hapiste yaşayan çocukların özgürlüklerine kavuşturulması amaçlanmıştı.    

10 yıllık indirim öngören bu sınırlı af ile 23 bin kişi gün ışığına çıkmıştı.  

O günden beri Ecevitleri suçlayan nedenler ve eleştiriler gündemden düşmedi.

Eleştirenlerin başında da AKP’liler gelir.

Ama 1314 Nisan 2020 gecesi, “Rahşan Affı”na rahmet okuyan bir AKP Affı çıktı. Hırsız, tecavüzcü, narkotik kullanıcı, kadına şiddet uygulayan, mafyacı, şebeke suyuna zehir katan, kara para aklayan, dolandırıcı vb 93 kişinin salıverilmesi sağlandı.

Çocuklar hapis kalmasından Susurluk tutuklusunun hapis kalmamasına gelinmişti! 

Üstelik tasarı TBMM’de görüşülürken, son anda konulan bir madde madde ile gazetecilik yapmaktan başka bir günahı olmayanlar kapsam dışı bırakıldı: Özgür gazetecilik ve demokratik muhalefet yapan Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Hülya Kılıç (Odatv), Murat Ağırel (Yeniçağ), Aydın Keser ve Mehmet Ferhat Çelik; intikam duygularına kurban edildi..

“Damdan düşenin halini damdan düşmüş olan bilir.” 

Erdoğan Affı çıkaran AKP’nin Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı da 2000 yılında damdan düşmüştü: 6 Aralık 1997 tarihinde Siirt’teki mitingde bilinen bir şiiri okuduğu için yargılanmıştı.       TCK 3122. Maddesine göre 12 ay hapis, 176.666.666 tl cezaya mahkum edilmişti. Özel bir maddeyle de, TCK-312’ye göre siyasi haklar kullanmaktan yasaklanmıştı. 

İnfaz indirimine rağmen; 26 Mart 1999 tarihinde 4 ay 10 günlük ceza için Kırklareli Pınarhisar cezaevine girdi.

Rahşan Affı sonrasında tahliye oldu. Ama siyasi yasaklı hali sürüyordu. 

Kasım 2002 seçimlerine giremedi.  Genel Başkanı olduğu AKP iktidara geldiği halde TBMM dışında kalmıştı.

CHP imdadına yetişti. Özel bir kanunla siyasi haklarına kavuştu. Siirt AKP milletvekilinin istifasıyla TBMM’de oluşan boşluğu doldurmak için yapılan ara seçimle milletvekili seçildi.

Başbakan Abdullah Gül’ün istifa etti. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, hükümet kurma görevini Recep Tayyip Erdoğan’a verdi.

Parmağındaki yüzükten başka bir varlığı yoktu, ama Allah “yürü ya kulum” demişti.      

Devletin ancak kendisi aleyhine suçları af edeceğini söylüyordu. Devletin kendi aleyhinde olanları af etmeme anlayışına vardı. 

Güç sarhoşluğu böyle bir şey mi?

“Af konusu eğer bir suç devlete karşı işleniyorsa, devletin bunu af yetkisi olabilir. Fakat şahıslara karşı işleniyorsa, bunun af yetkisi devlette değildir. Bunu affedebilecek merci, mazlum, mağdur insanların ta kendisidir. Biz o yetkiyi devlet olarak kendimize alamayız. Bir ailede bir kişinin eşi, ailesi öldürülmüş, biz devlet olarak bunu affdebilir miyiz? Parasal suçlar, hırsızlık, şu, bu, biz bunu affedebilir miyiz” açıklaması daha unutulmamışken; tersini yapmak nasıl bir şeydir. 

6 Ocak 2020 günü MİT’in yeni binasının açılışını yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye krizinin başladığı ilk günden itibaren sahada aktif rol oynayan MİT’in sınır ötesi harekatlarımızın başarıya ulaşmasında çok büyük emeği var.

MİT, Libya’da üzerine düşen görevleri hakkıyla yerine getiriyor” dedi. Türk halkı ilk kez Libya’ya asker v e Mit mensupları gönderildiğini öğrendi.

Sonra, Libya’da şehit olan MİT mensubunun Manisa’da yapılan cenaze törenine katılan yüzlerce vatandaş; MİT çelengini gördü. Şehit yakınlarına başsağlığı dileyen bütün Manisalılar, şehidin kim olduğunu öğrendi. Yerel basında haber oldu. Ama bunu haber yapan Odatv, Yeniçağ Gazetesi mensupları suçlu görüldü; içeri tıkıldı. Özellikle af dışında bırakıldı1