Girmeyecektim, farz oldu…

"Ayrımcılık yapanlar asırlar geçse de Yezid’in safından hala ve henüz çıkmayanlardır."

Bunu MHP’li Devlet Bahçeli söylemiş;

Oturarak yazdım, ayakta alkışladım…

Asırlar geçmedi henüz, Maraş’ın Çorum’un üzerinden…

Niye girdik yine buraya;

Demiş ki:

"Alevi İslam inancına mensup kardeşlerimizi istismar ederek, Aleviliği bir din gibi göstermeye, bu şekilde takdim ve tarife kalkışan ucuz CHP zihniyeti milletimizin sinir uçlarıyla, inançlarımızın hassasiyetleriyle oynayacak kadar şuur kaybına uğramıştır."

CHP kendini savunuyor, orayı geçelim. “Aleviliği bir din gibi göstermeye…” demiş ya, gel bunu bir de Alevi Dedesinden dinleyelim ve görelim ahkam kesenlerin hop oturup zıp kalkmalarını seyre dalarak.

Alevilik inancını ibadetlerle, cemlerle, anlatılarla, ritüellerle asırları aşıp bugünlere kadar her türlü cefaya göğüs gererek getiren Dedeleri dinlemeden yorum yapanların havanda su dövdüğünü görerek…

Anadolu’nun sayılı ocaklarından, Kureyşan Ocağı Dedelerinden Hasan Gökkaya’ya kulak ver bak ne diyor İstanbul Büyükşehir Belediyesinin ‘Cumhuriyet ve Demokrasi’ kitapçığındaki görsele ilişkin;

“Alevilerin her çağdaş yurttaş gibi cumhuriyeti sahiplendiğini cumhuriyet karşıtları da iyi bilir. Demokrasi dersen, cemde Dedenin karşısında hatalı görülen can ile pak can arasında hak açısından fark yoktur. Cumhuriyeti de demokrasiyi de diğer inançlardan aydın demokrat insanlarla birlikte savunuruz. İBB’nin broşürüne gelince; İslamiyet’in din adamı bir İmam, Hristiyanları da Musevileri de İslamiyet’e davet eder. Hristiyanlığın din adamı bir Papaz, Müslümanları da Musevileri de Hristiyanlığa davet eder. Museviliğin din adamı bir Haham, Müslümanları da Hristiyanları da Museviliğe davet eder. İnandıkları doğru bu olduğu için normal karşılamak gerekir. Aleviliğin önderleri Dedeler ise, bu inancı hiç kimseyi davet etmeden ayakta tutar. Onların derdi, Alevileri bir, iri ve diri tutmak, saldırıların önüne geçmek, önyargıları yıkmaktır. İmamı, Hahamı, Papazı Aleviliğe davet etmek değil…”

İyi de ne işi var o zaman Dedenin bir İmam, Papaz ve Haham arasında deyince aynı çizimdeki Dede tasviri gibi sevecen gülümsüyor ve tamamı olmasa da Hozatlı Ahmet Yurt Eşrefoğlu Dedenin ansiklopedilerde bulamayacağın dizeleriyle başlıyor yanıtına;

Eşrefoğlu al haberi,
Bahçe bizim, gül bizdedir.
Biz de mevlanın kuluyuz.
Yetmiş iki dil bizdedir.

Erlik midir eri yormak.
Irak yoldan haber sormak.
Cennette onsekiz ırmak,
Coşkun akan sel bizdedir.

Adam vardır cismi semiz.
Aptes alır olmaz temiz.
Halkı dehleylemek nemiz.
Bircümle vebal bizdedir.

Arı vardır, uçup gezer.
Teni tenden seçip gezer.
O can bizden kaçıp gezer.
Arı bizim, bal bizdedir.

Kimi sofu kimi hacı.
Cümlemiz hakka duacı.
Resul-i Ekrem'in tacı,
Aba hırka, şal bizdedir.

Biz erenler gerçeğiyiz.
Has bahçenin çiçeğiyiz.
Hacı Bektaş köçeğiyiz.
Edep erkan yol bizdedir.

Kuldur Hasan Dede'm kuldur.
Manayı söyleyen dildir.
Elif hakka doğru yoldur.
Cim sorarsan, dal bizdedir.

"Üç ayrı din adamını bir araya getirmiş işte… 72 millete aynı gözle bakmayı ilke edinmiş Aleviler her inanca saygı duyarlar. Oradaki çizimi ayrı bir din temsilcisi olarak değil, birleştirici bir inanç önderi olarak görmek gerekir…"

Bu gözle bakıldığında ne sorun ne de tartışma çıkar. Alevi olmayan kesimden insanların tepkilerini de hoş görmek gerekir ama bir yere kadar. İşi saldırıya dönüştürürlerse, asırlar öncesinin Yezidine yenilme günü geçmişte kaldı...

Ama gün, Alevi inancıyla yoğrulmuş bazı kişilerin de yaptığı gibi Dedenin o çizimde yer almasını yerden yere vurma günü de değildir. Bunun günle de ilgisi yok; ne zaman böyle bir tasvir ya da görüntü olursa olsun, Alevi kuruluşların tepesindeki kimi isimlerin kenarda oturup ortayı bulandırma hak ve yetkileri de yok!..

Görüntüye tepki gösterirken aslında açıkça Aleviliği aşağılayan medya ve kişilerle aynı kaptan yiyen Alevilerin;

Alevilikle ne kadar ilgisi olur!..