GDO'lu (genetiği değiştirilmiş organizmalar) ürünlerin ülkemize kontrolsüz, hatta çılgın bir şekilde sokulması, dolayısıyla insanlarımızın bile bile zehirlenmeleri dur durak demeden devam ediyor.

Hangi market zinciri olursa olsun, raflarında cicili biçili ambalajlar içinde boy gösteren bisküviler, gofretler, çikolatalar, pastalar, meyve suları, kolalar, dondurmalar, kurabiyeler, birer sanayi ürünü olan reçeller ve helvalar gibi sayısız birçok tatlı ürünleri biraz dikkatlice inceleyin. Göreceksiniz ki bu saydığım ürünlerin tamamına yakını, mısır şurupları denilen glikozlarla yapılıyor.

Mısır şurubu olarak adlandırılan bu ürünün neredeyse tüm dünya ülkelerinde ya tamamen yasaklandığını, ya da kullanım kotalarının en alt seviyeye kadar indirildiğine tanıklık ederken, ülkemizde serbestçe, yani herhangi bir kısıtlamaya gidilmeden kullanılmasının doğru dürüst açıklaması olamaz.

Hafızaları tazelemek veya bilmeyenlere  aktarmak isterim. GDO lu ürünlerin Türkiye’ye sokulması, yani ithalatı 26 Ekim 2009 tarihinde tamamen serbest bırakılmıştır. Çıkartılan ve hızla yürürlüğe konulan bir yönetmelikle, GDO lu ürünler yüzünden tarım topraklarıyla birlikte çevrenin olumsuz etkilenmesinin yanı sıra, gıda güvenliği ve tüketici sağlığı da göz ardı edilmiştir.

GDO'lu ithal mısırlarla üretilen glikozlar  hemen tüm tatlı yiyeceklerde yerini almıştır. Bu tatlandırıcılarla yapılan üretimlerin herkesi ciddi biçimde korkutması ve gerekli önlemlerin alınmasına yöneltmesi beklenirken, ne gariptir ki, insanlarımızın adım adım zehirlenmelerine seyirci kalınmaktadır.

Son yıllarda yapılan bir araştırmanın ürkütücü sonuçlarına bir göz atalım. Mısır şurubu denilen bu glikozların tıp uzmanlarınca saptanan tehlikelerin bazılarını sıralamak isterim:

                    -Aşırı kilo artışlarına neden olur,

                    -Kanser oluşumunu tetikler,

                    -Karaciğer yağlanması ve karaciğer hastalıklarını arttırır,

                    -Kolesterol artışına neden olur,

                    -Diyabet oranını arttırır,

                    -Yüksek tansiyon oluşumunu hızlandırır,

                    -Kalp hastalıklarına yol açar,

                    -Sindirim ve barsak hastalıklarına neden olur

Mısır şurubunun kullanımı birçok dünya ülkesinde yasak kapsamına alınırken, bizde sınırsız ve koşulsuz kullanılması konusunda herkesin son bir kez daha düşünmesi gerekir.

Bu konuyla ilintili olduğu için bir husus anımsatmak isterim. A.B.D. de mısır şurubunun kullanım kotası  bugün % 2 ye kadar düşürülmüştür. Kendi ülkesinde artık üretim ve satış olanağı bulamayan AB.D. li mısır şurubu üreticileri, dümenlerini Türkiye başta olmak üzere üçüncü dünya ülkelerine kırmıştır. Bu üreticilerden en büyüğü CARGILL firmasıdır. Cargıll hem GDO lu mısırları ülkemize rahatlıkla sokabilmekte, hem de başta Bursa olmak üzere, Balıkesir, Ankara, Kocaeli ve İzmir gibi illerimizde kurmuş olduğu tesislerle glikoz üretimlerini katlanarak arttırmaktadır.

CARGILL firmasının ana üretim karargahı Türkiye’dir. Öyle anlaşılıyor ki, bu firmanın dünya yüzünde en rahat hareket edebileceği ülke Türkiye olmuştur.

Cumhuriyetin kuruluşuyla birlikte ülkemizin dört bir yanında tesis edilen şeker fabrikalarımızın özelleştirme görüntüsü altında faaliyet dışı  neden bırakıldığı bugün daha net anlaşılmıyor mu?

Ne dersiniz ?