Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’daki Rum devletini 1453’te yıktı ama Trabzon’daki Pontus Rum Devleti ayaktaydı. Orayı da 1461 yılında Osmanlı topraklarına kattı.

1919’a gelindiğinde ise  artık Osmanlı Devleti diye gerçek bir devlet kalmamıştı. Rumlar, Megali İdea (Büyük Yunanistan) hayali ile İzmir’e çıkmışlardı.

Bu süreçte Trabzon ve çevresindeki illerde de Pontus Devleti’ni yeniden kurmak için Rum çeteler ayaklanmışlardı. Türk çeteler bunlara karşılık verince İngiltere, Padişah Vahdettin’i tehdit etmiş; “Türk çeteleri durdur, yoksa oraları ve İstanbul’u işgal ederiz!” mesajı vermişti. Saltanatının tehlikede olduğunu gören Vahdettin, Türk direnişçilerine sözü geçecek bir paşa aramış ve bu yüzden de halkın sevdiği Mustafa Kemal’i 3. Ordu Müfettişi olarak Sumsun’a yollamıştı.

Vahdettin, Pontusçu Rumlara engel olan Türk direnişini, Mustafa Kemal Paşa’yı kullanarak kırmak sevdasındaydı…

Ama Kemal Paşa tam aksini yaptı; Pontusçuları oralardan ve Türkiye’den söktü attı.

Bu yüzden yobazlarla papazlar onu hiç sevmezler.

RUM PAPAZLAR MİLLİYETÇİDİR
Anadolu  işgal edildi, kanlı çatışmalar yaşandı, büyük savaşlar oldu. Sonunda Lozan Barış Antlaşması imzalandı. Böylece Türkiye’de kalan Rumlar için İstanbul’daki patrik dini lider kabul edildi. Rum Patriğin devlet içindeki konumu sadece bir müdürlükten ibaretti. Bu konum AKP iktidarı gelene kadar da böyle sürdü gitti.

Ama uluslararası emperyalist güçlere sırtını dayayıp Kemalist Türkiye Cumhuriyeti’ni çökerterek yerine din devleti kurma sevdasındaki AKP oligarşisi, İstanbul’daki patriği parlatmak için elinden geleni yaptı.

Patrik Bartholomeos da kendisini Cihan Patriği (Ekümenik Patrik) ilan etti.

Hedef nedir?

Megali İdea’dır. Yani Büyük Yunanistan…

Tarihe bakın: Bizdeki sözde din adamları cumhuriyeti yıkmak için her türlü komplonun içine girerlerken Rum din adamları şiddetli milliyetçilikleri ile öne çıkmışlardır. Yunanistan’ı Osmanlı Devleti’nden kopartan isyanı örgütleyenler özellikle Rum din adamları olmuşlardır. Bu yüzden 2. Mahmut, dönemin patriğini astırmıştır. Rum din adamları bugün de en sıkı Rum milliyetçileri olarak çalışmaktadırlar. Elbette ki arkalarında Batı emperyalizmi durmaktadır.

TRABZONSPOR FORMASINDAKİ O YAZI
Rum planında İstanbul 1 numarada yer alıyorsa Trabzon 2 numarada durmaktadır. Bu yüzden de ayin yapmak bahanesiyle Trabzon yeniden Rum ve dünya kamuoyunun gündemine sokulmuştur.

Rum milliyetçilerinin böyle bir niyetleri olabilir. Ama bu Pontusçu hareket kendisine Trabzon’da bir taban da bulabilmektedir.

Rum Patrik Bartholomeos Sümela Manastırı’nda ayin yapmak için Trabzon’a geliyor.

Gelebilir… Bu ülke onun da ülkesi çünkü…

Bir bölük Trabzonlu onu Trabzon Havalimanı’nda çiçeklerle karşılıyor…

Bu da gayet uygarca bir davranış…

Ama bununla kalmıyor iş…

Bartholomeos’u karşılayanlardan Trabzonlu işadamı Efgan Başkan, ona Trabzonspor forması ile Trabzonspor atkısı hediye ediyor.

Bu da olabilir.

Peki sorun nedir?

Sorun işte o Trabzonspor formasının arkasına yazdırılan “EKÜMENİK PATRİK BARTHOLOMEOS” sloganında yatıyor.

Bu slogan özünde Pontusçuların sloganıdır. Büyük Yunanistan özleminin yansımasıdır.

Ve ne acıdır ki Trabzon’da kendisine yer bulmuştur.

TRABZONSPOR KULLANILIYOR
Çok daha acısı ise bu Pontusçu anlayışın propaganda aracı olarak Trabzonspor’u kullanmasıdır…

Trabzonspor’u yönetenler “Ekümenik Patrik” teriminin ne anlama geldiğini bilmiyor olabilirler mi?

Sanmıyorum…

Trabzonspor bu duruma nasıl düşürüldü peki?

Çok basit: Bir zamanlar benim gönlümde de taht kuran Trabzonspor son 15 senedir AKP’nin bu bölgedeki siyasi operasyon aracı haline getirildi.

Şimdi Erdoğan yeni bir açılım yapıyor ya… Dün düşman olduklarıyla bugün dostluk gösterileri yapıyor ya… Rumlara da Trabzonspor’u kullanarak el uzatıyor. Böylece ABD’deki Rum lobisinden destek bulmaya çabalıyor.

Yazık değil mi Trabzonspor’a? Bazı işadamları bu kulübü kullanarak iktidardan nimetleniyorlar ama olan kulübün imajına oluyor. Erdoğan’ın takımı olması yetmedi şimdi Pontusçular onun üstünden bir yerlere selam çakıyorlar.

Zaten Erdoğan’ın kökeni de Rize’nin Potamya (Güneysu) ilçesine dayanıyor. Erdoğan, 2011 yılında burada “Güneysu’ya hoş geldin” biçiminde değil,  “Potamya’ya hoş geldin!” pankartı ile karşılanmıştı. O pankart da bölgedeki Pontus damarının dışa vurumundan başka şey değildi.

AKP’liler iyi bilsinler ki İstanbul da Trabzon da artık Türk şehridir. Buralarda, ABD yönetimine şirin gözükmek amacıyla  Pontusçu damar oluşturmaya çalışanlar halktan hak ettikleri şamarı yiyeceklerdir.

***

Haaa! Nerede “Reis bizi Afrin’e götür!” diye sıcak salonda bağrışan Trabzon’daki o gençlik?

Bu iş, AKP kongrelerinde bayrak sallamaya benzemez.

Trabzon’da Pontusçuluğu hortlatmaya kalkışanlara ne cevap vereceksiniz?

Haydi bağırın da duyayım sesinizi…