Toplumsal Haber Merkezi - Tarihte Bugün

Osmanlı İmparatorluğu’nda öğretim kurumları birbirinden farklı grupları ayrılmıştı.  Müfredat programları, öğretim sistemleri ve amaçları bakımından birbirlerinden tamamen ayrı olan bu okullar; dini eğitim kurumları olan sıbyan mektepleri ve medreseler,  genel eğitim kurumları ve meslek okulları olan rüştiye, idadi, tıbbiye, harbiye, mülkiye ve muallim mektepleri, yabancı okullar ve azınlık okullarıydı. 

Birbirine zıt eğitim programlarına sahip olan bu okullarda, birbirlerini anlaması zor farklı kuşaklar yetiştiriliyordu. 

Mustafa Kemal, 1921'den itibaren eğitimin birleştirilmesini hakkındaki fikirlerini kamuoyuna açıklamaya başlamıştı. 

Tevhid-i Tedrisat (Eğitimin Birleştirilmesi Kanunu), Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) 2 Mart 1924 tarihinde milletvekili Vasıf Çınar ve arkadaşlarınca sunuldu. 

Bu kanun teklifinin gerekçesinde “Bir devletin irfan ve genel maarif siyasetinde milletin fikir ve duygu itibarıyla birliğini sağlamak için eğitimin birleştirilmesi en doğru, en ilmi ve asri ve her yerde faydaları ve iyiliği görülmüş bir umdedir" denilmekteydi. 

Bu kanun teklifi, TBMM’nin 3 Mart 1924 tarihli oturumunda hiçbir değişikliğe uğramadan 430 numarayla yasalaşarak yürürlüğe girdi. Eğitimin Birleştirilmesi Kanunu'na göre Türkiye'de bütün bilim ve öğretim kurumları Maarif (Eğitim) Bakanlığı’na bağlanıyordu.