Tapu devirlerinde yıllardır uygulanan “rayiç bedel ya da biraz üstünde satış gösterme” uygulaması sona eriyor. Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK), 1 Ocak itibarıyla para transferlerine yönelik denetimleri sıkılaştırıyor. Yeni uygulamayla birlikte tapuda beyan edilen satış bedeli ile banka üzerinden yapılan ödeme tutarının birebir uyumlu olması zorunlu hale geliyor.
Tapu satışlarında düşük bedel gösterilmesi, bugüne kadar hem ciddi vergi kayıplarına hem de kayıt dışı para hareketlerine neden oluyordu. Yeni denetim mekanizmasıyla bu uygulamanın önüne geçilmesi hedefleniyor. 1 Ocak’tan itibaren tapuda beyan edilen satış bedeli ile alıcı tarafından satıcıya banka üzerinden gönderilen tutarın aynı olması gerekecek.
Bankalar daha fazla sorgulama yapacak
Yeni dönemde bankaların rolü de artacak. Konut veya arsa satışlarında alıcının satıcıya yaptığı para transferi, tapuda gösterilen bedelle örtüşmek zorunda olacak. Bankalar, transferlere ilişkin belge ve açıklama talep edebilecek. Gönderilen tutarın tapu satış bedelinin altında kalması halinde işlem şüpheli işlem olarak değerlendirilebilecek.
“Nakit öderim” anlayışı sona eriyor
Denetimler yalnızca banka transferleriyle sınırlı kalmayacak. Yüksek tutarlı nakit çekimlerinde de bankalar, paranın hangi amaçla kullanılacağını sorgulayabilecek. Satıcının aldığı nakdi daha sonra finansal sisteme sokmak istemesi halinde ise paranın kaynağına ilişkin belge ve açıklama talep edilebilecek. Gerekli görülmesi durumunda bu bilgiler MASAK’a bildirilecek.
Artık başka yol yok
Yeni uygulamaya göre, örneğin 2 Ocak 2026’da tapu satışı yapılacak bir konutun gerçek değeri 10 milyon TL ise, alıcının satıcıya tam olarak bu tutarı banka üzerinden göndermesi gerekecek. Eksik ödeme, elden para verme ya da farklı yöntemlerle süreci aşmak mümkün olmayacak.
Gayrimenkul sektörüne etkisi
Uzmanlara göre düzenleme, kısa vadede alışkanlıkları zorlayacak olsa da uzun vadede gayrimenkul piyasasını daha şeffaf ve güvenilir hale getirecek. Gerçek satış bedellerinin tapuya yansıması, alıcı ve satıcıyı hukuki risklerden korurken, ilerleyen yıllarda yapılacak satışlarda değer artış kazancı hesaplamalarının da daha net yapılmasını sağlayacak.