Özel okul patronuyken Erdoğan tarafından Milli Eğitim Bakanı yapılan Ziya Selçuk'un "Öğretmen maaşları en büyük yük" çıkışının ardından tepki gösteren öğretmenler, Twitter'da Selçuk'u istifaya çağırarak başlattıkları hashtag ile ikinci sıradan Türkiye gündemine girdi. Öte yandan Selçuk’un MEB’in bütçesini yetersiz olduğunu söyleyerek hükümete eleştiride bulunduğunu dile getirenler de oldu. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, "Eğitimde asıl yük öğretmenin maaşıyla ilgilidir. Milli Eğitim Bakanlığı'nın bütçesine bakarsanız, yatırım bütçesinin çok çok küçük olduğunu görürsünüz. Neye göre; personel maaşına göre... Bu tüm okullar için böyledir. Yani asıl yük kira varsa kirada ve öğretmen maaşındadır. Geri kalan yük vergi yüküdür ve elektrik su parasıdır. Eğer vergi yükü devam ederse, eğer maaş devam ederse büyük ihtimal bizim masraflarımız da büyük bir azalma olmaz" ifadelerini kullanmıştı. Ziya Selçuk’un yaptığı açıklama, Eski Milli Eğitim Bakanı Emrullah Efendi’nin "Şu mektepler olmasaydı, ben bu maarifi ne güzel idare ederdim" sözünü hatırlattı. Emrullah Efendi de o sözleri okullara yatırım yapamadığı için dile getirmişti. TEPKİLER GECİKMEDİ Bakan Selçuk’un bu ifadeleri tartışma yarattı. Sosyal medyada Selçuk ile ilgili istifa çağrıları bile yapıldı. Birçok isim de Bakan Selçuk’un bu sözlerine yönelik değerlendirmeler yaptı. CHP Ankara Milletvekili, TBMM Milli Eğitim Kültür Gençlik ve Spor Komisyonu Grup Sözcüsü, Eğitim Sen'in Kurucusu ve İlk Genel Başkanı Yıldırım Kaya, “AKP 2002'de iktidara geldiğinde @tcmeb bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay %17,18 idi.Bu oran 2019'da %4,88’e, 2020'de ise yüzde %4,65'e düştü. Sn. Ziya Selçuk da eğitim yatırımlarına ayrılan payın düşük olduğunu söylüyor. Milli Eğitim Bakanlığına ek bütçe verilmelidir” dedi. Gazeteci Nevşin Mengü ise “ME Bakanı Selçuk'un öğretmen maaşları gafı Emrullah Efendiyi hatırlattı. 2. Meşrutiyet'in Eğitim Bakanı Emrullah Efendi, ‘ne güzel yönetirdik şu maarifi mektepler olmasa’ demişti. ne var ki Emrullah Efendi'nin tarihe geçen bu sözü aslında bir espriden ibaretti” diye yazdı. Eğitimci İlhan Sevin ise sosyal medya hesabından, “‘Personel giderleri % 68, sosyal güvenlik primi giderleri %10 yani eğitim ayrılan payın %78’i personel giderlerine ayrılmıştır. Yani eğitim yatırımlarına eğitim bütçesinin çok küçük bir bölümü ayrılmaktadır.’ 2014'te bir yazımdan. Bakan Ziya Selçuk da bunu söylüyor. Doğru” ifadelerini kullandı. İSİG Meclisi ise tepki göstererek, “'Eğitimde asıl yük öğretmen maaşı ile ilgilidir. Öğretmen maaşlarından dolayı yatırıma fırsat kalmıyor' diyenlere karşı; 'Ben Tüccar Değilim, Eğitimciyim!' diye haykıran Mahmut Hocaların yanındayız...” diye yazdı. Eğitim-Sen de yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: Sayın Bakan; yaptığınız açıklama ile yıllardır söylediğimiz MEB bütçesinin yeterli olmadığı ve yatırımlara ayrılan payın da eğitimin ve eğitim emekçilerinin ihtiyacını karşılamaktan uzak olduğunu da ifade etmiş oldunuz. Sayın Bakan, yapılan açıklamalarda belirtilen okul isimleri dedikodu değil gerçektir. Eğer içlerinden bir tanesi bile gerçek olmasaydı açıklamanızda bunu mutlaka belirtirdiniz. Açık ve şeffaf olun; MEB’e ulaşan bilgileri paylaşın ve yapılan açıklamaların dedikodu mu gerçek mi olduğuna kamuoyu karar versin. Eğitim Sen, kendisine ulaşan bilgileri çeşitli mekanizmaları kullanarak doğrulattıktan sonra kamuoyu ile paylaşacak ve halkımıza karşı olan sorumluluğunu yerine getirmeye devam edecektir. Sayın Bakan, biz gerçeği olduğu gibi ifade etmeyi ilke olarak benimsemiş bir sendikayız. Kimileri gibi 'zekice' yaklaşımlarla gerçeği maniple etmeyiz. Ayrıca Eğitim Sen’in neyi ve nasıl ifade etmesi gerektiğini iyi bilen bir sendika olduğunu ve bu konuda 'zekice' önerilere ihtiyacı olmadığını ifade etmek isteriz. Size de önerimiz 'zekice' ifadelerle duymak istediklerinizi söyleyenleri değil olanca yalınlığı ile gerçeği ifade edenleri dikkate almanızdır. Gerçek sizi rahatsız edebilir, duymak istemediklerinizi işitmek sizi huzursuz edebilir. Ancak gerçek anlamda sorunların çözümü gerçekle yüzleşmekle mümkündür. Sayın Bakan, size çağrımız bugün yaptığınız açıklamalarda kullandığınız ifadeleri düzeltmeniz ve süreci şeffaf bir şekilde her kesimle işbirliği yaparak sürdürmenizdir.