Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği’nin (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi toplantısı bugün İstanbul’da başladı.

Toplantıda konuşan TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan, "Göstergeler ekonomimizin son 10 yılın en sıkıntılı döneminden geçtiğini gösteriyor. Buna göre ihracat geriliyor, cari açık artıyor, net rezervler eksiliyor, bütçe açığı büyüyor, hayat pahalılığı satın alma gücünü düşürüyor, yüksek enflasyon bilançoları bozuyor ve işlem maliyetlerini artırıyor, mevduat ve kredi faiz oranları yükseliyor, politika faiz oranının düşüklüğüne rağmen yatırımlar canlanmıyor, TL değer kaybediyor, yabancı yatırımcı gelmiyor ve uzun süredir ilk defa ikiz açık yaşıyoruz" dedi.

MEHMET ŞİMŞEK'E ÇAĞRI
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'le yaptıkları görüşmeye değinen Özilhan, "Açık ve samimi bir toplantı oldu. Şimşek'e tespit ve önerilerimizi paylaştık. Sayın bakanın ortaya koyacağı ekonomi programının makro ekonomik istikrar yönünden katkı sağlamasını umuyoruz" ifadelerini kullandı.

'ÜÇ AYAKLI PROGRAM GEREKİYOR'
Ekonomiye ilişkin taleplerini sıralayan Özilhan, "Ekonomideki sorunların çözüm için 3 ayaklı program gerekiyor, makroekonomik istikrar, yapısal reformlar ve hukuk devleti. İşe her şeyden önce makroekonomik istikrarı sağlayarak başlamak gerekiyor. Enflasyonla mücadelenin yolu TL’ye değer kazandırmaktan geçmiyor, bunu geçmişte gördük. Yurtdışından para girişi halinde TL’de değerlenme yerine Merkez Bankası rezervlerini tahkim etmek gerekiyor. Sıkı para politikası tercihleri büyümede arzu edilmeyen bir yavaşlamaya yol açmamalı. Cari açık sorunun çözümü daha zor olacak daha uzun zaman gerektirecek. Yatırımı artırmak için uzun vadeli öngörülebilir kurallara dayalı ekonomi yönetimi ve ekosistemi girişimi gerekiyor, bu da bizi hukuk devleti alanına getiriyor" dedi.

'İSTANBUL SÖZLEŞMESİNE GERİ DÖNÜLMELİ'
Özilhan, "Cumhuriyet yönetimi toplumun tüm vatandaşlarının eşit katılımı üzerine kuruludur. Temel beklentimiz eşit vatandaşlık konusunda ileriye gitmek. Toplumun farklı kesimleriyle inanç, etnik kimlik, sınıf farkı gözetmeden Türkiye hayalimizi konuşmaya başladık. Toplumun yarısını oluşturan kadınların hala şiddet görmesi, Türkiye’nin ikinci yüzyılına yakışmıyor. Beklentilerimizden biri de İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönülmesidir. Kadınların ve erkeklerin toplumsal hayata eşit katılımı olması gerektiğine inanıyoruz, parlamentodaki kadın oranının yüzde 20’ye yükselmesine rağmen toplumun yarısının temsiline göre yetersiz olması, sorumluluğumuzu artırıyor" diye konuştu.