Dünya Sağlık Örgütü 2020 yılının 10 Mart'ında, Covid 19 pandemisi ilan etti.
Pandemiden 4-5 ay önce Çin Haberler ajansı, kimsenin bilmediği bu virüsle ilgili bazı görüntüler servis etmeye başlamıştı.
1. SAFHA ALGI
Görüntülerde, kozmonot kıyafetli insanlar, asansörün düğmelerine yüzey bulaşı riski nedeniyle ellerindeki kürdanlarla basıyor, itfaiye araçları yolları, hatta insanları dezenfekte ediyordu.
Maske takılıp takılmayacağı, 2019'da tam bir muammaydı!
Sadece hastalar taksın deniliyordu. Ardından, maske takmayan vatandaşını sokak hayvanlarını yakalamaya yarayan aletlere benzer aletlerle yere yatıran Çin polisini izledik.
Daha sonra sedyede titreyen Covidli hastalar, yollarda bayılıp yerlere düşüyorlardı.
Algı tohumları ekilmişti artık!
Ancak pandemi ile birlikte bu hastalık nedeniyle insanların titremediğini, kesilen ağaç misali düşmediklerini gördük. Meğer, Çin bu görüntüleri bilim kurgu filmlerinden servis etmiş.
"Çin neden sahte görüntü servis etti?" konusunu beyaz camdaki hiçbir tartışmada görmedik. Konuyu sosyal medyada gündeme getirmeye çalışan az sayıdaki gazeteci ise küresel bir sansüre maruz kaldı.
Bunu da sorgulamadık!
ŞÜPHELERİ GİZLEYEN GAZETECİYE ÖDÜL!
Hatta, görüşüne katılmasam bile. ifade özgürlüğünüz için canımı veririm, diyen RS FM'in iki değerli gazetecisi, programlarında aşı karşıtı gibi görünen kişilere mikrofon uzatmayacaklarını ilan ettiler.
Oysa, Türkiye biontech aşısını 11 Euro'dan alıp, sonuçlardan sorumlu değiliz, diye halkına onam formu imzalatırken, İsrail aynı Biontech'e bu paranın iki katı artı 1 Euro fazla, yani 23 Euro ödüyordu. Farklı olarak, İsrail Devleti, aşı ile ilgili tüm sorumluluğu kendisi üstlenmişti.
Bunu da sorgulamadık!
YÜZEY BULAŞI YALANIYLA 200 MİLYARLIK PAZAR
Pandemi ilan edilip, Türkiye'de de ilk vaka görüldükten sonra, Türk halkı artık tokalaşmaması gerektiğini öğrenmiş, poşetlerini bile yıkıyordu. Eldiven ve dezenfektan satışı patlamıştı.
Elimizi ılık suda 20 saniye yıkayınca, virüs yok oluyordu, ama nedense iş çamaşıra gelince 90 derecede ve 2 saat yıkamak gerekiyordu.
O'nu da sorgulamadık!
O tarihte dünyanın en prestijli tıp dergisi Lancet'te yaptığım araştırmada, Covid 19 virüsünde yüzey bulaşından söz edilmiyordu.
Çünkü, tüm dünya ağız birliği ile büyük bir yalan söylemiş, karşılığında da 200 milyar dolarlık bir hijyen pazarı yaratılmıştı!
Tabii ki, bu yalan yaygın olarak ortaya çıktıktan sonra da konu beyaz camdaki tartışmalara konu olmadı. Sosyal medyada da yine sansüre uğradı.
CERRAHİ MASKE KORUR YALANI
Virüs için önce N 95 adı verilen bir maske ile yüzde 95 oranında korunabileceğimizi biliyorduk.
Ardından ucuz cerrahi maskelere razı edildik. Ama koca koca uzmanlar, bu maskeyi savunuyordu.
Sonradan anlaşıldı ki virüs ölçeğine göre cerrahi maskenin gözenekleri olması gerekenden 7 kat büyüktü. Yani sivri sineği tecrit etmek için hapishanedeki parmaklıkları kullanıyorduk.
Ardından asrın liderimiz, 22 Eylül'de virüs bitecek, dedi. Ve virüs Türkiye'de bu tarihte bitti.
Peki, küresel yansımaları bitti mi?
Hayır!
Almanya'da Biontech ile ilgili 238 tazminat davası kabul edildi!
Yani aşının memleketi, kendi aşısının insanlara zarar verdiğini resmen kabul etti!
Ancak, Türkiye'deki kanaat önderleri bu konuda iki kelam edip, özür dilemedikleri için onların halen aşı konusunu tabu olarak kabul ettiklerini gördük!
Messenger RNA'lı aşıyı Türkiye'de en hararetli savunan bazı isimlerin ise sonradan, Pfizer bağlantıları olduğu anlaşılacaktı.
Normalde, aşı labaratuvarda başarılı olduktan sonra birinci, ikinci ve üçüncü faz testler yapılıyor. Tek bir aksilikte çalışma en başa alınıyordu. Ve bir aşı 10 yıllık bir bekleme süresinden sonra kullanıma çıkıyordu. Oysa Covid 19 pandemisinde 10 yıllık süre bir kaç aya inmişti. Aşıyı üreten Prof. Dr. Uğur Şahin bile sonuçlardan emin değilken, Türkiye'de üreticiden daha fazla aşıyı savunanlar, hatta ekranda, "Gerekirse zor kullanarak aşı yapılmalı!" diyenler çıkmıştı.
ÖZÜR MÜ BEKLENMELİ, YENİ BİR VİRÜS MÜ?
Sonuç olarak, biontech aşısının daha 2 yıl geçmeden ilk verilere göre ciddi sorunlar taşıdığı ortaya çıktı.
İnsanlığı dezenfektana, 2 saatte mikrop toplayan ve işe yaramayan maskeye mahkum edenlerin dayattığı aşının da son derece tehlikeli olduğu net şekilde anlaşıldı.
Bununla birlikte, küresel bir özür bekliyorsanız, yanılırsınız.
Bunun yerine daha tehlikeli bir pandemiye hazırlıklı olmalıyız!