Silivri Hapishanesinde tutuklu Yüksel Direnişçisi akademisyen Nuriye Gülmen ve Rıdvan Akbaş’ın davası yarın Çağlayan Adliyesi 28. ACM’de görülecek.

Dört yılı aşkın süredir Ankara Yüksel Caddesinde ‘işimi geri istiyorum’ sloganıyla direnen Nuriye Gülmen 10 aydır tutuklu. Gülmen, 5 Ağustos 2020’de Grup Yorum’un çalışmalarını yürüttüğü ve halkın kullanımına da açık olan İdil Kültür Merkezi’nde yapılan polis baskınıyla gözaltına alınmıştı.

İdil Kültür Merkezi'nde Rıdvan Akbaş, Yasemin Karadağ, Fırat Kaya, Ezgi Kul ve Olcay Karadağ ile birlikte gözaltına alınan Nuriye Gülmen, 11 Ağustos’ta Rıdvan Akbaş ile birlikte tutuklanmış, diğer gözaltılar ise adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı. Gülmen’in tutuklanmasına gerekçe olarak ise ‘kaçma şüphesi’ denilmişti.

Nuriye Gülmen’in kardeşi Beyza Gülmen, gazeteci Şule Aydın’ın YouTube kanalına konuk oldu, yaşanılan sürece ve iddianamaye ilişkin bilgi verdi.

Tutuklu akademisyen Nuriye Gülmen'in gerek kendisi hakkındaki iddianameye gerekse de savunmasını yapabilmek için istediği haberlere ulaşmasının engellendiğini belirten Beyza Gülmen "Hapishanedeki insanların seslerini duyurması çok zor. Bir şekilde suçlanıyorlar ama ne iddianameye tam ulaşabiliyorlar ne de savunmalarını tam olarak yapabiliyorlar. Ablamla ilgili çıkan haberler vardı bunları savunmasında kullanabilmesi için göndermeye çalışıyorduk. Zaten kısıtlama var bir de haberlerin içeriğinden ötürü de almıyorlar bunları, o yüzden ulaştıramamıştık. Bu yüzden de savunmasını tam olarak yapamamıştı" dedi.

Beyza Gülmen görülen son iki duruşmadaki adaletsizliklere dikkat çekerek şu ifadelere yer verdi:

'İDDİANAMENİN İÇERİSİ BOŞ'

Adaletsizce özgürlüğünün elinden alınmış olması başka bir şey. Ablam 1 yıla yakın açlık grevi yapmıştı 2017’de, o zaman da tutuklanmıştı. Şimdi de benzer bir süreçten geçiyoruz. O zaman yalancı tanıklar vardı, şimdi de onun yerine neidüğü belirsiz dijital materyaller var. Açlık grevi sürecinde cezanın gerekçesi ‘Nuriye Gülmen’in örgüt talimatıyla açlık grevi yaptığına dair hiçbir somut delil bulunamamıştır’ denilmişti. Sadece Twitter’da bir beğeni yapmış ve iftiracı tanık beyanları gerekçe gösterilmişti. Bu mahkemede de bir iddianame var ve bu iddianamenin içerisinde hiçbir şey yok, ablam da ifade etti savunmasında. Bu bir iddianame değil çünkü bir iddianızın, bu iddiayı kanıtlamak için delillerin olması gerekir. İlk mahkeme olmadan önce mahkeme heyeti ablamın iddianamesine itiraz etti. Buradaki gerekçe benim söylediğim şeydi. Mahkeme heyeti ‘bu bir iddianame olmamaz çünkü burada delil yok’ diyor. Üzerine atılı suçun gerçekleşebilmesi için bunun somut delillerinin iddianameye koyulması gerekir. Biz böyle bir hukuksuzluk ile başladık mahkemeye.

'GEREKÇE AÇLIK GREVİ VE DİRENİŞLER MECLİSİ'

İlk duruşmaya getirilmedi ablam. Hapishane tarafından ‘tekli ring’ dayatıldı. İnsanca oturabilecekleri bir ring varken, bir insanın dik duramayacağı şekilde küçüçük bir ring ile getirilmek istendiler. Onlar da bu dayatmayı kabul etmediler, bu yüzden mahkemeye getirilmediler. İkinci mahkemesinde savunmasını yapabildi. 4 buçuk yıldır süren bir Yüksel Direnişin var, orada kesinlen para cezaları, işkenceler var bunlardan bahsetti. ‘Benim yaptığım her şey ortada, gizli bir şey yapmadım. Nasıl örgüt talimatı ile yaptığımı söyleyebiliyorsunuz bunları’ dedi. Aynı suçlamalar var. Açlık grevi yapması ve adalet isteyenlerin oluşturduğu Direnişler Meclisi’nin etkinlikleri katılmak.

Son olarak delil dedikleri şeylerden bahsetmek istiyorum. Deliller sonradan eklendi iddianameye. Avukatlar 2 mahkemedir incelenmesini talep ediyor bu delillerin bağımsız bir heyet tarafından. Fakat mahkeme bunu kabul etmiyor. O zaman tahliye edin diyoruz, bunu da yapmıyor.

TUTUKLAMALAR, DİRENİŞİ BİTİRMEK İÇİN

Ayrıca Cem Küçük’ten bahsetmek istiyorum. Ablam tutuklandı, daha mahkeme bile olmadan Cem Küçük denen tetikçi televizyona çıktı ve ‘Nuriye Gülmen seni içeride çürüteceğiz’ dedi. Bir yazı yazdı ‘biz Nuriye Gülmen terörist demiştik ve bakın terörist çıktı’ şeklinde. Ve bunun haricinde daha mahkeme sonuçlanmadan bir sürü haber yapıldı, ‘örgütün arşivini ele geçirdik, şöyle şeyler, böyle şeyler çıktı’ gibi. Ama bir yargılama süreci var ve bağımsız olmadığının biz de farkındayız. 10 Haziran’da üçüncü mahkemesi görülecek ablamın. Yüksel Direnişçileri Alev Şahin ve Mehmet Dersulu’yu aldık, tahliye oldular. Bu tutuklamalar direnişi bitirmek için elbette ve adalet talebini bastırmak için. Mahkemelerde adaletli kararlar çıkmıyor bu yüzden herkesi ablam Nuriye Gülmen’i sahiplenmeye çağırıyorum üçüncü duruşmasında. Onu yalnız bırakmayalım ve fiziken özgürlüğüne kavuşturalım.