Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Onursal Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan, ölümünün 13. yılında Zincirlikuyu’daki mezarı başında anıldı.

Geçirdiği rahatsızlık nedeniyle 18 Mayıs 2009’da hayata veda eden, "FETÖ"nün kumpas davalarında sorgulanmış olan, cüzzamla mücadelenin öncü isimlerinden tıp doktoru, akademisyen, yazar, eğitimci ve ÇYDD Onursal Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan, Zincirlikuyu’daki mezarı başında anıldı. Anmaya, ÇYDD Genel Başkanı Prof. Dr. Ayşe Yüksel ile dernek üyeleri de katıldı.

Burada konuşan Ayşe Yüksel "Özellikle lepra konusunda kız çocuklarının eğitime kavuşturulması konusunda örnek aldığı, ödüller verdiği çok değerli bir kadınımızı, bir insanımızı, Atatürk evladını anmak için onun kabri başındayız. Türkan Saylan hocamızı tanıyanlar, onunla birlikte çalışanlar, ondan çok şey öğrenenler, gerçekten hem şanslı hem gururlu. O kendisini, Mustafa Kemal Atatürk’ün kızı olarak tanımlardı. Mustafa Kemal Atatürk’ün devrim ve ilkelerini kendisine görev almıştı. Yaşamı boyunca Atatürk devrimini, Atatürk’ün bize bıraktığı ilkeleri korumak, sonsuza kadar yaşatmak için çalışırdı hepimizin bildiği gibi" dedi.

"Türkan hocam, gözünüz arkada kalmasın. Çünkü Türkiye’nin dört bir yanındaki 120 şubemiz, şube başkanlarımız, yönetim kurulu üyelerimiz, diğer üyelerimiz, gençlerimiz, destekçilerimiz canla başla çalışıp Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin tüzüğü doğrultusunda geleceğe ÇYDD’ye ihtiyaç olmayacağı günlere kavuşmak için emek veriyor" diyen Yüksel, ÇYDD'nin amacı, ilkeleri doğrultusunda yoluna devam edeceğini söyledi.

EVE GELEN POLİSİN BURS TALEBİ
Saylan’ın avukatlığını da yapmış olan ÇYDD Onur Kurulu Üyesi Hüseyin Karataş da Saylan'ın evine baskın yapıldığı güne ilişkin şunları söyledi:

O zor günlerimizi yaşatan o iğrenç zihniyete karşı elimizden geldiğince direndik. Evine baskın yapıldığı gün, benim cep telefonuma bıraktığı mesajı hiç unutmuyorum. Mesajda diyor ki, ‘Hüseyin’ciğim sana çok ihtiyacımız var, neredesin?’ Ben telefonumu geç açıyorum çünkü ben o süratle eve gittiğimde bizim gördüğümüz, bugüne kadar hukuksuzluklar zincirinin ilk halkalarından bir tanesiydi. Türkan hocamın evinde fotokopi kararıyla arama yapmaya çalışan, odalara izinsiz girmeye çalışan bütün o insanların hepsini engelleyip o sahte delillerin evine yerleştirilmesini önlemiştik. O acılar içerisinde yine de oradaki bir polis memurunun, bir çocuğa burs istemesi üzerine ‘Hemen gereğini yaparız elbette’ sözünü de sarf etmişti.

Eski Beyoğlu Müftüsü İhsan Özkes de törende Saylan ile ilgili anılarını anlattı. Cenaze namazını kıldırmaması için kendisine baskılar yapıldığını söyleyen Özkes, “Bugün burada, hayatını çaresiz hastaların hastalığına şifa bulmak için ve çaresiz, kimsesiz özellikle gençlerin geleceğinin önünü açmak için hayatını feda etmiş olan Türkan Saylan Hanımefendi’nin kabri başında vefat yıl dönümü münasebetiyle toplanmış bulunuyoruz. Bugün, gerçekten sayısız insanların kalbi burada, sadece biz değil, biz onları sadece temsil ediyoruz” dedi.

'MEŞALESİNİ HALA TAŞIYORUZ'
ÇYDD gençlerinden Rahime Ünlü de şunları söyledi:

O, Türkiye’nin kazandığı öyle aydın bir kadın ki gitmeden önce yakıp bizlere verdiği çağdaş gençliğin eline tutturduğu meşaleyi hâlâ taşıyoruz. Gururla ve o ateş öyle bir ateş ki sönmüyor. Yıllardır daha da büyüyor, karanlığımızı aydınlatıyor. Onun bizlere öğrettiği ilkelerle, yapmak istediği birçok şeyi yaptı ama onun hedefi hep daha çok fazlasını yapmaktı ama gözü arkada kalmasın. Arkasında çağdaş gençlik var. Türkiye’nin umudu bizler varız. Onun istediği, onun yapmak istediği yolda bizler yürüyoruz, onun ilkeleriyle, ilkelerine sarılarak. Çok duyguluyuz ama aslında ben mutluyum da çünkü kattığı değerler çok büyük şeyler.