Kamu bankaları, kimsenin okumadığı gazetelere reklam yağdırmış. AKP ve küçük ortak MHP'ye yakın gazetelere reklam yağdırılırken muhalif basına hiç reklam verilmemesi dikkat çekici. Tabloya baktığımızda bizim paralarımızla yine bize "AKP-MHP propagandası yapıldığı" net biçimde görülüyor.

Kamu bankalarının hangi gazeteye ne kadar reklam verdiği belli oldu... 

Duvar'dan Kenan Şener'in hazırladığı yazı dizisinde, adı neredeyse duyulmayan MHP'ye yakın Türkgün gazetesinin bile gelirinin nasıl arttığı görülüyor.

Türkgün'ün farkı ne? 

Şener yazısında konuyla ilgili "Kamu bankalarının en çok reklam verdiği gazetenin MHP’nin yayın organı olarak bilinen Türkgün gazetesi olması dikkat çekici bir sonuç. Bu sonuçla birlikte Türkgün’ün diğer gazetelerden daha fazla gelir elde ettiğini söyleyemeyiz. Her gazetenin reklam tarifesinin farklı olduğu akıldan çıkarılmamalı. Ayrıca, süreklilik arz eden reklamlarda birim santime düşen reklam maliyetinin daha düşük olduğu biliniyor. Yani Türkgün’e reklam vermenin daha az maliyetli olduğu, ancak birim toplamının yüksek göründüğü savunulabilir. Buna karşın reklamın reklamverene maliyeti ve gazetenin o reklamverenden elde ettiği gelir açıklanmadıkça aktarılan kamu kaynağı için tek belirleyen sütun-santim verisidir. Elimizdeki bu kısıtlı veriyle bile açıkça görülüyor ki kamu bankaları 2020 tiraj raporunda son sıralarda olmasına karşın Türkgün gazetesine reklam yağdırmış, ölçülebildiği kadarıyla 43 bin 102 santim reklam vermiş.

Diyelim ki Türkgün banka reklamı hedef kitlesi açısından ülkedeki en doğru adres ve kamu bankaları bunun için oluk oluk reklam akıtıyor. O halde özel bankaların da bu gazeteyi tercih etmiş olması gerekir. Ama 2020 yılında reklam vermek için Türkgün’ü tercih eden özel banka sayısı sadece üç. Satın aldıkları reklam alanı ise toplam bin 747 santim. Özel bankalar bin 747 santim reklam verirken kamu bankalarının 43 bin 102 santim reklam vermesi neyle açıklanabilir?" ifadelerini kullandı. 

Şener sözlerine şöyle devam etti:

"Turkcell, Ziraat Bankası, Halkbank ya da Bellona (kayyım) gibi kamu idaresindeki onlarca reklam verenin tek bir kişi kontrolündeymiş gibi senkronize ve özel bir denge gözeterek reklam dağıttığını ortaya koymak mümkün. 

Demirören Ailesi’nin kamu bankası kredisiyle Doğan Medya’yı satın alması basın tarihinde en önemli başlıklar arasındaki yerini aldı. Bugün olduğu gibi uzun yıllar farklı yönleriyle gündeme gelmeye devam edecek bu tartışmalı satış. Son adım suç örgütü lideri Sedat Peker’den geldi. Peker’in, iki yıl geri ödemesiz kredi için Demirörenlerin “faizi dahil tek kuruş ödeme yapmadığı” iddiası, kamu kaynaklarının medyaya nasıl akıtıldığına dair tartışmayı daha geniş bir kesimin gündemine soktu.

İşte o veriler: