Sakarya’nın Hendek ilçesinde, yedi işçinin hayatını kaybettiği, 127 kişinin yaralandığı havai fişek fabrikası patlamasına ilişkin davanın ikinci duruşması başladı. Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada bugün sanık ifadeleri alınacak, ardından da patlamada yaralananlar şikayetlerini anlatıp tanıklık yapacak. Duruşmaların birkaç güne yayılması bekleniyor.

Sakarya’nın Hendek ilçesindeki bir havai fişek fabrikasında geçen yıl meydana gelen, yedi kişinin hayatını kaybettiği, 127 kişinin de yaralandığı patlamaya ilişkin açılan davanın ikinci duruşması başladı. Davada beşi tutuklu yedi sanık hakkında 2 yıl 8 aydan 22 yıl 6’şar aya kadar hapis cezası isteniyor.

Hendek’teki bir havai fişek fabrikasında 3 Temmuz 2020 tarihinde patlama meydana geldi. Patlamada, fabrikada bulunan yedi işçi hayatını kaybederken, 127 kişi de yaralandı. Olayın ardından Hendek Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açılan soruşturma kapsamında, olayda ihmali olduğu iddia edilen fabrika sahibi Y.C., fabrika sorumlu müdürü A.A., fabrika müdürü ve sorumlu ustabaşı H.A.V., genel ustabaşı E.Ö., iş güvenliği uzmanı A.B. tutuklandı, sorumlu personeller A.R.E.C. ve A.Ç. ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

Patlamaya ilişkin açılan davanın ikinci duruşması, Sakarya’nın Ferizli ilçesinde yapımı devam eden yeni cezaevi alanında inşa edilen Sakarya Ağır Ceza Mahkemeleri Duruşma Salonu’nda görülmeye başlandı.

108 ŞİKAYETÇİ DİNLENECEK
Duruşmaya tutuklu sanıklar Y.C., A.A., H.A.V., E.Ö. ve A.B., tutuklu bulundukları cezaevinden SEGBİS sistemi ile bağlanırken, tutuksuz sanıklar A.R.E.C. ve A.Ç. ile avukatlar da mahkeme salonunda hazır bulundu. Aralarında fabrika çalışanları ve olaydan etkilenen diğer kişilerin de olduğu toplam 108 müştekinin dinleneceği davada, şüpheliler hakkında “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçunda 2 yıl 8 aydan, 22 yıl 6’şar aya kadar hapis cezası isteniyor. Sakarya Adliyesi’nde 6 Ocak tarihinde görülen ilk duruşma, mahkeme salonundaki fiziki yetersizlik nedeniyle ertelenmiş ve davanın Ferizli’de bulunan büyük duruşma salonunda görülmesine karar verilmişti.

'ACILARIMIZ HER GÜN KATLANIYOR'
Duruşma öncesinde salon önünde toplanan müşteki yakınları, avukatlar ve vatandaşlar basın açıklaması yaptı. Ailelere ve yakınlarına DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu da destek verdi.

Patlamada hayatını kaybeden Selehattin Tepeçınar’ın ablası Hatun Tepeçınar, acısının her gün daha da arttığını söyleyerek, “Allah kimseye böyle acılar yaşatmasın. Biz adalet için buradayız. Gerçek adaleti istediğimiz için buradayız. Canlarımızın sonuna kadar, gerçek suçluların cezalarını alana kadar biz buradayız ve bu yolda devam edeceğiz. Acılarımız her gün aynı şekilde kat kat artıyor” ifadelerini kullandı.

Aynı fabrikada daha önce de patlamalar olduğunu söyleyen Avukat Gülşen Uzuner, “Ailelerin yanındayız, aynı zamanda ailelerin de bir parçasıyız. Bir kastla bilerek yapılan bir cinayetle karşı karşıyayız. Böyle algılıyoruz. Kimse ihmal, taksir gibi başka mevzuların arkasına sığınmasın. Bilinmiş, saklanmış, organize edilmiş, denetlemeden kaçırılmış ve denetleme ile anlaşılmış. Böyle yürüyen bir dosya bu. Bu, bilerek yapılan ve insan hayatını hiçe sayan, insan hayatını almak için kurulan bir üretim düzenidir. Biz burada 7 canımızı kaybettik. Daha önceden de bu fabrikada hayatını kaybeden ve yaralananlar var. Onlarla da birlikte bir daha olmasın diye kendi canımızın hesabını sormaya geldik. Bu davanın ve böyle üretim yapan işverenlerin peşini bırakmayacağız. Sonuna kadar iş cinayeti ile ilgili yakınını kaybedenlerin yanındayız, asla da vazgeçmeyeceğiz” şeklinde konuştu.

DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ise, “Hendek’te patlama yaşandıktan 1 saat sonra oradaydık. Patlama alanında yürürken ayaklarımızın altında barutlar patlıyordu. Hala devam eden bir süreçti. Bu fabrika daha önce defalarca patlamanın yaşadığı bir yerdi, fakat adını değiştirerek üretime devam etmişlerdi. Üretim zorlamasıyla, özellikle pandemi koşullarında daha fazla üretim yapılması için insanların canını hiçe sayıldığı bir süreci o gün orada da gözlemlemiştik. Bugün de burada aileler ve avukatlarımız ile birlikteyiz” dedi.

Davanın ilk duruşması 6 Ocak’ta yapılmış, ancak duruşma salonunun küçük olması nedeniyle mağdurlar ve yakınları salona girememiş bu da protestolara neden olmuştu. İlk duruşmada fabrika sahibi Yaşar Coşkun tahliyesini isterken, sanığın avukatı “sabotaj” iddiasında bulunmuş, bunun üzerine salon karışmıştı. Duruşma, “mahkeme, salonundaki fiziki yetersizlik” de gerekçe gösterilerek bugüne ertelemişti.

'İNSANLARIN HAYATI HİÇE SAYILMASIN'
Duruşma öncesi açıklama yapan Avukat Can Atalay, “Bugün Sakarya Hendek’teki işçi katliamı ile ilgili davanın 2. duruşması için buradayız. Bu memlekette insanların hayatı hiçe sayılmasın diye, ekmeklerini kazanmaya çalışırken insan hayatları önemsiz görülmesin diye, Türkiye işçi sınıfının hayatı önemsiz görülmesin diye. Bu ülke feraha çıkacaksa, ancak emeğiyle geçinen yurttaşların, hakları hukukları sayılırsa mümkün olur diyerek buradayız” dedi.

'BU PLANLAYARAK ÖLDÜRME'
Hayatını kaybeden işçi yakını Hatun Tepeçınar ise “Biz adalet için buradayız. Gerçek adaleti istediğimiz için buradayız. Gerçek suçluların, gerçek cezalarını alana kadar bu yolda devam edeceğiz” dedi. Tepeçınar, şunları söyledi: 

Acılarımız her gün kat kat aynı şekilde artıyor. Zavallı, gariban, emekçi işçileri hiçe sayılan bir ülkede yaşıyoruz, biz böyle bir ülke istemiyoruz. Emekçi işçilerin de gerçekten hak ettiği haklarını almalarını istiyoruz. Benim bugünlük söyleyeceğim bu kadar. Adaletimizi inşallah en kısa zamanda sayın hakimlerimiz bizi fazla süründürmeden cezalarını vermelerini istiyoruz. Ve ben şunu söyleyeceğim: Taksir maksir değil; bu planlayarak adam öldürme. Çünkü bir fabrikada gereken şartlar yerine getirilmemişse bu planlayarak adam öldürmedir. Taksir maksir kabul etmiyorum. Planlayarak adam öldürme suçuyla yargılanmalarını istiyorum.