Türkiye’de yıllardır gündeme gelen cezaevlerinde hak ihlalleri, işkence ve çıplak arama son günlerde HDP Kocaeli Milletvekili ve İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi Ömer Faruk Gergerlioğlu tarafından bir kez daha kamuoyunun önüne sunuldu.

Gergerlioğlu’nun Uşak Emniyet’inde 30 üniversiteli kadına çıplak arama işkencesi yapıldığını belirtmesi ile başlayan "çıplak aramaya sessiz kalma" tepkisi git gide büyüyor. Bu uygulamaya maruz kalan kadınlar yaşadıklarını mesaj veya mektup yoluyla Gergerlioğlu’na anlatıyor. Gergerlioğlu’nun sosyal medya hesabından paylaştığı bu çıplak arama işkencesine örnekler AKP’li vekiller tarafından yalanlanırken, Adalet Bakanlığı tarafından herhangi bir karşılık bulmuyor. Bakanlığın sessiz kaldığı bu iddiaların bir tanığı da geçtiğimiz ay tahliye olan gazeteci Müyesser Yıldız oldu.

"CEZAEVİNDE BU UYGULAMA VAR"
Müyesser Yıldız OdaTV’deki yazısında “HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun gündeme getirdiği, Uşak Emniyet Müdürlüğü’nde 30 kadına çıplak arama yapıldığı iddiası üzerine başlayan tartışmalar. Bir haftadır dikkatle ve sabırla izliyorum” ifadelerini kullandı.

“İki şey için bekledim” diyen Yıldız yazısına şu şekilde devam etti:

Birincisi; yetkililerin kimin söylediğine değil, neyin söylendiğine bakarak, toptancı reddiye anlayışı yerine, “Bu ciddi bir iddiadır. Derhal gerekli inceleme ve araştırmaları yaptıracağız.” diyerek, makûl bir tavır göstermesini…

İkincisi; Adalet Bakanlığı’nın açıklama yapmasını…

Adalet Bakanlığı’ndan henüz resmi bir açıklama gelmedi.

Ancak bugün Hürriyet gazetesi, Bakanlık yetkililerine dayanarak, Ceza İnfaz Yasası ve Cezaevleri Yönetimi Ceza İnfazı Hakkında Yönetmelik’te çıplak arama düzenlemesinin yer aldığına dikkat çekti.

Böylece, öncelikle AKP yetkililerinin günlerdir kesin bir dille yalanladığı uygulamanın “hukuken” var olduğu görüldü.

Adalet Bakanlığı yetkililerinin, Hürriyet’teki diğer beyanlarına gelince; “Çıplak aramanın hassasiyetle uygulanan istisnai bir yöntem olduğunu ve beden çukurlarındaki aramanın cezaevi tabibince yapılması gerektiğini” vurgulamışlar.

Bu tablo karşısında, cezaevinden sadece 1.5 ay önce çıkmış, “FETÖ’cü veya PKK’lı” olmayan birisi olarak şunları söylemek zorunda kaldım: Polisi bilmiyorum, ama maalesef cezaevinde bu uygulama var… İstisnai falan değil, cezaevi tabibince de yapılmıyor… Tanığıyım!..”