Kanal 42 TV’de yayınlanan Sümen Altı programının konuğu AKP Grup Başkanvekili Cahit Özkan dikkat çeken ifadeler kullandı.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nu hedef alan Özkan, "Kaset ile göreve gelmiş Genel Başkan, FETÖ’nün darbesinden dolayı tutuklanacak mıydı? Hayır. Siyasi uzantısı buydu. Hodri meydan diyoruz. Bakırköy Belediye Başkanının evine geldiği zaman kalkıyor bir de hiç utanmadan elde kahve ayakta terlik televizyon ekranından milletimizin şehadetini izliyor" dedi.

Özkan konuşmasında "AK Parti, zaten FETÖ’cülerin giremediği, FETÖ’cülerin ele geçiremediği bir parti olmuştur. Onun için 17/25 Aralık püskürtülmüştür. Cumhur İttifakı FETÖ’cülerin dizayn edemediği bir ittifaktır. MHP de bunlara direnmiştir" ifadesini kullandı.

Özkan, "AK Parti, zaten FETÖ’cülerin giremediği bir parti" derken, Grup Başkanvekili olduğu partinin tarihinden de habersiz bir yorumda bulunmuş oldu. soL'un derlediği bilgilere göre, özellikle 2007 yılında güçlenen Cemaat-AKP ittifakı, ülkeyi 2012 yılına kadar neredeyse birlikte yönetti.

Devlet içinde iş bölümüyle hareket eden bu ikiliden Cemaat, yargı, emniyet, medya ve orduda güç kazanırken, AKP de bu süreçte kendi iktidarını sağlamlaştırmaya çalıştı.

KİMLER YOKTU Kİ KİMLER...
İkili arasında 2012'den itibaren başlayan kavga sırasında dahi, AKP içinde 10'dan fazla Cemaatçi milletvekili bulunuyordu.

Bu vekiller arasında en tanınmışı eski futbolcu Hakan Şükür olurken, Cemaat-AKP kavgası sırasında gazetelere demeçler veren AKP'li yetkililer, partide bulunan 13 Cemaatçi vekilin, partilerine bağlı olduğu yönünde iddialarda bulunmuştu.

Sadece milletvekili düzeyinde de değil, AKP içindeki birçok üst düzey isim de Cemaat bağlantılıydı. Şimdilerde AKP'den milletvekili olan Mustafa Hilmi Dülger, Tarım Bakanı Bekir Pakdemirli'nin kardeşi Cemaat nedeniyle tutuklu olan isimler arasında. Bu isimler dışında Cemaatle bağlantılı çok sayıda AKP'li ise "FETÖ Borsası" sayesinde şu anda serbestçe dolaşıyor.

Yine darbe girişiminin en önemli isimlerinden biri olarak gösterilen eski Tümgeneral Mehmet Dişli, AKP'nin üst düzey yöneticilerinden olan ve Erdoğan tarafından Lahey Büyükelçisi olarak atanan Şaban Dişli'nin kardeşi.

Kadir Topbaş'ın damadı, Melih Gökçek, Gökçek'in oğlu, Bülent Arınç'ın damadı da FETÖ bağlantısıyla suçlanan diğer AKP'liler arasında.

Öte yandan AKP Trabzon Milletvekili Avukat Salih Cora, AKP Kırıkkale Milletvekili Mehmet Demir'in kardeşleri de Cemaat iddiasıyla kamudan ihraç edilenler arasında yer aldı.

KUMPAS DAVALARINDA EN ÖNDEYDİ
AKP içindeki Fethullahçılar bu kısa listenin kapsamını oldukça aşan genişlikte. "AK Parti, zaten FETÖ’cülerin giremediği, FETÖ’cülerin ele geçiremediği bir parti olmuştur" diyen Özkan da bu listenin yakındalarında sayılabilecek bir isim. Cemaat'e terör örgütü denilmesine 2011 yılında açıkça karşı çıkan, "Cemaat'e bir terör örgütü gibi yaklaşmak mensuplarını kırıcıdır, hakarettir" diyen Özkan'ın Cemaat savunusu şöyleydi:

Bu süren davalar Cemaat, siyaset bağlamında değerlendirilip darbe davaları (Ergenekon-Balyoz) itibarsızlaştırılıyor, dava akamete uğratılmaya çalışılıyor. Bu davalar hukuk çerçevesinde değerlendirilmektedir. Kabul edilen iddianameler söz konusudur. Cemaat bir terör örgütü değildir ki, böyle bir terör örgütü yaklaşımıyla, ateşkes ilan eder gibi yaklaşımı olsun. Cemaat'in faaliyetleri nedir, bir hukuki siyasi faaliyet içinde değil. Velev ki bunda da bulunabilir, Cemaat'e bir terör örgütü gibi yaklaşmak mensuplarını kırıcıdır, hakarettir.