AKP tarafından yapılan düzenlemeyle birlikte Kızılay'a yapılan tüm bağışlar "tamamen" vergiden düşebiliyor. Buna göre AKP'ye yakınlığı ile bilinen TORUNLAR GYO'nun satın aldığı Başkentgaz 8 milyon doları önce Kızılay'a yatırarak vergiden düşüyor. Arkasından ise paranın Kızılay'ın hesabında 75 bin doları kalacak şekilde 7 milyon 925 bin dolar tutarındaki kısmının Ensar Vakfı'na aktarılması için muvafakat vermiş. Böylece hem Başkentgaz'ın sahibi Torunlar GYO 8 milyon dolar vergiden düşüyor, hem de Ensar Vakfı'na mali kaynak aktarımı sağlanmış oluyor.

Başkentgazın  Kızılay üzerinden Ensar Vakfı’na aktardığı paraya tepki gösteren Eğitim -İş’in yazılı basın açıklaması şöyle:

DEPREMZEDELERE KOL KANAT OLAMAYAN KIZILAY, YANDAŞLARA PARAVAN ŞİRKET OLMUŞTUR!

Türkiye, "bu kadarı da olmaz" dediğimiz anda daha beter skandalların patlak verdiği bir ülke haline getirilmiştir. Öyle ki tüm toplumun kalbi, Elazığ'daki depremzedelerle atarken ortaya çıkan bir rezalet, acımızı dahi doğru düzgün yaşatmamıştır.

Depremzedeler için herkesten 10 TL istemesiyle "Bugüne dek toplanan bağışlar, paralar nereye gitti?" diye düşündüren Kızılay'ın, Ensar Vakfı'na 7 milyon 925 bin dolar para aktarılmasına paravan olduğu ortaya çıkmıştır.

AKP'ye yakınlığıyla bilinen Başkent Gaz adlı şirketin, Kızılay üzerinden çocuk istismarlarıyla gündeme gelen Ensar Vakfı'na para aktardığı belgelenmiş, Kızılay'ın kendisine yapılmayan bir bağışı almış gibi göstererek Ensar'a aktardığı öğrenilmiştir.

Yani Kızılay'a yapılan bağışların yüzde yüzünün vergi matrahından düşülüyor olmasını kullanan Başkent Gaz, bir taşla iki kuş vurmuş, hem koca Kızılay'ı paravan yaparak yandaş vakfa para aktarmış, hem de Kızılay sayesinde vergiden kurtulmuştur. Bu çirkin tezgah sayesinde Ankara halkının ödediği doğalgaz paraları Ensar Vakfı'nın cebine girmiş ve AKP'ye yakın Başkent Gaz vergi ödemekten dahi kurtulmuştur.

Bu skandal, muhtaç yurttaşlar için Kızılay'a kan ve para yardımı yapan herkesi kahretmiş, siyasal İslamcıların felaketleri bile nasıl fırsata çevrildiğini gözler önüne sermiştir.

Rezaletin belgelerinde, cinsel İstismar skandallarıyla gündeme gelen Ensar Vakfı'na bu paraların yurt ve okul yapması için verildiği notunun düşülmüş olması da bir o kadar kahredicidir. MEB'in bir kamu hizmeti olan eğitimi tarikatların yasal maskesi olan vakıflara devretmesi sürerken, bu vakıfların devlet imkânlarıyla, yurttaşların cebinden çıkan paralarla semirtilmesinin açıklanabilir bir tarafı yoktur!

Ne bu ülkenin çocukları bu kadar değersiz, ne de bu toprakların insanları bu kadar aptaldır! Göz göre göre, yaşanan acı tecrübelere rağmen, doğal afet var, felaket yaşandı demeden yapılan bu karanlık işler, elbette unutulmayacaktır.

Skandalın sıcağıyla gözlerden kaçan bir diğer gerçek ise Kızılay'a yapılan bağışların, tamamının vergiden düşülmesine dair düzenlemenin AKP döneminde yapılmış olmasıdır. Başkent Gaz'a paravan olan Kızılay'ın yakın dönemdeki tüm para hareketliliği incelenmeli ve bu incelemenin sonucu kamuoyuyla net bir şekilde paylaşılmalıdır.

Bu ülkenin insanları, Atatürk'ün adını koyduğu, kendilerinin de kanlarını vererek büyüttüğü bir kurumun, ne hale getirildiğini öğrenme hakkına sahiptir.

Eğitim-İş olarak;

Cumhuriyet'in sadece iyilik için kurulan kurumlarını bile din istismarcılarının ATM'sine çevirenleri ve bu sürece izleyici kalan siyasileri kınıyor; muhtaç durumdaki yurttaşlarımızın hakkının gasp edildiği bu tezgah hakkında hukuki sürecin başlatılmasını istiyoruz.

Merkez Yönetim Kurulu