Morek’te bulunan dokuz numaralı gözlem noktasının kuşatma altına alınmasının kırılma noktası olduğunu ifade eden Yiğit, “Türkiye özellikle bunun için 'asla geri çekilme' olmaz diyordu. Ama sessiz sedasız ve gayet hızlı bir geri çekilme gerçekleşti. Taşınma Cebel Zaviye tarafında yani İdlib’in güneyine doğru gerçekleşti. Buna dönük Türkiye’den her hangi bir açıklamanın yapılmamış olması tabi ki daha çok merak uyandırıyor. Geriye kalan gözlem noktalarının tamamının çekileceğini söyleyenler de var, dört tanesinin çekileceğini söyleyenler de var” diye konuştu.

Kimi Rus uzmanların, ”Türkiye’nin çekilmesinin, yaklaşmakta olan İdlib operasyonuna yönelik hazırlık ihtiyacından kaynaklanıyor" tezini hatırlatan Yiğit, "En fazla üzerinde durulan görüş şu: Türkiye eninde sonunda Rusya’nın Mart ayında çizdiği nihai sınırlara çekilecektir. Şu an Rusya’ya bir mesaj vermek için çekiliyor. Rusya Suriye, Libya ve son olarak Karabağ dosyaları ile Türkiye’nin karşısında çıkacak. Türkiye, bu 3 dosyayla gelinmemesi için Rusya’ya rahatlatıcı bir mesaj da veriliyor olabilir” diye ifade etti. 

Yiğit, Çin ve Uygurlu El Kaide unsurlarının olası bir operasyonda Hatay dışında gidebilecekleri hiçbir yer olmadığına işaret ederek, “Türkiye, belki Cebel Zaviye’deki cihatçı gruplara garantör olur ve İdlib’in daha da derinliklerine çekebilir ama Türkistan İslam Partili Uygurlu cihatçıların gidecek hiçbir yerleri yok. Ya çatışarak ölecekler ya da Türkiye sınırına dayanacaklar. Ama çatışarak ölme diye bir şey yok. O çok kaba bir tabir olur çünkü bunlar aileleriyle birlikte geldiler. Savaşçıdan çok daha fazla çocuk ve kadın var orada. Türkiye kapıları açılacak mı, açılmayacak mı o belirsizlik var. Kaldı ki şunun da altını çizmek gerekir, Morek gözlem noktasından çekilme başladığında ilk tepkiyi bunlar verdi. Doğrudan Erdoğan’ın ismini telaffuz ederek tehdit ettiler. Yani kendilerinin kurban edildiklerini düşünerek öfkelerini dile getirdiler. Gerek Erdoğan’a gerek Rusya’ya ve rejime karşı sonuna kadar savaşacakları mesajını verdiler” diye konuştu.