İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) düzenlenen grup toplantısında açıklamalarda bulundu. 

- Sayın Erdoğan'ın bizzat kaleme aldığı, 20 yıllık bir büyük trajedinin artık yavaş yavaş sonuna geliyoruz. 20 yıl önce "Hak, hürriyet ve adalet için yola çıkıyoruz" diyenler, zulüm ve istibdat yoluna acente oldular. 

'AVRUPA'YA GİDERKEN ORTA DOĞU ÜLKEMİZE GELDİ'

- "Avrupa Birliği'nin bir parçası oluyoruz" sözlerini alkışlarla karşılayanlar... 20 yılın sonunda ne oldu? Avrupa'ya gidecekken giderayak ortadoğuyu memleketimize getirdiler. Avrupa'ya giderken Orta Doğu ülkemize geldi. 

'BEN 'ESAD'LA GÖRÜŞEYİM' DEDİM, KULAKLARININ ÜSTÜNE YATTILAR'

- Ben dedim ki "Suriye'ye gideyim, Esad'la görüşeyim." Karşılık ne oldu? Her zaman olduğu gibi kulak üstüne yatıldı. Kulak üstüne yatılırken de her türlü hakarete maruz kaldık. Sonra da 2019 Aralık ayında, o zaman İstanbul Milletvekilimiz olan Ümit Özdağ'ın önerisiyle Ankara'da bir çalıştay düzenledik gene göç konusunda. Bu çok boyutlu sorunu çözümlemeye yönelik öneriler dile getirdik. 

'TÜRKİYE, AVRUPA'YI TEHDİT ETME ÜZERİNE KURGULANMIŞ SİSTEMİ BIRAKMAK ZORUNDA'

- Şam'da iktidarda kim olursa olsun Suriye'yle ilişkilerimizin yapıcı bir zemine oturtulması gerekiyor. Türkiye artık Sayın Erdoğan'ın eliyle Avrupalılara "Bak bunları senin yanına gönderirim ha" gibi orayı tehdit etmek üzere kurgulanmış bir sistemi bırakmak zorundadır. Dış politikayı ciddiye alıp, AB'nin de, ABD'nin de, hatta Rusya'nın da üstüne düşen görevi yerine getirmesi sağlanmalıdır.

- Bay Kriz inatla 'faiz sebep, enflasyon sonuç' diye ahkam kestikçe, bilmediğini okumaya devam ettikçe milletimizin içinde bulunduğu kriz ortamı maalesef daha da derinleşiyor. Bugün gelinen noktada TÜİK'in açıkladığı enflasyon oranı bile yüzde 70 oldu, kıskandıran bir performansla enflasyonda Arjantin'i sollamış olduk.

- Çakma müjdelerinizle milletimizi oyalamaya çalışmayı derhal bırakın. Bir an önce kamu kaynaklarını doğru yönlendirip TOKİ'nin asıl faaliyet alanına, yani dar gelirli vatandaşlarımıza konut üretmesine odaklanmasını sağlayın. Konut fiyatlarının en fazla arttığı İstanbul ve Ankara gibi illerimiz, yabancılara gayrimenkul satışlarının en çok olduğu iller. Kısıtlama getirilmeli. 

- Değerli dava arkadaşlarım, biz her hafta buradan memleket meseleleriyle ilgili önerilerde bulunurken Bay Kriz, adeta kendi eseriyle gurur duyar gibi ülkemizi içine düşürdüğü vahim tabloyu izlemeye devam ediyor. Elinde bir tek çıtlattığı çekirdeği eksik. Bir süre sonra izlemekten sıkılıyor, sıkıldıkça da kürsüye çıkıp bol miktarda esiyor.

- Önce sabır dedin, baktın taş çatladı şimdi de Allah ile kul arasına girmeye mi çalışıyorsun? Günahtır günah. Ama yok, illa şükretmeyi mi öğretmek istiyorsun? O zaman git doymak bilmeyen yandaşlarına öğret. Sen şükürden bahsediyorsun, ilk cumada Diyanet fetva veriyor. Milletimizi içine soktuğun cendereden çıkaracak hiçbir projen yok. Çıkmışsın "Razı olun" diyorsun. Bu ülkede doğduğumuz, bu ülkede yaşadığımız için şükredeceğiz, ama çevirdiğin dümenlere, anlattığın masallara inanmayacağız Sayın Erdoğan. Hırsızlığa, israfa, kayırmacılığa eyvallah demeyeceğiz.

- Aziz milletim, sadece Bay Kriz değil, saraydaki şen azınlık da devam ediyor. Şaklabanlıktan sorumlu saray bakanı abuk sabuk açıklamalarına, anlamsız esprilerine aynen devam ediyor. Bu arkadaş geçtiğimiz günlerde borç içinde yüzen sanayicilerimize verdiği 'müjdesi' alkışlanmayınca "Akşam uyuşukluğu herhalde, daha ne istiyorsunuz" diye gülmeye başlamıştı. Şimdi yeni bir 'müjde' veriyor... Hani ağustosta enflasyon düşüyordu? Madem enflasyon düşüyordu, enflasyon korumalı tahvil nereden çıktı?

- İktidarın bu pervasızlığı gayet bilinçli. Bilerek yapıyorlar. Duyarlarsa sizin dertlerinizi anlamak zorundalar. Anlarlarsa çözmek zorundalar. Çözmek için kendi rahatlarını bozmak zorundalar. Konfor meraklısı bu arkadaşlar, söz konusu kendi rahatlıkları olduğunda her şeyi satarlar. Görünen o ki, kendi rahatlarını bozmamak için memleketten, özellikle gençlerden vazgeçmiş durumdalar.

-  17 yaşındaki bir gence 'Seni ne mutlu eder?' diye sordum, 'Bilmiyorum, hiç düşünmedim' dedi. Hayal kurmak hayal oldu gerçekten. Bir ayakkabı 200-300 liradan başlıyor. Pudracı arkadaşların instagram hesaplarındaki arabaları, giydikleri ayakkabıları... Ne diyeyim ki...

- Hey gidi Tayyip Erdoğan hey, sen eskiden bu çocukları bilirdin. Sen bilirdin, çünkü aç uyumanın ne olduğunu bilirdin. Gece aç uyumanın, yetersiz paranın, Taksim'e inememenin ne olduğunu bilirdin, saray seni ne yaptı? İtibardan tasarruf olmaz öyle mi? 

- İktidar 'Gençsin emekli olamazsın' diyor, özel sektör 'Yaşlısın, çalışamazsın' diyor. Peki bu insanlar ne yapacaklar? Biz çözüm planımızı oluşturduk.

'EYT ÇÖZÜM PLANIMIZI OLUŞTURDUK'

İşte tam da bu nedenle, biz, İyi Parti olarak EYT Çözüm Planı’mızı oluşturduk. Milletimiz, memleketimiz ve tüm EYT’li kardeşlerimiz için, hayırlı uğurlu olsun.

Yapmış olduğumuz analizler; ülkemizde yaklaşık 4,7 milyon insanımızın, EYT’li olduğunu gösteriyor. Bunun içerisinde yer alan, 3 milyon vatandaşımız ise; bugün itibariyle, hem prim günlerini doldurmuş, hem de, yaş kriterini tamamlamış gözüküyor.

Biz soruna, 4 temel ilke çerçevesinden bakıyoruz. Birinci ilkemiz; Hakkaniyetin tesisi. Yani, EYT’liler grubu içerisinde, yeni bir adaletsizliğe neden olunmaması. Bunun için, 4,7 milyon insanımızın, tamamının yararlandığı, adil bir düzenleme öneriyoruz.

İkinci ilkemiz; EYT düzenlemesine bakış açımızda gizli. Biz, EYT sorununu çözmeye, bir sosyal yardım olarak değil, oluşan bir hak kaybının, giderilmesi olarak bakıyoruz.

Üçüncü ilkemiz; Nesiller arası adaleti sağlamaktan geçiyor. Yani bu düzenlemeyi; kamu maliyesinin ve sosyal güvenlik dengesinin, sürdürülebilirliği üzerine kuruyoruz.

Dördüncü ve son ilkemiz ise; basitlik ve anlaşılabilirlik. Bu çerçevede, yapacağımız EYT düzenlemesinde; öngörülen koşullardan yararlanmak için, herhangi bir başvuru süre sınırı koymuyoruz.

Böylelikle, İyi Parti iktidarında; prim gün sayısını doldurmak kaydıyla; EYT’li olan, 4,7 milyon insanımızın tamamı, süreç içerisinde, geçiş dönemi emeklilik imkânından yararlanacak.

Bu düzenleme, bütüncül bir perspektifte; mali etkileri analiz edilen bir düzenleme olacak. Dönem içerisinde, gerekli mali kaynaklar sağlanarak; Geçiş dönemi emekliliği düzenlemesinin, finansmanında kullanılacak. Bu sayede, sosyal güvenlik sistemimizin sürdürülebilirliği, zedelenmeyecek.

Üstelik, EYT çözüm planımızın yıllık maliyeti; geçmediğimiz köprüler, kullanmadığımız yollar, gitmediğimiz hastaneler, binmediğimiz uçaklar için, yandaşlara ödenen, hazine garantilerinin, yıllık yükünden, daha az olacak.

Bugüne kadar iktidar; EYT’lilerle ilgili olarak, ne doğru bir analiz ortaya koydu, ne de kamuoyunu tatmin edecek bir hesabını paylaştı.Onların, yüzeysel olarak ortaya koyduğu, mali yük hesabı,  olası bir düzenlemede, ortaya çıkacak mali yükü, doğru bir şekilde yansıtmıyor.

Kendi danışmanına, 10 maaş bağlayan Bay Kriz; EYT’li kardeşime, “çift dikiş” diyerek karşı çıkıyor. 

Yandaşlarının vergi borcunu, 1 gecede silen Bay Kriz; EYT’li kardeşimin hakkını vermeyi, maliyet olarak görüyor. Saraydaki israfın finansmanına gelince, asla bitmeyen para; iş EYT’li kardeşime gelince, ne hikmetse yok oluyor.